“Bu fikre alışsan iyi edersin hayatım…” diyerek gülümseyip dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra kahvesini alıp içeriye geçmişti Emir. Bende kendi bardağımı alıp ardından giderken hala gülümsüyordum…

***

Eve döndüğümüzde yorgunluktan ölmek üzereydim. İçeriye girer girmez kendimi koltuğun üzerine bırakmıştım Emir üzerini değiştirmeye giderken de telefonum çalmıştı.

“Nasılsın anneciğim” diyerek büyük bir korkuyla açtığım telefondan bir bağırma sesi almadığım için rahatlamıştım. Annem gayet doğal cevap veriyordu. Yani düğünden sonra aramadığım için kızgın değildi bana. Gerçi bu tepkiyi bekliyordum çünkü annemle neredeyse yılda bir konuştuğumuzdan bunu dert edecek biri değildi.

“Duygu sana harika bir haberim var!”

“Hayırdır anne babamı Rus mafyası mı kaçırmış yoksa?”

“Saçmalama öyle bir şey ancak mucize olurdu”

“Anne! Ben sadece şaka yapmıştım…”

“Ben de misilleme yaptım. Her neyse boş ver şimdi o ayyaşı, bil bakalım haftaya ne yapıyorum?”

“Cici babamla balayı için safariye mi çıkacaksınız?”

“Hayır canım biz balayımızı Avrupa’da yaptık bir kere… Ama yaklaştın seyahat gibi bir şey…”

“Vay be anne Avrupa açıldın demek, yakında Türkiye’yi de AB için müzakerelere çağırırlar seni görmüşlerse…”

“Zevzeklik etme Duygu! Haftaya yanına geliyoruz. Murat seninle tanışmayı çok istiyor…” dediğinde az daha düşüp bayılıyordum. Ne demek beni merak etmiş yaa… Etmesin merak!

“Aaa… Öyle miii… Ne güzel…” diyerek zoraki sevinç gösterisi yaparken bir yandan da bu işten nasıl sıyrılacağımı düşünüyordum.

“Tamam öyleyse geldiğimizde görüşmek üzere öptüm” diyerek telefonu suratıma kapatan anneme bir demet teşekkür(!) iletirken Emir yanıma gelmişti.

“Kiminle konuşuyordun?” diye sorunca gözlerimi kaçırıp ne diyeceğimi düşünmüştüm. Acaba annemin geleceğini ona haber vermeli miydim yoksa ondan habersiz bu işi halletmeli miydim?

“Duygu iyi misin?” diyerek yanıma oturan Emir çenemi tutup kendisine bakmamı sağladığında ona ne diyeceğimi bilmiyordum.

“Arayan kimdi dedim!” diyerek kızgın bir ses tonu ile sorduğunda da sıkıntılı bir cevabın ardından “Annem…” deyivermiştim. Ondan bir şey saklamayacaktım. Ama annemden kesinlikle saklamalıydım…

“Ne dedi de böyle bembeyaz oldun peki?” diye kuşkulu gözlerle bana bakarken elini çenemden indirmişti. Başımı geriye yaslayıp “Beni ziyarete geliyor” dediğimde “Eee ne var bunda?” diye sormuştu.

ACEMİ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin