36 • 'Flash Mob'

Start from the beginning
                                    

"Ne oldu Tuana?"

"Biraz gelir misin?"

"Ne oldu?" dedi Azman az öncenin etkisinden çıkıp gözlerini kısarak.

"Kadınsal bir mevzu ağabeyciğim, sen anlamazsın," dedi ve ona dil çıkardı. "Hadi yenge!

Azman ona öfkeli bakışlar atarken ben yanına yürüdüm ve beraber mutfaktan çıktık. Tuana dış kapıyı da açınca, "Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Soru sorma yenge! Soru sorma!" dedi şeytani bir sırıtmayla. Herkesin kafasında dolanan şeytanları vardı ama bu kızın kafasında ekstra şeytan kontenjanı açılmış olmalıydı. Hatta minik minik şeytanlara bir anaokulu bile açmış olabilirdi. Acaba yine ne hinlik peşindesin görümce? Rabbim ne olur başıma başka bir bela açacak bir şey olmasın! Ona ne diye güvendiysem ben zaten?

El mahkûm onu takip ettim ve ahır tarafına döndük. Sonra ahırın yanındaki samanlığın kapısını açıp içeri girdi ve geçmem için bekledi. Tereddütle içeri adımladım ve Tuana ışıkları yaktı. Bu kız ışıkların yerini nereden...

Oha! Yuh!

"Lan ne yaptın sen?" dedim gözlerim yuvalarından fırlamak üzereyken. Samanlığın odun direklerinin birinin dibinde Gencer dizlerinin üzerinde oturuyordu. Dahası başı öne eğik bilinci yerinde değil gibiydi. Dahasının dahası arkasındaki odun direğe sıkı sıkıya bağlıydı.

Allah'ım, az önce başıma başka bir bela açmasın demiştim ama ben! Demiştim yani! Bu kız adam kaçırdı, adam!

"Kızım bu ne?" diye bağırdığımda "Şşş!" diye beni susturdu.

"Sürprizimi beğendin mi yenge? Kurbana bunu keseriz diye düşündüm." İşaret parmağını dudaklarına bastırdı ve düşünürmüş gibi başını samanlığın tavanına çevirdi. "Ama domuz kesmek dinimizce caiz değildi ya!" dedi ve bana bakıp aniden sırıttı. "Unutmuşum."

"Tuana!" dedim. "Allah aşkına sen bu herifi niye bağladın? Lan sen bu herifi nasıl bağladın?"

"Yenge sesini kıs biraz ya! Çocuk uyuyor," dedi gülerek. "Pardon! Domuz diyecektim."

"Kızım çabuk söyle! Sen bu haltları karıştırırken bu seni gördü mü?"

"Görmedi. Niye ki?"

"Çöz... Çözelim şunu hemen."

Gencer'e doğru attığım bir adımla koluma asıldı. "Ya bir dur Allah aşkına! Sen bu herifin bir işler karıştırdığından şüphelenmiyor musun?"

"Evet, şüpheleniyorum da..."

"Hah işte! Şimdi bunu öğrenme zamanı. Hem ondan da kurtulacağız. Güven bana yenge." Yine şeytan şeytan sırıtmasından ürkmedim desem yalan olurdu.

"Lan ne yapacağız? Başına silah dayayıp 'Konuş!' mu diyeceğiz? Çete miyiz biz?"

"Çeteyiz," dedi sırıtarak. "Bitirim Horon çetesi! Nasıl isim? Gerçi henüz 2 kişiyiz ama Nick'i ve devekuşu kılıklı ağabeyimi de katarsak..."

"Tuana!" diye çıkıştım.

"Ya yenge, sen bana bırak o işi." Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı ve Gencer'in arkasındaki tahta sütunun yanındaki ufak saman yığınının altına telefonu gizleyip yanıma geldi.

"Ne yaptın?" dedim gözlerimi kısarak.

"İşimi garantiye aldım yengeciğim. Hayat bana eşeği sağlam kazığa bağlamayı öğretti. Ah! Yaşanmışlıklar."

KÜFÜR YOK! Where stories live. Discover now