BUMERANG

88 4 2
                                    

Bumerang: Avustralya ve ABD'de spor aracı olarak kullanılmaktadır. Bumerang döndürülerek fırlatılır ve kendi ekseni etrafında bir dâire çizerek döndüğünden dolayı bir jiroskop gibi kendisini havada dengeler.
by: Google amca

Kore'de sıradan bir hayatın vardı. Evinin 500 m uzaklığında ki küçük pastanen ise geçim kaynağındı. Her gün sabah pastaneni açar ve kekleri fırına koyardın. En yakın arkadaşın da pastanede sana oldukça yardım ediyordu.

O gün de pastaneyi açmama kararı almıştınız. Sabah güneş ışığının gözüne gelmesiyle tatlı uykunu böldüm. Daha fazla uyumak istiyordun fakat uyandıktan sonra tekrar uyuyamama gibi bir huyun vardı. Bu huyuna içinden söverek doğruldun ve terliklerini giydin. Daha sonra banyoda rutin işlerini hallederek mutfağa doğru yol aldın. Mutfağa geldiğinde dolaptan mısır gevreği ve sütü alarak kesenin içine döktün. Kaseti alarak masaya oturdun. Bütün arkadaşların ya evliydi ya da mişanlı. Fakat 28 yaşında olmana rağmen senin sevgilin bile yoktu. Ailen evlenmen ve onlara torun vermen konusunda baskı uyguluyordu. Sen bunları düşünürken mısır gevreğin bitmişti. Boş kaseyi yıkadın ve odana gittin. Dolabından kıyafet seçerken gözüne bir şey takılmıştı, bumerangın... Sen küçükken baban doğum günü hediyesi olarak almıştı ilk boomerangını. O zamandan beri e koleksiyon yapıyordun. Evinin yakınında orman olması da avantajdı senin için. Ara sıra oraya gidip kafa dinlerdin, bazen de bumerangını fırlatır sana geri dönmesini ve hava da süzülüşünü izlerdin. Bugün de o günlerden birisiydi senin için. Hızlıca dolaptan aldığın kıyafetleri giydin ve çantanı da hazırlayıp evden çıktın.

Kulaklığını kulağına taktıktan sonra yürümeye başladın. Beş dakikalık yürüyüşün ardından ormana varmıştın. Etrafta piknik yapan tek tük insan vardı. Ormanın biraz daha derinine gitmeye karar verdin. Derinlerine gitmenin sebebi oralarda kimse olmazdı ve istediğin gibi takılabilirdin. Yeterince uzaklaştığını düşündün ve bir ağacın altına oturdun. Kulağına hoş bir tını gibi gelen kuş seslerini dinlerken bir yandan da elini yanında ki papatyalarda gezdiriyordun. Sarı, beyaz ve yeşil... Sana göre en uyumlu renklerdi bunlar... Aklına, küçükken yaptığın papatya taçları geldi. Baban ve annen işkolik insanlar olduğu için sana pek fazla zaman ayırmazlardı. Bu yüzden sen de okuldan sonra ve boş zamanlarında büyükannene giderdin. Seni anlayan tek insandı o. Birlikte pasta yapar, oyun oynar ve bahçe de gökyüzünü izlerdiniz. Papatya tacı yapmayı da büyükannen öğretmişti sana. Yüzünde bir gülümseme oluştu. Bu anılar senin için çok özeldi. Zaten bu ülkeye gelmeye büyükannen vefat ettikten sonra karar vermiştin. O zaman tek düşündüğün anılardan, acılardan, belki de kendinden kaçmaktı...

Gözlerinden birkaç damla süzüldü. Hemen ellerinle yüzünü sildin ve ayağa kaltın. Yine yapıyordun işte, anılarından kaçıyordun... Bunları fazla düşünmemek adına çantana eğilip bumerangını eline aldın. Havaya fırlatmak için tam kolunu havaya kaldırıyordun ki bir şey dikkatini çekti.

O, o bir bumerang mıydı? Şaşırmıştın, çünkü buraya nerdeyse kimse gelmezdim. Hala gözün boomerangtaydı. Biraz daha uzaklaştıktan sonra geri dönüşünü izledin. Belki de birkaç adım ilerinde senin gibi bir bumerang tutkunu vardı. Bunu düşünürken kalbinde bi kıpırtı hissettin. Bir umut, o da görür umuduyla, bumerangını havaya fırlattın. Bumerangını beklerken, yerden çantanı aldın ve sırtına astın. Bumerangın sana geri döndüğünde tuttun ve yürümeye başladın.umuyordun ki o kişiyi bulabilirdin. Sana göre umut biterse insanlıkta biterdi, bu yüzden her zaman olaya bardağın dolu tarafından bakardın.
İşte o an, ilk bakışma... Durmuştur, o da durmuştu. Birbirinizin gözlerinin içine bakıyordunuz. Bir an kaybolmak istedin o siyahlarda. Bir çift siyah göz nasıl bu kadar derin olabilirdi? Uzayda ki kara delikler gibi seni içine çekiyordu ve seninde kaçmaya niyetin yoktu. Hayatının geri kalanında kesinlikle hep o kara gözlere bakıp kaybolmalıydın. Ona doğru bir adım daha attın, o da attı. Etrafta ki her şey kaybolmuş gibiydi, kulakların uğulduyordu. Sen ne zaman böyle kolay bir kız olmuştun? Sen kendi düşüncelerinde boğulurken "Merhaba" demişti. Sesi kalındı fakat çok güzel gelmişti sana. Sende çekinerek de olsa "Merhaba" dedin.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 27, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Bumerang / Ong Seongwoo (OC fanfic)Where stories live. Discover now