"Manyak kadın! Öldürmeye mi çalışıyorsun bizi?! Belki seni öldüremem ama kimse seni elimden alamaz! Uslu ol, otur yerinde!" Adam deli gibi bağırıp arabayı kullanmaya devam ettiğinde, gözlerimi bir kaç kere kırpıştırarak, başıma giren ağrıyla elimi yüzüme koyup darbe yerini ovuşturdum hafifçe. Dokunmak bile aklımın başımdan çıkmasına sebep oluyordu. Acı karşısında gözümden damlayan bir yaşı sinirle silerek adama döndüğümde yanaklarında tırnaklarımın bıraktığı kırmızı izleri görünce içimde ani bir zafer hissi baş kaldırmıştı. En azından savaşsız teslim olmamıştım.

Gözlerimi etrafımızda gezdirdiğimde, çoktan o sokaktan çıktığımızı, arabanın ana yolda olduğunu görmüştüm. İçime doğan hüzünle ellerimi kenetleyip tırnaklarımı tenime geçirdim ve arkaya yaslanarak mağlubiyetle gözlerimi aşağı indirdim. Yağız çoktan bizi kaybetmiştir muhtemelen.  Bu kez kurtuluşuma dair gerçekten hiç bir umut yoktu.  Bu kez gerçekten o adama götürülüyordum ve belki de hiç bir zaman geri dönmeyecektim.

Ölüme gittiğinde nedense her zaman hayatının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini söylerdiler, ama benim düşüncelerimde tek şey oydu. Yağız, Keremin dedikleri, Burcunun dedikleri... Neden bu kadar kafayı takmıştım, neden onun masumluğunu bu kadar kanıtlamak istiyordum bilmiyordum, ama buna ihtiyacım vardı. Sadece bir şans... Son bir şans istiyordum. Onu görüp son kez sorarak, onun ağzından da böyle bir şey yapmadığını duymak istiyordum delicesine.

Buna ihtiyacım vardı. Damarlarımda akan kana kadar, iliklerime kadar, vücudumdaki her hücreye kadar işlemişti o ihtiyaç ve bir türlü karşısını alamıyordum. Kerem bey tarafından ona yapılan muameleleri öğrendikten sonra onun da bu hayatta bir şansa ihtiyacı vardı. Ve eğer masumluğunu öğrenseydim, belki de o şansı ona ben verebilirdim... Nasıl verirdim bilmiyorum, ama en azından bir şekilde yardımcı olabilirdim. Gözlerini açabilirdim. Başka hayat yaşaması için bir umut bahşedebilirdim.

"Allah kahretsin!" Adamın aniden yüksekten bağırmasıyla irkilip koca gözlerle ona baktığımda, bakışlarının durmadan yan aynaya kaydığını görünce hızlı hareketle sağlam elimi torpidoya dayayarak başımı arkaya çevirdiğimde darbeden başım dönse de, gözlerimi bir kaç kere kırpıp açtığımda, boz bir arabanın bizi hızla takip ettiğini görünce otomatik olarak yüzüme koca bir gülümseme oturmuştu.

"Bence o kadar çabuk sevinme!" Adamın mırıldanmasıyla gözlerimi ona kaydırınca silahını yeniden çıkarıp bana doğrulttuğunu gördüm. Gülümsemem yüzümde donsa da, korkmamıştım. Suriye'de bundan çok daha tehlikeli durumlarla karşı karşıya gelmişliğim olmuştu. Fakat Yağızın arkada oluşu beni cesaretlendirmişti. Gözlerimle etrafa baktım. Araba çoktu, şimdi bir manevra yapmam diğerleri için tehlikeli olabilirdi. O yüzden bir az sabırlı davranmam gerekti. Ama öylece eli kolu bağlı da oturamazdım. Bir şey yapmam gerekti.

Adam direksiyonu bir sağa, bir sola yaparak yerimde kaymama sebep oluyor, istemeden incinmiş elimin üzerine baskı yapmama neden oluyordu. Bir taraftan başımın yüzümdeki ağrı yüzünden çatlaması, diğer taraftan bileğimdeki acı beni giderek güçsüz düşürse de, Yağızın gelişi adrenalinin damarlarıma işlemesini sağlamıştı.

Arabanın karanlık tünele girişiyle diğer araçların da seyreldiğini gördüğümde yavaş hareketlerle adama doğru kayıyor, gözlerimle yan aynalardan arkadan gelen Yağızın arabasıyla bizim araba arasındaki mesafeni anlamaya çalışıyordum. Bakılırsa eğer arabanın duvara çarpmasını sağlarsam Yağız zamanında frene  basmayı başaracaktı. Nefesimi yüksekten ciğerlerime çekip tutarak bir hamlede bir elimle adamın silahlı elini yana iterek diğer acıyan elimle direksiyona yapışıp arabanı duvara doğru  yönelttiğimde, bir kaç saniye sonra arabanın kaputu duvara çarparak neredeyse yok olma derecesine gelmiş, adamın kafası direksiyona tam değecekken açılan hava yastığının darbesiyle kafası kendi camına geçmişti. Şansımdan benim yastığım açılmamış, kemer takmadığım için direk ön cama doğru uçarak kollarımla kafamı korumaya çalışsam da, camla temasa girdiğimde tenimin delik deşik olduğunu hissettim. Cam ağırlığıma dayanamayarak kırıldığında arabadan dışarıya fırlayarak dağılmış kaputun üzerine yayılarak bir kaç dakika hareketsiz kaldım.

➿Tehlike➿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin