1.Bölüm

5.3K 1.1K 642
                                    

TİK TAK..TİK TAK..TİK

Efruz derin bir nefes verdi.Biraz sonra sevmediği bir adamla nişanlanacaktı ve o masasında oturan müstakbel nişanlısının üstündeki altından olduğuna kesinlikle emin olduğu şaşalı saatin işleyişini seyrediyordu.O saatin bile bu köşke kendisinden daha çok ait olduğunu düşündüğünde bıkkınlıkla bir kez daha elini şarabına götürdü ve bir yudum daha içti.Öyle büyük bir boş vermişlik içerisindeydi ki güçsüz bileğinde sallandırdığı kadehinden dökülen bir damla üzerindeki babasının metresinin aldığı servet değerindeki safir rengi elbiseye düştüğünde bile aldırmadı.

Uluç soy adına sahip olmak böyle bir şeydi.Onun getirdiği gücün altında ezilsen de o soyadın sorumluğunu yerine getirmek zorundaydın.Efruz başlarda buna dirense de babasının ağzından çıkan her sözün kanun olduğunu değiştirilmediği gibi değiştirilmesi teklif dahi edilemeyeceğini vücudundan süzülen kardeşinin kanları sayesinde anlamıştı.

Pes etmiş ve canavarlarına boyun eğmişti.

Şarabını tekrar dudaklarına götürdüğünde dudaklarındaki boşluk içindeki bitmeyen acının yankı yankı hücrelerine ulaşmasına sebep oldu.Arkasında daha önce orada olmayan bir şeyin gölgesinin üzerine düşmesinin getirdiği yoğunluk içindeki boşluğu doldurmaya başladığında gözlerini bir an olsun saatten alıp kafasını hafifçe bu şeyin kaynağına çevirdi.Garsonlardan biri soluna gelmiş şarabını tazelemekteydi. Garsonun uzun boylu olması sebebiyle Efruz sadece gövdesini görebiliyordu ki zaten Efruz'un başını kaldırıp adamın yüzünü inceleyecek takati yoktu.

Adam Efruz'un şarabını tazeleme işini bitirip masaya kadehi tekrar koyduğunda gömleğinin içinden sol elinin bileğine uzanan dövme Efruz'un dikkatini çekti.Devamını görmek için içinde bir merak uyandığında bu isteği de boşverdi ve şarabını tekrar yudumlamaya başladı.

''Hayatım sence de içkiyi biraz fazla kaçırmadın mı ?''

Hayatın batsın.Diyemedi tabi ki..ama Cenk Efruz'un yüzünü ekşitişinden buna benzer bir şeyi içinden geçirdiğini tahmin etti.

Sakinliğini koruyarak bakışlarını onun bakışlarına kenetledi ve iğneleyici bir ses tonuyla ''Tadımı kaçırdığınız kadar değil'' diye tısladı.

''Efruz en azından bu gün bunu yapma insanlar bize bakıyor.Onlara malzeme vermek istemeyiz değil mi ?''

Efruz alaycı bir ses tonuyla ''Tabi''Deyip kadehini bir dikişte bitirdi.

Efruz Cenk'in çocukluk aşkıydı.O daha liseye gittiği sıralarda bir resim sergisinde aynı tabloda buluşmuşlardı.Bir gün sonra Efruz evindeki yardımcılarının odasına getirdiği sıkıca sarılmış paketi açıp üzerindeki notu okuduğunda Cenk'in tabloyu onun için satın aldığını anlamıştı.

Teşekkür etmek için buluştuğunda Cenk'teki bazı şeylerin garip olduğunu anlaması Efruz için pekte güç olmamıştı.Cenk'in öfke kontrolü sorunu vardı ve fazlasıyla saplantılıydı.Belindeki silahı ve korumaları olmadan hiçbir yere gitmiyordu.İnsanları ezerek güç gösterisi yapıyor istediği şeylerin olması için her türlü yola başvuruyordu.Efruz başta bunların sebebinin sevgisizlik olduğunu düşünerek Cenk'e yardım eli uzatsa da sorunun kaynağının daha büyük şeyler olduğunu ve çözümünün kendinde bulunmadığını anladığında uzaklaşmaya çalıştı fakat gözden kaçırdığı bir şey vardı.O artık Cenk'in en büyük saplantısı haline gelmişti.

Rauf Uluç yerinden kalkıp elinde ki kadehine birkaç kez gümüş tatlı kaşığıyla vurduğunda tüm salon uğultuyu kesip dikkatini ona verdi.

''Değerli misafirler öncelikle hepiniz hoş geldiniz.Bizi bu özel günümüzde yalnız bırakmayıp bize eşlik ettiğiniz için başta Cenk ve Efruz adına hepinize teşekkür ederim.Evlatlarım hadi gelin yanıma.''

ORJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin