Corentin iç çektikten sonra 'diğerlerine rahatsızlık vermek istemiyorum artık. Erastus'un öfkesi hiç dinmiyor. Böylesi daha iyi.' demişti ben Erastus'un adı geçtiğinde sinirlenirken. Corentin bunu fark etmişti. Yine de bir şey söylemedi.

Corentin anlayışlı biriydi. Hep böyle olmuştu zaten. Bunu ne Erastus için ne de kendi için yapıyordu. Bunun da farkındaydım. Benim için yapıyordu bunu. Evde daha huzurlu bir ortam olması için.

"Corentin başkalarını şimdilik boşver. Bizimle eve dönmeni istiyorum."

Corentin samimiyetimi görüyordu. Onun gerçekten geri dönmesini istiyordum. Onu umursuyordum ve ayrıca bana söylediği şeyden sonra onu burada bırakmak istemiyordum. En azından onu üzmek istemiyordum. Ya da duyguları yüzünden ona yüz çevirmek istemiyordum. Bu yüzden onu almadan dönmeyecektim.

"Bu iyi bir fikir değil Despina. Erastus bundan hiç hoşlanmayacak."

Erastus'un ismini duydukça kanımda öfke akıntıları geziyordu resmen. Derin bir nefes verdikten sonra 'Erastus geri dönmedi Corentin. Geri dönse bile ona göre hareket etmeyeceğiz.' demiş ve Corentin'in cevabını beklemiştim. Umarım bizimle dönmeyi kabul ederdi.

"Pekala. Sizinle geleceğim. Sen zor durumda kalmayacaksan sorun değil."

"Anlayışlı tavrın için teşekkür ederim."

Corentin gülümsedikten sonra göz ucuyla Hermiaya baktım. Corentini ne kadar sevmese de ona ısınıyor gibiydi. O diğer cinler gibi değildi. Sığınaktan hep birlikte çıktıktan sonra Corentin Hermiaya döndü ve 'buradan kimseye bahsetme lütfen' dedi. Hermia ise gayet anlayışlı bir tavırla ve sakin ses tonuyla 'bahsetmeyeceğim' diyerek Corentin'in omzuna iki kere vurdu. Sanki rahat ol der gibiydi bu tavrı. Aralarındaki buzların şimdilik ortaya çıkmaması iyi olurdu. Birbirlerine anlayış gösterirlerse her şey daha yolunda ilerlerdi.

Artık eve dönme vaktiydi. Bugün dirilecek özelimiz Kate idi. Nerede kalacak veya nasıl davranacağını henüz kestiremiyordum. Şaya ve Esya ile buluşmamızda bunu sormayı da aklımın bir köşesine kazıdım. Eve yaklaşırken Corentin büyücülerin kurulumunu gördüğünde neler olduğunu sordu. Ona baştan sona olayları anlatırken eve varmıştık bile. Büyücüler kurumun çoğunu halletmişlerdi. Evlerin arasında uzanan uzunca yolu evleri kurmadan yapmışlardı. Çember şeklinde duran bu kurulum kaldığım evi ortaya almıştı. Bu simetrik kurum güzel bir plan ortaya çıkarmıştı.

Azrail büyü ile kuruluma yardım ediyordu. Büyücüler onu fazlasıyla sevmişti. Şimdilik her şey yolundaydı. Evimin yanında büyücülerin evlerine göre büyük bir ev kuruluyordu. Bu Fiona içindi. Sayn halkından bir çoğu gelmiş Fiona'nın evini kuruyordu. Aralarında Fionayı da gördüm. Arka bahçemizden Okka çıktığında geldiklerini anladım.

Fiona'nın evinin kurulumu diğerlerine göre biraz daha uzun sürecekti. Kurulum bitmezse bugün bizde kalmasını isteyecektim. Fiona ben düşüncelerle etrafı boş boş izlerken beni gördü ve el sallayarak yanıma ilerledi.

"Kisor başkanıyla görüştüm. İkna etmem biraz zor oldu. Seni tanımadığı için nasıl bir özel olduğunu bilmiyor. İyi olduğun konusunda kefil olduktan sonra gelmeyi kabul etti. Şimdi tek görev onu ikna etmek."

Bu iyi bir haberdi. İkna konusunda elimden gelenin en iyisini yapacaktım.

"Bu akşam bu işi halledeceğiz. Kisor halkı da bizimle olacak."

Bu emin konuşmamın ardından Fiona gülümseyerek beni onayladı. Gerçekten bu konuma nasıl gelmiştim ben? Daha dün hız yeteneğim olursa kaçabilirim planları kurarken şimdi Kisor halkını yanımıza çekme planları kuruyordum. Kategori üstüne kategori atlamıştım. Tabii çevremdekilerin yardımı etkiliydi. Tek başıma bu yeteneğe sahip olmam pek bir işe yaramayabilirdi.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن