15 / şüphe açmış çiçek

Start from the beginning
                                    

"Necati mi? O orada mıydı?"

"Evet? Görmedin mi?"

"Yoo..."

"O zaman niye kaçarcasına gittin Atlas?"

"Irmak... Ah... Ben bilmiyorum..."

"Bilmiyorsun demek, öyle mi? Boş ver. Artık çok da normal biri olmadığını anladım," diyen Irmak, içeri girip kapıyı arkasından kapattıktan sonra hiçbir şey demeden onu öpmeye başladı. Yirmi dakika sonra Atlas'ın yatağında yan yana uzanmış, derin derin soluyorlardı. Irmak, parmağını Atlas'ın göbek deliğinde ve daktilo tuşları şeklindeki dövmelerinin üstünde gezdirerek belli belirsiz bir şarkı mırıldanıyordu. Atlas'sa gözlerini kapatmıştı, Irmak onun bedenine her bir dokunuşunun ona nasıl keyif verdiğini görebiliyordu. Sonra Irmak başını onun göğsüne yasladı, Atlas gelecekleriyle ilgili sevgi dolu bir şeyler söyledi. Ses tonunda ne bir yapaylık ne de bir mecburiyet vardı. Irmak o sözlerin ağzından değil, kalbinden çıktığını biliyordu. Atlas onu, o da Atlas'ı özlemişti. Bu kadar basitti. Dışarıda yağmur azalıyordu. Güzel bir akşam olacağı belliydi.

Irmak başını göğsünden kaldırıp ona baktı. "Hafta sonu seni bizimkilerle tanıştırmak istiyorum, ne dersin?"

Atlas hemen cevap vermedi. Düşünüp bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyor gibiydi.

"Annemle kardeşimi kastediyorum yani..." dedi Irmak. "Ama eğer istemezsen, yani henüz erken falan dersen, tabii ki bunu anlarım."

"Yoo," dedi sonunda. "Ben de onları merak ediyorum."

"Harika."

Sonra sessizlik oldu ve Atlas bir sigara yaktı. Irmak bir şey demedi ama rahatsız olduğunu belli edercesine ona hafifçe sırtını döndü.

"Ah, affedersin, unutmuşum. Kahrolası evde balkon namına hiçbir şey de yok." Irmak, onun sigarayı söndüreceğini sandı ama Atlas dudağına sıkıştırdı, üstüne aldığı yorganla yatak odasının penceresine ilerleyip camı açtı ve orada içmeye başladı.

Pencerenin açılmasıyla birlikte odaya soğuk hava doldu. Bir süre boş boş arkasından bakan Irmak, Atlas'ın sigarayı bir an önce bitirmek için hiç de aceleci davranmadığını, dahası çatının birine konan kuşları izlemeye başladığını görünce, sonunda yataktan kalktı. Üstüne alıştığı üzere onun ropdöşambırını geçirdi ve tembel adımlarla mutfağa doğru ilerledi. Susamıştı, raftan cam bir kupa alıp kendine su doldurdu.

Birden, çok tuhaf şeyler düşünmeye başladı. O an salonu ve evin geri kalanını ilk kez alıcı gözüyle inceliyordu. Bunu neden ancak şimdi fark ettiğini bilmiyordu ama, Atlas oraya, bu eve ait değilmiş gibi görünüyordu. Bir yanda lüks abajurlar, iki sütunun arasında sallanan hamak ve mermer mutfak tezgahı, bir yanda ruhu yaralı, kendini yazmaya adamış, daktilo başındaki Atlas Siyah... Bu iki resimde birbiriyle örtüşmeyen bir şeyler var gibiydi. Sanki ev ve Atlas birbirlerine yamayla tutturulmaya çalışılmış gibiydi, ama Irmak bunun başarısız bir yama olduğunu artık görebiliyordu. Evet, Atlas bu modern döşenmiş evin içinde son derece iğreti duruyordu. O gittikten sonra Atlas'ı o kocaman yatakta tek başına hayal edemiyordu. Sanki Atlas bu evin içinde hep o varken vardı, o gittiğinde yokmuş gibiydi.

Şimdi düşündükçe aklına geliyordu: Aslında bu hisse, Atlas'la ilk kez birlikte olduğu gecenin sabahında, mutfağa gidip de onu tezgahın başında kahvaltı hazırlarken bulduğunda da kapılmıştı. O an Atlas orada adeta kendisine verilen görevi yerine getiren bir figüran gibi duruyordu. Ama sonra bu his Irmak'ın aklından uçup gitmişti. Ya da üstüne düşünmeye kafa yormak hiç aklına gelmemişti, buna vakit bulamamıştı. Ama şimdi tekrar düşünüyordu. Atlas sanki bu eve ait değilmiş gibiydi. O tam bunları düşündüğü sırada, "Seni bekliyorum, gelmiyor musun?" diye seslendi Atlas içeriden.

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Where stories live. Discover now