BÖLÜM 9

121 3 0
                                    

Ertesi gün yine çalan kapı ziliyle uyandım.Ve gelen yine Henry'di.

Ah!! Bu çocuğun benim uykumla sorunu ne?

Bana gülümseyen suratını görmemle tüm öfkem uçup gitti.

'Günaydın uykucu.'

Uykucu mu? Sevdim bunu.İçirisinde uyku olan her şeyi severim zaten.

'Sana da günaydın uyku bölücü.'

İkimiz de kıkırdamaya başladık.Bir süre sonra Henry

'Hadi hazırlan,beraber sahile gidip kahvaltı yapalım.'

'Sabah sabah mı?'

'Kahvaltı sabah yapılır zaten Ashley.'

Henry'nin 'Mal mısın?' bakışlarını bir kenara itip onu içeriye davet ettim ve

'Sen burada bekle, ben hemen hazırlanıp geliyorum.'

'Hemen mi? Benim bildiğim kızların 'hemeni' en az bir yarım saat sürer.'

'Hadi ama, ben Ashley'im, diğer kızlardan farklıyım.Benim onlar gibi extra bir çapa sarf etmeme gerek yok.Ben zaten güzelim,ne giysem,ne yapsam yakışıyor.'

'Alınma ama,biraz fazla kendini beğenmiş değil misin?'

'Doğanın kanunu bu Henry,ben  güzelim onlar çirkin.'

'Pekala güzellik,sustum.'

Ona gülümsedim ve odama çıktım.

***

Gardolabımı açtım ve içerisinden kalçamın hemen aşağısında biten bir kot şort,göbeğimin yarısını açıkta bırakan siyah bol bir tişört ve çekmecede ki güneş gözlüğümü aldım.At kuyruğu olan saçlarımıda açık bıraktım.Aşağıya,Henry'nin yanına indim ve ona hazır olduğumu söyledim.Bacaklarımda biraz fazla oyalanarak beni süzdü.

'Hadi gidelim o zaman.'

Ona onayladığımı belirten bir kafa hareketi yaptım ve ayakkabılıktan parmak arası sandeletlerimi aldım.Sahile doğru yürümeye başladık.

***

Hanry'le güzel bir kafede oturuyorduk.Önümüzde enfes kahvaltı tabaklarımız ve koca birer bardak buz gibi meyve sularımız vardı.Bir yandan onları yiyip içiyor,bir yandan da kahkahalarla neşelenen sohbetler ediyorduk.Gülerken kafamı çevirdiğimde karşımda Chris'i gördüm.Bana bakıyordu.Daha doğrusu Hanry'e.Gözlerinde anlam veremediğim bir öfke vardı.Benim neye baktığımı merak eden Hanry' de hafasını Chris' e doğru çevirdi.

'Onu tanıyor musun Ashley?'

'Evet,aynı okuldayız ama tanışalı sadece bir iki gün oldu.'

'Peki bana böyle bakmasının nedenini biliyor musun?'

'Aslında bende bir anlam veremedim.Her neyse,tabaklarımız da bittiğine göre gidelim buradan.Biraz gezeriz.'

'Tamam o zaman, sen burada bekle ben hesabı ödeyip geliyorum.'

'Tamam,bekliyorum.'

Amacım onu bir an önce buradan uzaklaştırmaktı.Neden yaptığını bilmesem de Chris Hanry' e öldürecek gibi bakıyordu.Kafamı yere eyip Hanry'i bekliyordum.Chris'le göz göze gelmemeye çalışıyordum.Bir kaç dakika sonra bana yaklaşan gölgenin Hanry olduğunu düşünerek kafamı kaldırdım.Yanılmıştım.Gelen Chris'ti.

'Bu lanet herifte kim Ashley?'

'Anlamadım?'

'SANA BU SİKİK HERİFİN KİM OlDUĞUNU SORUYORUM!'

'Sanane bundan.'

'Ashley beni sakın zorlama ve şimdi soruma cevap ver.'

'Hiç sanmıyorum.'

'Sen.bana.karşı.mı.geliyorsun.?'

'Evet,aynen öyle.'dememle beraber dünya ters döndü.Ya da ben ters dönmüştüm.Chris beni sağ omzuna almıştı ve arabasına götürüyordu.Yine.

'İndir çabuk beni,Hanry merak edecek.'

'Kapat o lanet çeneni ve başka bir erkeğin adını ağzına alma.'

Ne diyordu bu çocuk? Bundan ona neydi? Neden benimle bu kadar çok uğraşıyor?Geçen gün beni o evden kovduğunda her şey bitti sanıyordum.Hâla ne istiyor?

Kafamda bu sorular dönerken arabanın kapısını açtı ve beni içeriye fıtlattı.Ben kendime gelip, kapıyı açmaya çalışana kadar, o çoktan ön koltuğa geçip, kapıları kilitlemişti.

'Bak,benimle sorunun ne bilmiyorum fakat,geçen gün hallettiğimizi sanıyordum.'

'Senin altımda inlediğini hatırlamıyorum.'

'İğrençsin.'

'Hayır,sadece fazla yakışıklı,fazla seksi,yatakta fazla iyi ve etrafı fazla kız dolu bir herifim diyelim.'

'Benden ne istiyorsun?'

'Sende kabul ediyorsun yani bunları :D'

'Hayır,seni hâla iğrenç buluyorum,şimdi soruna cevap ver.'

Hadi ama,kimi kandırıyorum ki? Bu çocuk fazla iyi.Yine de bunu sana söylemeyeceğim kendini beğenmiş şey.

'Senden ne istediğimi biliyorsun bence.'

'Durdur şu arabayı.'

'Kapat çeneni yoksa o güzel dudaklarına tekrar yapışırım.'

Sanırım susmam gerekiyor.Ama susmak istemiyorum.Dudakları..Aah! Kendine gel Ashley ve kapat çeneni.

***

'Benden bu kadar mı nefret ediyorsun? Neredeyse bir saattir ne bokum bilmediğim bir yere sürüyorum ve sen ağzını açıp tek kelime etmiyorsun.Sırf seni öpeceğimi söyledim diye.'

'B-ben şeyy.'

'Sakın tek kelime daha etme Ashley.Sadece üç gün oldu sen hayatıma gireli ama söylediğin ya da söylemediğin her kelime,konuşmadığın her an, beni darma duman ediyorsun.'

Şaşkınlıktan dudaklarımı kıpırdatamıyordun.Direksiyonu kırdı ve geldiğimiz yola tekrar geri döndü.Öylece sürdü.Hiç konuşmadık.Beni aldığı sahil kenarında ki kafeye tekrar bıraktı ve hızla yanımdan geçip gitti.Geriye sadece arabasının ardından çıkan toz ve, saçlarımı uçuşturan rüzgar kaldı.Beni saran bir çift kolla kendime geldim.Arkamı döndüğümde ağlamaktan gözleri kızarmış bir Hanry gördüm.Bende ona sarıldım ve özür diledim.Tabii ki de olanları Hanry'e anlatmadım.Acil bir işimin çıktığını ve ona haber veremeden gittiğimi söyledim.Bu olaydan sonra da telefon numaralarımızı aldık zaten.

KENDİNİ BEĞENMİŞ!Where stories live. Discover now