Yayına Hazırlayandan Okura: 4. Bölüm

En başından başla
                                    

Rüya görmüyorum, hayal görmüyorum! mezarın yakınında aydınlanıyorum. Biz var olacağız! birbirimizi tekrar göreceğiz! Anneni göreceğiz! onu göreceğim, onu bulacağım, ah, ona bütün kalbimi dökeceğim! Annen, senin benzerin. -

Saat on bire doğru Werther, acaba Albert döndü mü diye, hizmetkârına sorar? Hizmetkâr: evet, dedi, atını geçerken görmüş. Bunun üzerine bey kendisine açık bir kâğıt verir, içeriği şöyle:

Acaba bana niyet ettiğim bir yolculuk için tabancanızı ödünç verebilir misiniz? Hoşça kalınız!

Sevgili kadın son gece az uyudu; korktuğu gerçekleşmişti, ne sezinleyebildiği, ne de korktuğu biçimde gerçekleşmişti. Aslında öylesine arı ve rahat dolanan kanı hummalı bir infial içindeydi, güzel kalbini binbir çeşit duyumsama harap etti. Göğsünde hissettiği, Werther'in sarmalarının ateşi miydi? onun cüretkârlığına öfkeli tepki miydi? şimdiki durumunu, bir zamanlar tamamen bağsız özgür masumiyetiyle, tasasız özgüveniyle karşılaştırmasının sıkıntısı mı? Kocasının karşısına nasıl çıkacaktı? pekâlâ itiraf edebileceği, yine de itiraf etmeye cesaret gösteremediği bir sahneyi ona nasıl açıklamalı? Bunca zaman karşılıklı susmuşlardı, şimdi o mu olmalıydı bu susmayı ilk bozan, uygunsuz bir vakitte kocasına işte böyle hiç beklenmeyen bir açıklamayı yapan? Werther'in sırf ziyaretinden söz etmenin bile, hoş olmayan bir etki yapacağından korkmaya başladı, ve hele bu beklenmedik facia! Kocasının onu salt doğru bir ışıkta göreceğini, salt önyargısız algılayacağını umabilir miydi? ve kocasının, onun ruhunu okumasını isteyebilir miydi? Ve yine de, karşısında hep kristal sırça gibi serbestçe durmuş olduğu ve hiçbir duygusunu ondan gizlemediği, gizleyemediği adam karşısında rol yapabilir miydi? O da, bu da sıkıntı yaratıyor ve onu çok zora sokuyordu; ve düşüncesi hep kaybettiği, bir türlü bırakmak istemeyip de, ne yazık! terk etmek zorunda kaldığı, ama Lotte'yi kaybedince, elinde hiçbir şeyi kalmayan Werther'e dönüyordu.

O an bir türlü anlayamadığı, aralarına yerleşen tutukluk, şimdi nasıl ağır üzerine binmişti! Böylesine anlayışlı, böylesine iyi insanlar bazı belli ayrılıklar yüzünden, aralarında susmaya başladılar, her biri kendisinin haklı, öbürünün haksız olduğunu düşünür oldu, böylece ilişkiler öyle karıştı ve kışkırtıldı ki, her şeyin pamuk ipliğiyle bağlı göründüğü tekinsiz bir anda düğümü çözmek imkânsız oldu. Eskiden olduğu gibi, mutlu bir samimiyet onları yeniden birbirine yakınlaştırıp, karşılıklı sevgi ve hoşgörü aralarında hayat bulsa ve kalplerini açmış olsaydı, o zaman belki dostumuz da hâlâ kurtarılabilirdi.

Garip bir durum daha eklendi buna. Werther, mektuplarından öğrendiğimize göre, bu dünyayı terk etmek özlemini hiçbir zaman gizlememişti. Albert, bu yüzden onunla sık sık atışmıştı, Lotte ile kocası arasında da bu bazen söz konusu olmuştu. Bu eyleme karşı kesin bir tavır koyan kocası, aslında hiç de tabiatına uymayan bir çeşit duyarlılıkla, böyle bir girişimin gerekçesine ilişkin ciddiyetten duyduğu kuşkuyu belli eder, hatta bunun üzerine şakalar yapmaya yeltenir, buna inanmadığını Lotte'ye de bildirirdi. Gerçi bu Lotte'yi, düşünceleri o acıklı görüntüye kaydığı zaman, bir yandan sakinleştiriyordu, öte yandan ama, kocasına o anda kendisine eziyet veren sıkıntılarını anlatmaktan alıkoyduğunu hissediyordu.

Albert dönünce, Lotte onu tedirgin bir telâş içinde karşıladı; keyfi yoktu, işleri iyi gitmemişti, komşu yerin hukuk danışmanı, eğilmez bükülmez, dar ufuklu biriydi. Kötü yol da keyfini kaçırmıştı.

Bir şey olup olmadığını sordu, o da tezcanlı cevap verdi: Werther dün akşam buradaydı. Mektup geldi mi diye, sordu, bir mektupla paketlerin odasında olduğu yanıtını aldı. Oraya gidince, Lotte de yalnız kaldı. Sevip saydığı adamın varlığı, kalbinde yeni bir etki yarattı. Yüce gönlünün, sevgisinin ve iyiliğinin anısı onu daha sakinleştirdi, gizli bir çekimle ardından gitmek istedi, eline işini alıp, çokça yaptığı gibi, adamın odasına gitti. Onu, paketleri açıp okur buldu. Bazılarının hoş şeyler içermediği anlaşılıyordu. Ona bazı sorular yöneltti, adam kısa yanıtlar vererek, yazı yazmak üzere, kürsünün başına geçti.

Genç Werther'in AcılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin