Ethan Hakkında Gerçekler

34 11 3
                                    

Ruth öksürüklerini toparladı. John'a baktı. Ruth onu tanıyordu, bu yüzden ifadesiz gibi görünen yüzüne rağmen aslında şaşkın olduğunu biliyordu. Ruth Ethan'a baktı. Elisa, kapsülde yatıyordu, güvendeydi. Ne zırvalıyordu bu adam?

-"Bay Ethan, ne dediğinizi..." John onun koluna dokunarak susturmuştu. Ruth'un kafası karışmıştı, ama yine de ağzını açmadı. John ne yaptığını biliyor olmalıydı. John Ruth'a baktı. Ruth ona dönünce sakin bir sesle konuştu.

-"Ruth? Emma'yı arar mısın? Yemeğin yanıp yanmadığını kontrol etsin." Ruth başıyla onayladı. John elbette bir yemekten bahsetmiyordu. Elisa'nın kapsülde canlı olup olmadığını kontrol etmesini söylüyordu. Bu, John ile aralarında bir referans değildi. Doğaçlama gelişmişti ve Ruth bunu anladığı için kendiyle gurur duymuyor değildi.

Başka odaya geçti ve Emma'yı aradı. Bir kaç kere çaldırdı, kapatmamak konusunda ısrarcıydı. Nihayet Emma'nın sesi duyuldu.

-"Ruth?"

-"Emma, senden hemen bir şey yapmanı istiyorum, lütfen. 2754 numaralı hastanın yaşam fonksiyonlarını kontrol etmeni istiyorum."

-"Ruth, biliyorsun ki şu an bir hastam..." Ruth sözünü kesti.

-"Emma, acil bir durum. Lütfen, Elisa Brooks yaşıyor mu kontrol et. Güvende mi?" Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra bir iç çekiş duyuldu. Emma, gidip bakacağını bezgin bir sesle söyledi. Ruth telefonda biraz sabırsızca bekledi. Emma yine konuştu.

-"Hasta yaşıyor, Ruth. İlk girdiği güne oranla endorfini artmış. Zihnindeki zehir gittikçe azalıyor. Beyni boşaltım düzeneğimizi 2 kere kullanmak zorunda kalmış. Kapsül içi oksijen yeterli seviyede. Karbondioksit ise kesinlikle hastaya zarar vermiyor. Yani Ruth, hastanın keyfi yerinde." Son cümleyi söylerken Ruth kadının güldüğünü duydu. Samimi bir gülüştü bu. Yeni doğmuş bebeği annenin kucağına verirken bebeğin sağlıklı olduğunu söyleyen hemşirenin gülüşü gibiydi bu. Ancak cümlesine devam ederken sesinde endişe ve kafa karışıklığı vardı.

-"Ama... Dur bir dakika." Ruth nefesini tuttu. Ne yolunda gitmiyor olabilirdi ki? "Hastanın bilgilerini içeren hologram yok Ruth." Ruth rahat bir nefes verdi. Önemli bir şey olduğunu düşünmüştü.

-"Tamam Emma. Bilgileri biz aldık, müdürün haberi var. Yine de senin bildiğini duymasın, pek mutlu olmaz muhtemelen. Teşekkürler Emma." Kadın önemli bir şey yapmadığını söyledi ve telefonu kapattılar. Ruth, John ve Ethan'ın olduğu yere geri döndü. Kapıdan girince ikisi de merakla kendisine baktılar. Ruth, John'un yanına oturdu.

-"Yemek yanmamış, John. Aksine Emma, yemeğin oldukça lezzetli olacağını söylüyor."

-"Teşekkürler, Ruth." Ethan onlara bakıyordu. Kurdukları cümleler mantıksız değildi, bu yüzden anlaması gereken bir şey olduğunu düşünmüyordu ve yalnızca bakıyordu. John bakışlarını Ruth'dan Ethan'a çevirdi.

-"Biraz açıkla şunu, Ethan." Ruth, John'un resmiliği bir kenara bıraktığını fark etti. Sesinde emir yoktu, aksine sanki Ethan ile 40 yıldır arkadaşlarmış gibi samimi bir ton vardı. Hastaya kendini güvende hissettirmek için yapılan şeyleri yapıyordu John. Ethan onlara güvenmeli ve anlatmalıydı. Ethan karşılık vermeyince, aynı ses tonunda "Sana yardım edebiliriz." dedi. Ethan bakışlarını halıdan kaldırıp John'a yöneltti. Gözleri buğuluydu ve onlardan pişmanlık okunuyordu. Yüzü, eve geldiklerinde olduğu gibi ifadesiz değildi. Endişeli, korkmuş ve pişmandı.

-"Elisa ile çok mutluyduk. Onu çok seviyordum, o da beni seviyordu. Neyse. Bir gün masamın üstünde bir parça kağıt buldum. Evet, kağıt çok sık kullanılan bir şey değil artık ama o bir kağıttı. Katlanmıştı, açtım ve okudum. Orada Elisa ile ilgili şeyler yazıyordu. Onun benden gerçek yüzünü sakladığı, istersem bunu kanıtlayabileceğini söylüyordu. Dikkate almadım. Ama sonra devamı geldi. Artık görmezden gelemezdim. Mektupları yazanın kim olduğunu asla bulamadım, ama yazdığı her şey teker teker gerçekleşiyordu. Elisa hepsini teker teker yapıyordu. Sevdiğim kadından korkuyordum artık. Bir süre sonra mektuplara inanmaya başladım. Ve mektuplarda Elisa'nın bana zarar vermek istediğini, kendimi korumak için onu öldürmem gerektiği yazınca büsbütün korkmaya başladım. Elisa beni seviyordu ve benim desteğime ihtiyacı vardı. Mektuplar devam etti, ben orada yazanları reddettim hep. Elisa'nın annesi vefat edip geçen gün benimle kavga edene kadar." Yutkundu. "Bana bağırıyordu. İlk defa. O bağırıyorken karşılık vermemeye çalıştım. Mektuplarda yazanlar zihnimde dönüp duruyordu. Onun benimle konuşarak sakinleşmeyeceğinin farkında vardığımda, gideceğimi, biraz yalnız kalması gerektiğini söyledim. Onu terk ettiğimi düşündü ve çığlıklar atmaya başladı. O an gözüm karardı. Sık sık oluyordu aslında o aralar. Gözlerimi açtığımda buradaydım işte. Kendi evimde. Ben yapmış olamam. Olmamalıyım. Hayır."

Zihin TarayıcıWhere stories live. Discover now