33.Bölüm: ŞİFRE

Start from the beginning
                                    

...

Temiz çarşafı yatağa serdiğim de Nefes yaslandığı duvardan ayrılıp "ne desem bilemiyorum. Sen olmasan-" devamını getirmesine izin vermeden "birşey demene gerek yok uyu ve iyice dinlen" bana gülümseyip "teşekkür ederim" dediğin de bende gülümseyip odadan çıktım. O sırada Özgür içeri girdiğin de bakışları beni buldu.
Hiç iyi görünmüyordu. Bir günde çökmüştü sanki bakışları arkamda ki kapıya kaymıştı. "Burada gitmedi değil mi?" gözleri dolarken ne yapacağımı bilememiştim. "Bu kadar yakınım da ama ben ona bakamıyorum bile" yaşlar yanaklarından akarken eliyle saçlarını karıştırdı. "Elif ona hem sarılıp hem de itmek istiyorum." bana sarıldığında bende sarılıp "bu da geçecek merak etme"
Bu acı da bitecekti. "Geçmiyor o yokken hiç geçmedi. Şimdi var ama yine geçmiyor"

Geçecekti.

"Her şey için zaman gerekir elbet geçecek ve sende mutlu olacaksın"

"Onsuz mutlu olmayacağım"

"O zaman onla ol!"

Kafasını kaldırıp bana şaşkınca bakıp
"Elif sanırım sen geçmişte ne-"
Yine bir lafı bölüp "dediğin gibi geçmiş.. Hem neden gittiğini biliyor musun?
Özgür gözlerin hala onu arıyor kader tekrardan bir şans vermiş olabilir bu sefer kaybetme" sözlerim onun kafasını karıştırmış olmalı ki susup kaldı.
En iyisi yanlız bırakmaktı.
Özgürü tek bırakıp yukarı çıktığım da Demir'in hangi odada olduğunu düşündüm. İlk açtığım kapı banyo çıksa da ikincisin de yatak da uzanmış bir Demirle karşılaşmıştım. İçeri geçtiğim de Demir dalgınca tavana bakmaya devam ediyordu. Yanına uzandığım da kafasını bana çevirdi. "Geldi mi?" sorusunu önce anlamasam da sonra Özgürü kastettiğini
anlamıştım. "Evet, bedeni geldi ama ruhu geçmişte acı çekiyor" Demir bana dönüp kaşlarını çattı. " ne bekliyorsun kız geldi diye mutlu olacağını mı?" gözlerimi devirip ofladım. "Demir kızın üstüne çok gitmiyor musunuz? Kızın neden terk ettiğini bile bilmiyoruz" Demir daha fazla sinirlenip yatak da doğruldu.
"O benim kardeşimi terk etti.
Hem de ortada hiç birşey yokken!
Şimdi bir anda ortaya çıkıyor ne yapmamızı bekliyordun?!" onlarda kendince haklıydı tabii.
"Demir yine de ne olduğunu bilmeden bir insanı yargılayamayız" kızın neden çekip gittiğini önemliydi. Bir insan aşık olduğu adamı neden bırakıp gidersi ki?
"Elif bir kadın aşık olduğu adama sırtını çevirmez onu bırakıp gitmez ne olursa olsun!"

Ne olursa olsun!

"Demir o adam o kadına ihanet ederse gider. Hangi kadın ihaneti kabul eder?
Bu sadece başka bir kadın değil yalan da bir ihanettir." gözlerin de bir anda tuhaf bir gölgelenme olurken "ya adam yalanı kadını korumak için söylüyorsa?"
Hangi yalan bir kadını korurdu ki?
"Bu bir bahane, adamın kadını kaybetmemek için bulduğu bir bahane sadece" içinde yalan bulunduran bir ilişki de mutluluk olmazdı. "Neyse artık bu konuyu kapatsak?" sorumu yanıtsız bırakıp beni kendine çektiğin de gülümsedim. Sırtımı omzuna yaslayıp
"Demir ne olursa olsun bana yalan söyleme bana herşeyi paylaş ki sana hep destek olabileyim" kafamı yukarı kaldırıp yüzüne baktığım da bakışları yüzümdeydi. Dudaklarını anlıma bastırıp
"Hep yanımda ol, hiç gitme" bunu öyle bir şekilde söylemişti ki sanki gidicekmişim gibi konuşmuştu. "
Gülümseyip çenesine öpücük kondurdum. "Gitmek diye bir niyetim yok hem sen bana daha 'ömrümü tüketin be hatun' diyeceksin" gülerek söylediğim şeylere o da gülüp "bence o 'başımın etini yedin be hatun' olacaktı" gözlerimi kısıp
"Çok konuştuğumu mu ima ediyorsun sen?" tek kaşını kaldırıp "ima? Yoo baya söylüyorum. Çok konuşuyorsun hatun"

Hatun?

Evet bu hoşuma gitmişti.

Bilerek kendimi geri çekip "demek çok konuşuyorum? Eee yapacak birşey yok Demir bey artık bir ömür çekeceksin"
Arkamı dönüp yastığa sarıldığımda ellerimi yastıktan ayırıp "eee yapacak birşey yok Elif hanım artık bir ömür boyu sadece bana sarılacaksın"

Aşka Tutkun Adam | Tutkun Serisi IWhere stories live. Discover now