Kalbi Kırık Erkek Çocuklar

Start from the beginning
                                    

Güvercini aldı eline, okşadı sevdi. Sonra etrafa baktı, bir melek mi getirmişti bunu?

Ayağa kalktı, yanında duran Kiraz Ağaç' ından bir kiraz kopardı ve kulağına astı.

Birden omzunda bir el hissetti. Onun eli, meleğinin..

Güvercini bıraktı, sarıldı ona. Yasemin kokulu cennet meleğine, gözlerindeki yaşlar akmaya başladı.

Çocuk kalbi..

Sonra aradan tatlı sarılmalar geçti iki oğlan çocuğunun.

Zaman ilerledi ve uzaktan bir ses patladı. Korktular.. koştular. Minik güvercin, tatlı güvercin.

Yere hızla çömeldiler, gözyaşları yavaşça akarken dudaklarını Tanrı'ya dua niteliğinde çevirdiler.. ~

Havanın serinliği, ağaçların sessizliği usulca uğuldadı sıcak kalplerine.

Soğuktan donmuş, minicik kolları birbirlerini sarmalarken, daha çok Tanrı'ya dua ettiler.

"Şimdi biz ölecek miyiz?"

"Hayır."

"Şarkı mırıldanacak mısın bana?"

"Galiba, evet küçük kirazım."

Oğlan çocuk, usulca mırıldandı şarkıyı sarışın oğlanın kulağına..

"Daldığı Derinden Çıktı Çöl Rüyam

Kalbimin Serabı

Bir Kader Gibi Çöktüğü Zaman

Bak Deliklerimden Sır Ağır Değil

Çınlayan Bir Çocukluğun Korkularıyla

Bak, Bitti Son Duam.."

Piyanonun sesleri acı bir şekilde çığlık atarken iki çocuk birbirlerinin içlerine girdiler, sanki minik bir parça onları soğuktan koruyacaktı.

Sesleri birbirlerine karışırken, soğuk ve ıssız orman o iki küçük oğlanın kalbini ve ruhunu: Elleri çatlamış, gözleri tarlasının bitkilerinde olan bir çiftçinin tarlasına, bir kemanın tellerindeki o masumluğu bir şarabıyla dinleyen adamın kalbinin üzerine , çiçeklerin arasında gülüşü kaybolmuş minik çocukların avuçlarının içine düştü ruhları..

Kalpleri ise tüm masumluğun en temiz rengi olarak, döküldü usulca kalplerin bilinmeyen yerlerine..

Bir melek indi gökyüzünden aldı ruhları, ormanın derinliklerinden.

Güneş acımasızca doğarken tepeden, tam ağaçların ortasında kırmızı bir leke olarak ruhları alınmış çocukların..

Birbirlerine kenetlenmiş vücutları, mosmor dudakları ve tüm yeşilliği bozan kırmızı kan damlaları.

Sanki gülümsüyorlardı, dudaklarının kenarında hafifçe bir gülüş vardı. Kime gülüyorlardı? Canlarını alan Kötü Adamlar' a mı? Yoksa ağaçların sessizliğine mi?

Yanlarında ise duran, bıçaklar ve ayaklar.

Yerden kesilmiş, yüzler ve insanlar,

Tutmaz olmuş , diller ve eller,

Şu an hepsi birer deliler.

O küçük oğlanlar şimdi gökyüzünde, harap olmuş vücutlarının suçu olmayan, dalların kırmızı olduğu yerden bakıyorlar.

Sadece .. sarıldıkları için. Tanrı'nın soğuğu onları bir çiçekle bağladığı için, kalplerinin derinliklerinde hissettikleri heyecanın var olduğu masumluk için.

Ve bunu anlamayan suçlu insanlar.

"Benim küçük ve minik kollarım seni her zaman koruyacaktır, çiçek bahçesinde koşan sakar çocuk. Benim ellerim her daim senin saçlarındadır , güzel kokulu dostum. Ve benim dudaklarım her zaman kulağındadır korkmayasın diye. Şimdi piyano sesleri kesilecek, vücudunun feri kalmayacak ama.. sakar çocuk, gözlerin hep bana baktığında parlasın: çünkü benim gözlerim hep sana bakacak."


      Demiştim ya kısa hikayeler hakkında diye.. işte bu birinci hikaye. Günümüzden bir konuyu uyarladım aklımda usul usul . Anlamışsınızdır . Diğerleri de kısmen böyle olacak, insanların bildiği ama umursamadığı gözlerinin önündeki olaylar ve kalpler.

Bu gizli bir hikayedir.  İçinde geçen kelimeler: her bir canlıya aittir. Eğer kelimeleri doğru bir şekilde eşleştirirseniz , gizli sözcüğü bulursunuz . Birde eğer bu duyguyu hissederseniz de kendinize en özel şarkıyı armağan edin. Ve o kelimeyi bulun.

Diğer insanlar gibi olmayın, hissedin ve ağlayın...




You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 02, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tanrı'nın İniWhere stories live. Discover now