BABAMIN VASIYETI 2 (KITAP OLDU)

-12-

Bol yorum gelirse, Buğra ve Yağmur'a özel bölüm atacağım ❤️❤️❤️

"Çabuk banyoya saklan. " dedim ve Savaş'ın kolundan tuttuğum gibi banyoya doğru çekiştirdim. Asılı olan nemli bornozumu alıp, kısa elbisemin üstüne giyindim. Babam odama girer girmez," Neredesin kızım? "diye sorduğunda derin bir nefes alıp,"Banyodayım baba!" diye seslendim ve açmış olduğum musluğu kapattım. Savaş klozet kapağının üstüne oturup, gülmemek için eli ile ağzını kapattı.

"Tamam kızım, aşağıda bekliyoruz seni." dedi ve odanın kapısını kapattı.

Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirip, Savaş'a baktım ve "Ucuz atlattık. Seni buradan çıkarmam lazım." dediğimde, Savaş'ın gülen
yüzü sert bir ifadeye büründü. Ben ne olduğunu anlayamadan, Savaş elini yumruk yapıp, başına vurmaya başladı. "Ne oldu?" diye sorduğumda, "Ceketim aşağıda kaldı.. Üstelik hazırladığın masa belki şu an bizi ele vermek üzeredir." dediğinde, ağzımı kapatıp, "Bu olamaz.. Kış bahçesini unuttum.." dedim titreyerek. Savaş oturduğu yerden aşağıya kalktıktan sonra, dudaklarını dişledi ve "Bu böyle devam edemez Melissa. Aşağıya inip, babanın karşısına çıkacağım." dediğinde, "Savaş, şimdi değil. Yalvarırım sana!"

"Babanın karşısına çıkıp, seni her şeyden çok sevdiğimi söyleyeceğim. Ne varmış bunda?

"Farkındaysan şu an benim odamın içindeki banyodayız. Yanlış anlar bizi.."

Savaş sinsice gülümseyip, sinirden kızarmış yüzüyle etrafa baktı ve "Baban gelmeseydi, 'Yanlış anlama' kısmındaki şey olacaktı Sinsirella."

"Tamam karşısına çık, demiyorum bir sana bir şey. Ama lütfen bugün olmasın. İlişkimiz için hiç iyi olmaz Savaş. Babamı tanımıyorsun, sinirlendiğinde onu kimse tutamaz."

Savaş bana sımsıkı sarılıp," Şimdi aşağıya in ve bütün delilleri ortadan kaldır hayatım ."

Saçlarımı musluk suyuyla ıslattıktan sonra, bir havluya sardım ve yapmış olduğum makyajı sildim. Üstüme eşofman takımımı giyindikten sonra, derin bir nefes alıp ve Savaş'ın dudaklarına bir öpücük kondurdum "Lütfen dikkatli ol, sakın bir yerini incitme. Olur mu? " dediğimde, Savaş başını onaylarcasına sallayıp, "Ederim, hadi aşağıya in." dedi.

Aşağıya yavaş adımlarla inip, kış bahçesine yöneldiğimde, şömine hala yanıyordu. Dört gözle Savaş'ın ceketini aradım, lakin bulamadım.

"Of,lanet olsun! Nerede bu ceket!" diye söylenirken, babamın" "Işte burada " demesiyle, ceketi suratıma fırlatması bir oldu.

"Baba? "derken, vücudum tir tir titremeye başladı. Ayvayı bildiğin yemiştim. Şimdi buyrun cenaze namazına.

"Ben sana güvenmiştim Melissa! Gururumu yerle bir ettin! Bu masa, yemekler ve şarap kadehleri neyin nesi ha?" diye bağırdığında, annem içeri girdi ve "Ne oluyor Chen?" diye sordu.

"Bizim güvendiğimiz kızımız şu oğlanı eve atmış ne olacak! " diye bağırdığında, gözlerim sinirden dolmuştu." Yanlış anladın.. Sadece yemek yedik!" dedim var gücümü toplayarak ve saçlarımı çekiştirdim.

Annem, şaşkınca bana baktığında, parmağımdaki yüzüğü gösterip, "Savaşla niyetimiz çok ciddi. Kötü bir şey yapmadık. Sadece yemek yedik, sonra işi çıktı gitti işte.." dedim.

Babam bileklerimi sımsıkı kavrayıp, "O adamdan hoşlanmadığımı sana defalarca söyledim Melissa. Bundan sonra o hergeleyi çevrende görürsem, sonu onun hiç iyi olmaz. Anladın mı?"

Annem araya girip," Chen, bırak kızın kolunu. İkisi birbirlerini seviyorlar, ne var bunda? Sen hangi ara aşka karşı çıkan biri oldun? "

"Sen karışma Miray! O çocukta hoşuma gitmeyen bir şeyler var! Biliyorsun, benim hislerim kuvvetlidir. Eğer bu işinde bir şey var diyorsam, elbette vardır!" dedi ve beni çekiştire çekiştire odama götürdü. İçeri girdiğimizde ise, Savaş pencereden atlayıp kaçmıştı.