/ 1.BÖLÜM /

9.2K 315 204
                                    

Demiş ki Oğuz Atay; Anlamıyorum. Oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor anlamıyorum... Kendimi rüzgârda deli gibi dönen bir rüzgârgülü gibi hissediyorum. Deli gibi dönerek rüzgâra uyum sağlayan bir rüzgârgülü. Hayatın önüme çıkardıklarına pes etmeden geri savuran bir rüzgârgülü. Hayat bana yine yapacağını yaptı dediğim şu dakikalardaydım. Ben koştuğum için nefes nefese hastanenin iki taraflı kapısından girince tam karşımda Behram ve Kamer ailesini gördüm. Hepsi endişeyle doğumhane yazan kapının önündeydi. İçimi kaplayan huzursuzluk istemsizce bana derin bir nefes aldırdı. Ben adımlarımı onlara doğru atmaya başladım ve onlara bir kaç adım kala ablamın çığlıkları kulağıma çalındı.

Sakin ol Umut...

Sakin ol ablan iyi olacak...

Ben sakinleşmek adına yutkundum ve annemin yanına doğru ilerledim.
"Anne, ablam iyi değil mi bir sorun yok?" Korkuyla anneme baktım ve annem ise ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerini bana dikti. "Bilmiyorum kızım. Erken, çok erken daha." Annem ellerini bacaklarının arasına koymuş titriyordu beyaz koltukta. Kendime içimden durmadan sakin ol temkinleri verirken etrafta gezdirdim gözlerimi. İki ailede buradayken o niye yok?

Bu kadar acımasız ve sorumsuz olamaz. Olamazdı değil mi? Kaşlarımı çattım ve Nergis Hanımın yanına ilerledim. Beyaz koltuklardan birinde endişeli gözlerle oturan kadını süzdüm. "Oğlunuz nerde? Benim ablam içeride ölüm kalım savaşı veriyor, onun çocuğunu doğurmaya çalışıyor! "Nergis Hanım kafasını eğdi. Verdiği tepkiye istemsizce sinirlendim. Bu ne demek oluyordu böyle? Adamın çocuğu doğuyor ama adam doğuma gelmiyor öyle mi? Benim artık sinirlerim zıvanadan çıkarken ayakta sert ifadesiyle duran Agâh Bey'in karşısına geçtim. "Agâh Bey, oğlunuz neredeyse arayın gelsin." Anlamıyorum, ablamın her şeye rağmen şu adamdan vazgeçmemesini anlamıyorum.

Uzun koridordan kulaklarıma tok bir ses yankı yaptı. Ezbere bildiğim bu sesi tanıyordum. Derin bir nefes aldım ve kafamı arkaya çevirdim. Bize doğru siyah bastonuyla gelen babamı gördüğümde kollarımı birbirine doladım. Babamın bastonunun yere vurmasından çıkan o tok ses ile içimin titremesine engel olamıyordum. Ben endişe ile olacakları beklerken babam arkasından gelen meymenetsiz adamlarına kenarda beklemeleri için eliyle talimat verdi. "Ne oluyor Agâh? Kızım içerde çığlık çığlığa," dedi babam çok düşünceli bir babaymış gibi. Oğlunu arıyorum ortalıkta yok!" diye hesap sorarcasına bastonunu yere vurdu. Agâh Bey sakince oturduğu yerden kalkarken ben yutkundum ve kaç adım geri gittim olduğum yerden. O sırada beklenilen kişi babamın arkasında kalan koridordan sahneye girdiğinde dişlerimi nefret ile sıktım...

Rahat adımlar atan adama açıkça nefret dolu gözlerle bakarken tekrar ablamın çığlıkları başladı yükselmeye. İçim korku ile titrerken gözlerimi sıkıca kapayıp açtım. Ablamın çığlıkları öyle acı geliyordu ki acısını ben hissediyordum.

Ablamın çığlıklarını duymamış gibi elleri ceplerinde gelen adamın yeni duş aldığı ıslak saçlarından belliydi. Böyle rahat davranması sinirlerimi bozarken kendime engel olamadım ve hızla ona doğru ilerledim. Karşısında durduğum da tüm gücümle onu göğsünden ittim ama o kıpırdamadı bile. Kıpırdamadığı halde gözlerinde ne az benim kadar nefret dolu bir ateş yanmıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye tıslayan işe yaramaza en içten nefretlerimle bakmaya devam ettim ve o ise benim kolumu tutup sıktı. Bir adım geri yok kızım Umut. "Neredesin sen ha? Benim ablam içerde ölüm kalım savaşı veriyor neredesin sen?" Benim sesim kontrolsüzce yüksek çıkarken kolumu hızla ondan çekip kurtardım. Onu tekrar itmek için hareketlenmiştim ki, beni kollarımdan yakaladı ve kendine çekti. Kollarımın az sonra ellerinin altında kırılabileceğini düşünüyordum. "Seni burada öldürmemem için tek bir sebep söyle!" diye sertçe konuşan adamın ardından babamın adamları ona bellerinde bir kemer gibi her zaman duran silahlarını doğrulttular ve hemen ardından ise onun babasının adamları silahlarını çıkarıp doğrulttular. İçimi bir korku sararken o çekilen silahlara rağmen gözlerini gözlerimden ayırmamıştı.

Devlerin aşk-ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin