|18|

1.2K 218 141
                                    

"burası tam olarak neresi?" diye sordum arabadan indikten sonra. tam önümüzde kocaman bir ev vardı.

"anlarsın." dedi takahiro ve üçümüz birlikte içeri girdik. girer girmez alkol kokusu ve son ses açılmış müziğin gürültüsü beni rahatsız etti. "aradığın çocuğun partisi." dedi takahiro, yüksek bir sesle.

"ciddi misin?" diye sordum, oldukça ciddi görünmesine rağmen. issei o sırada etrafı inceliyordu.

"şu, değil mi?" kırmızı koltukların birinde etrafında bir sürü insanla birlikte oturan çocuğu işaret etti. eli arada bir siyah kısa saçlarına gidiyordu ve kahkaha atıyordu.

takahiro onu onaylamadan çocuğun yanına gittim. önünde dikildiğimi görünce o ve kasıntı grubu susup bana baktılar. kahkaha attığı hâlinden eser kalmamış, bana ciddiyetle bakıyordu. kolunu yanındaki kızın omzundan çekip ayağa kalktı. benden oldukça uzundu.

"bir şey mi istemiştin?"

intikam almayı istemiştim ama ne yapacağımı hiç düşünmemiştim. bu yüzden ne diyeceğimi ve ne yapacağımı bilmiyordum. daha önceden prova yapmış olmayı istemiştim ama artık çok geçti.

"seninle özel olarak konuşmam gereken bir şey var." dedim olayları akışına bırakmaya karar vererek. diğerleri karşımdaki çocuktan daha meraklıydı. çocuk yutkundu, muhtemelen ne için geldiğimi tahmin etmişti.

"seni tanımıyorum, bana tanımadığım biriyle konuşmam bir neden söyle."

"ben de seni tanımıyorum ama yaptığın şeyi biliyorum. hani intihar eden çocuk-"

sözümü keserek, "geliyorum." dedi. arkadaşlarının "tooru mu?" diyişlerini umursamadan önümden yürümeye başladı.

villanın arka bahçesinde kimse yoktu. kocaman bir havuz ve yerde boş, karton bardaklar vardı.

"ne kadarını biliyorsun?"

"hepsini biliyorum." tabii ki her şeyi bilmiyordum.

"ne konuşacaksın?" gergin ve çaresiz görünüyordu. bu da benim daha çok sinirlenmeme neden oluyordu. bana yukarıdan bakan bu çocuk tooru'yu öldürmüştü. yaşadığı şeylere rağmen gülümsemeyi bilen bir insanı öldürmüştü. onun kimseye hiçbir şekilde zararı yoktu.

"bak, tamamen açık konuşacağım; eğer şimdi polise falan gidip suçunu itiraf etmezsen seni şurada öldürürüm. karar vermek için on saniyen var."

alayla güldü, "daha önce bunu deneyimlemiş birine karşı fazla cesaretlisin." bunu dediği anda karnına yumruk attım.

"dediğimi duymadın mı?" yere düşmüştü ve öksürüyordu. güç bela kalkıp tekrar gülmeye başladı. "neden yaptığımı biliyor musun peki?"

"nedenmiş?" tek kaşımı kaldırdım.

"kız arkadaşımı elimden aldı, hayatımı berbat etti. hem kızlardan hem de erkeklerden hoşlandığı için pek onunla takılmazdık, o da onu dışladığımızı düşünürdü."

dediklerinin hiçbirine inanmıyordum.

"beni taciz bile etti."

"hem homofobik hem de yalancısın." onu cidden öldürmeyi istedim.

bileğinden tutup onu havuza doğru götürdüm. kurtulmayı denedi ama başaramadı. oldukça uzundu ama yapılı değildi.

"hapis mi yatmak istersin yoksa buz gibi bir havuzda boğularak ölmek mi?"

glowing eyes ⎯ iwaoiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin