2-Too Much Tears

90 18 77
                                    

Harry ve Louis'in tanışmasının üstünden yaklaşık bir hafta geçmişti, bu bir hafta içinde Harry'nin gün geçtikçe artan Louis ile yakınlaşma isteğinin aksine Louis gün geçtikçe ondan uzaklaşıyordu.

Harry okuduğu kitabı bir kenara bıraktı ve diz üstü bilgisayarını çıkardı. Yarım kalan kitap projesini çıkardı. O sırada kapının açılma sesi geldi, Harry muhtemelen Louis'in geldiğini düşündü, birbirlerinden tamamen uzaklaşıp birer yabancı oldukları düşüncesiyle ayağa kalkmaya yeltenmedi. Gerçi hiçbir zaman yakın olmamışlardı. Odayı Harry'e çok tanıdık gelen ince bir kadın sesi doldurdu. "Aman Tanrım anne!" Harry heyecanla ayağa kalktı ve annesinin kollarına atladı. "Ama odaya nasıl.." Annesi Harry'nin cümlesini bitirmesine izin vermeden elindeki havaya kaldırdı ve gülümsedi "yedek anahtar."

Harry ailesindeki kadınların hayatında gördüğü en güzel kadınlar olduğuna yemin edebilirdi. Muhtemelen Harry de olan kız güzelliği ailesindeki genlerden kaynaklıydı. Annesinin uzun kahverengi, belinde biten saçları vardı, Harry'ninkilerin aksine dümdüzdü.

Geri çekildi ve yatağına oturdu ve gülümseyerek annesine baktı, henüz bir haftadır ondan ayrı olmasına rağmen onu ne kadar çok özlediğini fark etti. Harry küçüklüğünden beri arkadaş ilişkileri pek iyi değildi. Özellikle orta okulda her gün eve ağlayarak yada vücüdunun çeşitli bölgeleri morarmış bir halde gelirdi. Annesi ve annesinin erkek arkadaşı Robert bu duruma daha fazla dayanamayıp Harry'e kendini nasıl savunması gerektiğini öğretmişlerdi. Fakat Harry karıncaya dahi zarar vermeyen biri olduğu için çok kez okul değiştirmek zorunda kalmıştı. Bu yüzden küçük yaştan beri en iyi ve tek arkadaşları annesi, Gemma ve Robertdi.

Öz babasını daha önce hiç görmemişti, Robert'ı baba olarak benimsemişti ve gayet iyi anlaşıyorlardı. Robert Harry'e daha önce hiç hissetmediği baba sevgisini hissetirmeyi başarmıştı.

Annesi yanına oturdu, "Nasılsın? Okul nasıl? Oda arkadaşın nasıl biri?" Harry annesinin ard arda gelen sorularına gülümsedi. "Gayet iyiyim (yalan), okulda gayet iyi (yalan sayılmaz), oda arkadaşım çok sıcak kanlı biri ve çok iyi anlaşıyoruz (kesinlikle yalan)."

"Yıl başı tatilinde eve geliceksin değil mi? Seni çok özlediler."

"Alt tarafı bir haftadır evde yokum anne."

Annesi gülümsedi ve "yokluğun biraz fazla etki ediyor, Robert şimdiden yokluğundan dolayı yakınmaya başladı bile." dedi.

Harry gülümseyip annesine sarıldığında kapının açılma sesi geldi, Louis içeriye girip çantasını yatağına savurdu. Diğer yatağın üstünde oturup sarılan Harry ve annesini gördüğünde yüzündeki gülümseme soldu. 

Harry'nin annesi Louis'i gördüğünde gülümseyerek ayağa kalktı ve Louis'e yaklaştı. "Sen Harry'nin oda arkadaşı olmalısın, ben annesi Laura." Louis en yapmacık gülümsemelerinden birini takınarak cevap verdi. "Ben Louis, tanıştığıma memnun oldum efendim." 

Harry ikisini süzerken Louis de bir gariplik olduğunu sezdi fakat anlamlandıramadı, sonuçta Louis her zaman garipti. 

Louis'in içi huzursuzlukla kaplandı, bunun sebebi Harry'nin mutluluğu muydu? Yoksa içinde ki daha önce hissetmediği anne sıcaklığını başkasının hissetmesi miydi? Louis odada daha fazla kalmak istemediğine karar verip çantasını yatağından alıp hızla kendini dışarıya attı. 

"Oda arkadaşın garip biriymiş." dedi gülerek. Harry kafasını sallayarak onu onayladı.

***

Annesi gideli yaklaşık iki saat olmuştu ve Louis hala geri dönmemişti, Harry odada bunaldığını fark edip dışarıya çıkmaya karar verdi. Bu karara kendisi bile şaşırmış olsada kampüsün bahçesi dışarısı sayılmazdı öyle değil mi?

Harry & LouisWhere stories live. Discover now