BÖLÜM 8

143 3 0
                                    

Bir kilisedeydim,üzerimde bembeyaz,kabarık bir gelinlik vardı.Gürültülü ama bir o kadar da kulağa hoş gelen çan sesleri etrafı dolduruyordu.Az ileride geniş omuzlu,uzun boylu,giydiği takım elbise bedenine tam oturmuş,arkası dönük bir adam vardı.Ona doğru yaklaştığımda yüzünü bana döndü.CHRIS!!!

Sonunu merak ettiğim rüyam çalan kapı zili yüzünden yarıda kesilmişti.Yatağımın yanı başında ki komidinden cep telefonumu alıp saate baktım.Sabah daha 08.28 ve bugün cumartesi.Kim bu sabah sabah kapıyı alacaklı gibi çalan.Sinirle yatağımdan kalktım ve aşağıya inmeye başladım.Annemde uyanmış kapıya doğru ilerliyordu.Kapıyı açtığında annem meraklı, ben ise şaşkın gözlerle,karşımızda ki çocuğa bakıyorduk.Bu dün beni arabayla çarpmak üzere olan çocuk.Ya da benim farketmeden arabasının önüne atladığım çocuk mu demeliydim.

'Merhaba,ben Hanry.Yan villaya yeni taşındım ve bir tanışmak istedim.' dedi gülümseyerek.

Dün ki kaba,öküz herifle hiç alakası yoktu.Dün sinirli ve çatık kaşlarıyla çok yakışıklıydı.Bugün ise gülümsemesi ona ayrı bir hava katıyordu.Evet,o böyle çok masum ve sevimli görünüyordu.

Beni farketmesiyle önce kaşları yukarıya doğru kaltı, sonra da yüzü mahcup bir ifade aldı.

'Hoş geldiniz o zaman,buyurun içeriye geçin' dedi annem, kapıyı geçmesi için arayalarak.

***

Mutfakta çayın demlenmesini bekliyordum.Aklıma Hanry' nin beni gördüğünde ki mahcup bakışları geldi.Gülümsedim.Hemen kafamı iki yana salladım ve onu zihnimden uzaklaştırdım.Kaynayan çayı bardaklara doldurdum. Anneme, bana ve Hanry'e.Bardakları şekerle birlikte tepsiye koydum ve salonda oturan annem ve Hanry' e doğru ilerledim.Kahkahayla gülüyorlardı.Misafir olduğu için çayı önce Hanry' e ikram ettim,anneme de uzattıktan sonra tepsiyi sehpanın üzerine koydum ve kendi çayımıda alıp koltuğa oturdum.

Onlara meraklı gözlerle bakarak

'Neye gülüyorsunuz bakalım bu kadar?'

'Dün ikiniz arasında yaşanan olaya'dedi annem.

Demek anneme anlatmış hemen.Sinirle gözlerimi ona çevirdim ve

'Bir de anlatıyor musun? Ben gülünecek bir şey göremiyorum.'

'Hayır,yanlış anladın.Dün sana öyle davranmak istememiştim aslında.'

İşte şimdi adam olmaya başladın.Ona 'Devam et.' bakışlarımı attım ve oda bunu anlamış olacak ki

'Dün nakliye şirketiyle bir sorun yaşadım.Yanlışlıkla eşyalarımı başka bir adrese göndermişler,ona sinirliydim.Üstüne birden sen önüme çıkınca patladım birden.Tüm sinirimi senden çıkarttım anlayacağın.'

Ardından

'Özür dilerim'diyerekte ekledi.

Ona en güzelinden bir gülücük attım ve

'Önemli değil,aslında sana çok sinirlenmiştim ama şimdi nedenini öğrendiğim için seni anlayışla karşılıyorum.'

Zaten sinirli olmasaydı benim gibi bir kıza o şekilde davranmazdı.Yani ben Ashley'im.Hiç bir erkek bana karşı koyamaz.Bu ister Hanry olsun,ister Chris.

Arada birbirimize hoş bakışlar atmayı da ihmal etmeyerek sohbetimize devam ettik.Bir süre sonra evine gitmek için ayaklandı.Annemin ellerini sıktı ve tanıştığına memnun olduğunu belirtti.Daha sonra bana dönerek bir göz kırptı ve

'Her ne kadar talihsiz bir karşılaşma yaşasakta seninle de tanıştığıma çok memnun oldum, umarım daha sık görüşürüz.' dedi.

Bende ona gülümsedim ve

' Tabii ki görüşürüz'dedim.

Tanrım bu çocuk çok tatlı ve sanırım onunla çok iyi anlaşacağım.

İstemeyerek te olsa Hanry'i yolcu ettim ve annemin imalı bakışlarına aldırmayarak odama çıktım.

KENDİNİ BEĞENMİŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin