i will fight for my dreams (Justin Bieber FanFiction)

1.bölüm

Mery Miller:

2009'DA

Justin artık ünlü oldu... Bunu başaracağını biliyordum... Ilk kilibi "one time" ona hep mesaj atıyordum twitter'dan... ama bana geri cevap vermedi... onu ilk gördüğümden beri aşığım... Twitter'dan nerdeyse 300'den fazla ona tweet atıyorum ama hiç birini görmedi... Neyse ben Stüdiyo'ya gidecem.... Evimde Stüdiyo var.. şarkı yazıp kaydediyorum.. ama şu ana kadar kimseye göstermedim... beğenmeyecekler yada dalga geçicekler için korkuyordum.. o yüzden sadece bana özel olur şarkılarım...

2011'DE

Sonunda hayallerimi gerçekleştirdim... Herkes gibi benim de fanlarım var ama onlara MİLLERS diyorum... Millers'larımı çok seviyorum.. Onlarda beni.... Şuan stüdyo'dayım... Yarınki Billiboard'da söyleyeceğim şarkıyı Mason ile seçiyorduk, Mason benim şarkılarıma düzenleme yapan hem kendisi söz yazarıdır... Yazdığım şarkılara bakıp güzel mi değil mi diye kontrol ediyor, bazı yerleri beğenmediğinde bana fikir üretiyor.. ve Billiboard'da söyleyeceğim şarkı Love Will Remember diye kararlaştırdık.. Biraz üzerinde çalıştıktan sonra eve gittim... Eve geldiğimde hemen kuşa duş alıp odama gittim... Tam üstümü değiştirecekten annem aradı.. Ve hemen cevap verdim..

"Efendim Annecim?" Dedim neşeli bir şekilde...

Annem " sanada merhaba kızım " gülerek dedi...

"pardon merhaba anne... Niye beni aradın?"

Annem "bügünkü kokteyl'i (nasıl yazıldığını tam olarak bilimiyorum) unuttuğunu sakın bana söyleme.." O zaman hemen kafama dank etti... Aaa evet bügün koketyl vardı saat 16:00... Bende unuttuğumu anlamamadı için hemen konuşmaya başladım

" yok,anne. Unutmadım.. Şuan hazırlanmam gerek bay bay" dedim

Annem " saat 16:00 görüşürüz kızım" konuşmamızı öyle bitirip kapattım.. Tam masanın üstüne bırakacakken Jack arıyordu... Jack, benim dünyadaki en iyi menajerim... Onu beklemeden hemen cevap verdim..

"Merhaba Jacky!!" Ona öyle seslememden nefret ediyor...

Jack " sana kaç kere bana öyle seslenmemeni söyledim? " dedi sinirli bir tonda.. Bende kıkırdadım

Jack " neyse... Bügün Scooter Braun ile toplantımız var saat 15:00" o zaman toplantıda 1 saat kalmam gerek çünkü 4'te annemin ve James'in yanına gitmem gerek, eve uğrayacak zamanımda yok.. Partide giyeceğim elbiseyi şimdi giyip toplantıya öyle giderim,ordanda kokteyl'e geçerim .. James annemin kocası oluyor... 2 yıl önce annemle evlendi... James çok iyi biridir... Onu babam yerine koymuştum adeta... DUR BIR DAKIKA!!! O Scooter Braun mu dedi?!?!? Hani küçüklükten beri aşık olduğum adamın menajeri.. Justin Birber'in menajeri!!! Scooter geliyorsa o zaman justin'de gelirdi!! YAŞASIN!!! Sesim heycanlı çıkmamasına özen göstererek konuşmaya başladım

Jack "çabuk giyin çünkü yarım saatin kaldı.." Dediği anda dolabı açıp elbiselere bakmaya başladım..

"Tamam yarım saate ordayım!!! Görüşürüz!! Öptüm!!" Ve birşey demesine izin vermeden telefonu kapattım... Giyinme odama gittim.. Oda resmen ayakabı, kıyafet, aksesuarlar ile dolu.. Hemen dolabı açıp bir elbise seçmeye başladım.. mini beyaz bir elbise aldım
( Giyeceği Elbise Bu Linkte:
http://instagram.com/p/pLJr7XobcQ/ )

Elbiseyi üzerime geçirdim... Ayakabı dolabına gittim, ve ayakabılarıma göz attım... Elbiseme uygun olan ayakabıyı alıp ayağıma geçirdim.
(Giydiği Ayakabı Bu Linkte:
http://instagram.com/p/opwKxIDvrD/ )
Ayanın karşısına gidip... Mango tadında parlatıcımı dudaklarıma sürdüm... Saçlarıma hiç dokunmadan açık buraktım. Kendime şöyle bi baktım. Saçlarım kapalı kahverengi ve çok kıvırcıktır... Esmerim.. Gözlerim kahverengi ama sanki siyahlar ve Güneş'te ve Ay'da parlıyorlar.. Uzunum, yaşıma göre çok uzunum... Kendime biraz baktıktan sonra... Renkli çantamı alıp içine şarjımı, kulaklıklarımı, iphone5'imi koyup çantamı kapattım. Hemen aşağıya inip anahtarlarımı mutfaktan alıp evden çıktım.. Evi kilitledikten sonr korumalara arabamı garajdan çıkartmalarını istedim... Arabamı binip şirkete sürdüm... Kırmızıda durduğumda hemen beats mor kulaklıklarımı çıkartıp telefonuma taktım... Telefonumdan David Guetta Titanium açıp sesini sonuna kadar açtım kulaklıklarımı taktım. Yeşil ışık yandığında sola saptım ve dümdüz gittim... Şirkete geldiğimde arabayı güzelece park ettim... Arabadan inip kapıları kilitledim... Kulaklarımı çıkartmadan hemen şirkete girdim... Şarkıyı söyleyerek ansasöre binip 30. Katına bastım... 5 saniye sonra asansörün kapısı açıldı.. Nasıl bu kadar hızlı diye kendime soruyorum..şarkıyı söyleyerek toplantı odasına girdim... Jack, Scooter ve Justin vardı... Müziği kapatıp koptuğa oturdum...