ÖLÜMSÜZ AŞKIŞ

145 3 0
                                    


Soğuk bir kış günüydü İstanbul'u kaplayan beyaz bir örtü vardı.

İnsan dışarı çıktığın da üç metre ileriyi göremiyordu

Oturduğum binanın çaprazında bulunan bakkala girdim kapıyı yavaşça açtım

Bakkalcı "hoş geldin "dedi.

"hoş buldum"

"buyurun" diye sordu.

"bir paket camel ala bilir miyim "dedim ve elimdeki ON TL ye adama doğru uzattım.

Eve doğru yola koyuldum bata çıka Sarıyer de bulunan bir binada ikinci Kat da ki daireme geldim. Üstüm başım kar olmuştu ve bayağıda üşümüştüm tam içeri girerken gazeteyi almayı unutuyordum.

Gazeteyi alıp eve girdim ocağa koyduğum çay suyunun fokurdama sesiyle birlikte mutfağa doğru koştum.

Gitar şeklinde olan kupama çayımı koydum sigaramı ve gazetemi aldım köşe de duran sobam ve onu yanında karşı bina manzaralı tekli koltuğuma oturdum sigaramı yaktım.

Gazeteyi elime aldım bilirsiniz gazete hışırdar o hışırdamayla irkildim ve şu yazıyı gördüm "son 3 gün " yazıyordu ne için mi? Bir mekân da şarkı söyleyecek kişi aranıyormuş ve bunun için elemeler yapılıyormuş. Bu benim için müthiş bir haberdi sigarımı yarıda söndürdüm tabi bu arada ev duman altı camı açmak istemiyorum hava çok soğuk.

Bizim bakkal çoğu yeri bilirdi paltomu taktım üstüme, botlarımı çektim ayağıma tam çıkıyordum "has anahtar " diye tiz seslerde bağırdım. Evin için de birinciyi geçmeye çalışan ikinci gibi koşuyorum anahtarı aldım kapıyı kapattım binadan dışarı çıktım hızlı hızlı yürümeye çalışıyorum rüzgâr beni geri itiyor beni ileri gidiyorum sanki hiç mesafe katledememiş gibi. Çaprazım da duran bakkala bakıyorum ve hep aynı uzaklıktaymış gibi " ah be rüzgâr bırak da gideyim" diye kendi kendime söyleniyorum ne zorluklar la geldim bilinmez bakkala kapıyı açtım.

"Selamün Aleyküm"

"Aleyküm Selam"

Tekrardan gülümseyerek " buyur " diye sordu.

"ya şu gazetede ki ilanın yerine soracaktım " dedim der demez

"hangi gazete" diye sordu bakkalcı

"hay kafama gazeteyi evde unuttum"

Bakkalcı hafif bir tebessümle "dur dur bende gazete var hangi baskının " diye sordu.

"söyledim " biraz bakındı hiç bulamayacak sandım ama buldu

İçimden derin bir "oh" çektim.

Adresi aldım ve o survivor şartlarında eve doğru gittim eve vardım

Kapıyı açtım ve doğru odama gidip gitarımı aldım her zaman yaptığım gibi sadece bugün biraz daha heyecanlı bir şekilde çalmaya başladım hazırlandım.

Ve üçüncü gün geldi çattı iki sene önce arkadaşımın düğününde aldığım takımımı giydim ve gitarımı aldım kapıyı çektim eleme akşam saatlerinde 9-10 arasıydı ben elemelerin başlamasına tam DÖRT saat önceden çıktım evden ve cebimde kalan son ONBEŞ TL ile yola koyuldum yürürken rüzgâr uğuldaması arasında

"başarılar" diye bir ses duydum sesin ne taraftan geldiğini anlamak için döndüm bakındım ve bakkalcının olduğunu gördüm

"sağ ol " diye bağırdım tabi o rüzgâr da sesimi duydu mu bilmiyorum.

Bayağıda acıkmıştım bir pastaneye gittim poğaça aldım otobüs durağına geldim tabi ellerim buz tutmuş son kalan ON TL mi ak bile attım ve bindim arabaya oturdum en arka köşeye, aldığım poğaçaları yemeye koyuldum.

KIŞ ÖYKÜLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin