Adsız Bölüm 1

42 8 9
                                    

Edebiyat ödevi için yazılmış BİR bölüm

Herkesten farklı bir kız Aden. Kendini insanlardan soyutlamış kendi küçük dünyasında yaşayan bir kız.. Başarılı bir psikolog olma hayali yolunda başarıyla adım atan küçük varlık. Kimine göre ise sadece 21 yaşlarında bir ergen. Çoğu basit insanı anlaması için gözlerine bakması belki de sadece birkaç kelime konuşması bile yeterdi bu yüzden ergenliğinin başlarından itibaren psikolog olmak istiyordu. Bu isteği doğrultusunda kararlar vererek hayatını düzene sokmuştu. Arada sırada ruhsal olarak çöküntüdeki insanlarla konuşmasının ardından aldığı iltifatlar da ona bu kararında arkadaşlık etmişti. birkaç sene öncesine kadar bu kadar ciddi değildi belki de oda her yaşıtı gibi eğlenmek için can atıyordu. çok fazla insanla samimi olmaz herkese içini açmazdı halada öyleydi. İnsanlara samimiyet seviyesine göre davranırdı. 6 arkadaşı varsa ,ki bu onun için en ideal sayıydı,altı kişi içinden sadece 2 kişiye içini açardı tabi buna içini açmak denirse..

  Küçüklüğünüden beri ailesinin istekleri doğrultusunda hayatını düzenlerdi ne kadar onlara karşı kırgın olsada onlar sayesinde ayakta kalabildiğini bilirdi. Aile ne kadar da önemli bir şey halbuki belki de her ne olursa olsun arkanda duran seni taşıyanlar sadece onlardır? Birkaç insanla henüz hala okuyor olsada danışmanlık yaparak ve onlarla konuşarak olayı kısaca anlamıştı. Ona göre buydu psikologluk. İnsan herkese içini dökemezdi ve bu işin gereği de insanları yeteri kadar konuşturarak onları anlamaktı. Herkesin anlaşılmaya ihtiyacı vardı bunu biliyordu. Bazı arkadaşlarının 'staj' olarak gördüğü bu küçük konuşmaların her birinde yeni şeyler ekliyordu o karma karışık olmuş kafasına. şu yaşına kadar bir çok insanla konuşmuştu. bu konuda sosyal medyanın da yararı olmuştu tabii. Doğru şekilde kullanıldığı taktirde çok yararlı bir platform olabiliyordu internet. Her yaştan, her ilden insanla konuşmuşluğu vardı. Yaşlara göre problemler çoğu insanda belli şeyler oluyordu. 13-19 yaş aralığında genel olarak problemler aile tarafından anlaşılmamak ve o dönemdeki duygu karışıklığından kaynaklanan kalp pıtırtısıydı. küçük çocuklarla pek ilgilenmezdi. Çoğunun yanlış eğitildiğini düşünüyordu çünkü. Yeteri kadar fedakarlık edildiğini düşünmüyordu. En önemli zamandı insanlar için çocukluk. O küçük yaşlarda ne kadar iyi, sorumluluk sahibi eğitilirlerse büyüdükleri zaman o kadar yaralı olacaklardı.

  Ailesinin istediği şeyler doğrultusunda hayatını çizmeyi düşünmemişti bu zamana kadar fakat onları dinleyerek kitap yazmaya karar vermişti şu sıralar. Bazı hocalarının da yardımı ile yazacağı yazıya bağlı olarak kitabının basılması konusunda bir yayın eviyle anlaşmıştı. Hayatını yazacaktı şu zamana kadar yaşadıklarını.. fakat onu tanıyan insanlar kitabı okuduğunda bu o diyemeyecekleri bir şekilde dökecekti içini kelimelere.

 Şu son günlerde karışık duygular içerisindeydi. Arada sırada kendini ne yaptığının farkında olmayan ergenlere benzetiyor ve kendine gülüyordu. İnsanların yaşadığı kötü olayları gördükçe kötü hissediyordu kendini.. Benim yaşadığımda bir şey mi diye düşünmek istemiyordu ama istemeden de olsa düşünüyordu işte. Çok farklıydı herkesin hayatı. Herkesin farklıydı acıya dayanıklılığı. Kimisi ağır şeylerde ayakta dururken küçücük bir şeyde patlayıverirdi. Bu şekilde düşünülmemeliydi olaylar. Çok fazla düşündüğü için ağrımaya başlayan başının ardından oturduğu sandalyeden bitmiş kahve bardağını da alarak balkon kapısını açıp odaya geçti. Odaya attığı ilk adımda yüzüne vuran sıcak havayla üşüdüğünü anlamıştı. Yarın onun için büyük bir gündü yaklaşık 8-9 senelik 'sanal' ama yanındaki insanlardan daha gerçek arkadaşıyla buluşucaktı. Samimi olduklarından bu yana en büyük hayalleriydi bu ve sadece bir adım kalmıştı buluşmalarına. Ailesinden sonra en çok güvendiği insandı o Öykü. Adı gibi bir arkadaşı vardı öykü gibiydi buda ikisinin öyküsüydü.

***

  Bu günü iyi geçirmeliydi bu soğuk kış gününde kendine dikkat etmeli o bir adımı henüz atmamışken mahfetmemeliydi. Balkon kapısını kilitledi ve mutfağa kendine bir kahve daha yapmak için ilerledi. şu sıralarda en iyi arkadaşıydı kahve. Çekmeceden aldığı parolden bir tanesini ağzına atarak zorla yuttu. Yutmakta zorlandığı ilaç baş ağrısını bir miktar daha arttırmıştı. Normal bir zamanda başı ağrıdığı zamanlarda mutsuz olurdu okulu gereği olsun konuştuğu ve hafızasına eklediği mutsuz anılar olsun başını ağrıtırdı. Gürültüden hep kaçmıştı bu zamana kadar fazla gürültü başını ağrıtırdı. Yarının heyecanından dolayı baş ağrısı bile onun yüzündeki gülümsemeyi somurtmaya çeviremedi. Her şeyini anlattığı o arkadaşı geliyordu. Çok değerliydi onun için arkadaşlarının arasında içini tam olarak döktüğü tek kişiydi. 8
İngilizce öğretmenliği okuyordu arkadaşı. İkisininde birçok ortak yönü vardı aslında fakat bayağı da farklılardı ikisi birbirini tamamlıyordu.

 Şu zamana kadar yaşadıklarını düşündü Aden, arkadaşıyla. her üzüntüde birbirlerine koşmuşlardı destek olmuşlardı. Saatin 11'e yaklaştığını fark edince yatak odasına doğru yöneldi. Normalde uyuması gece yarısına kadar sürerdi yarın içindi her şey. Rutin işlerinin ardından telefonunu açarak arkadaşına iyi geceler mesajını attıktan sonra gözlerini kapatarak uykunun kollarına kendini sarması için izin verdi..

***

Saat 9 gibi gözlerini odayı aydınlatan güneş sayesinde açtı. Bu soğuk havaya rağmen ışıl ışıl parlıyordu güneş. Biraz halıyla bakıştıktan sonra yataktan kalkarak yüzünü yıkadı otogara gidecek  Öykünün eşyalarını aldıktan sonra kahvaltı yapmak için bir yerlere gideceklerdi. Belkide başka bir şehirden gelmiş arkadaşını cumalıkızığa götürür orada güzel bir kahvaltının ardından gezerlerdi. Çok nadir yaptığı bir şeyi yaparak plansız bir şekilde olayı akışına bırakmıştı. Rahat bir şeyler giyindikten sonra evden çıkarak arkadaşını karşılamak için arabasına bindi. Ailesi Bursa'da değildi tatil yapmak amacıyla şehir dışındaydılar. Kendine ait bir evi olsada burada oldukları zaman genelde onların  yanında olurdu. Eviyle otogar arasında fazla bir mesafe yoktu. Arabayla 30 dakika gibi kısa bir sürede gidebiliyordu. Oraya vardığında otobüsün geliyor olduğunu gördü. Hafif miğde bulantısı heycanının iyice arttığının göstergesiydi. Otobüs durduğunda yaklaşık bir dakika içinde inmişti herkes o kalabalığın içinde görmekte zorlansa da arkadaşı o tanıdığı Öykü gibiydi çekingen, utangaç, düşünceli. yaşlı bir teyzeye otobüsten inmesinde yardım ediyordu. Oraya doğru giderek öyküye yardım ettim. Teyzeyi indirdikten sonra Öyküyle sımsıkı sarılarak senelerin özlemini giderdik. İkimizde duygusaldık sadece ben her zaman ağlamaz belli etmezdim duygularımı. Bugün farklıydı işte. İkimizde ağlamaya başlamıştık. Üzgün olduğumuz zamanlardaki hayalimizde birbirimizin omzunda ağlamakdı. Mutluluktan gülerek ağlıyorduk şimdi. Mutluluktan ağlamak kadar güzel şey var mıydı? Ayrıldıktan sonra etrafımızdaki çoğu insan dağılmıştı. Bavulları arabaya götürmemizin ardından kararlaştırdığımız yere gitmek için gaza bastım. İçim içime sığmıyordu şu zamana kadar birkaç telefon görüşmesi haricinde klavyedeki harflerle değil kalbimizden geçen kelimelerle yüz yüze konuşuyorduk. Kahvaltı yapacağımız yere varana kadar yolculuğun nasıl geçtiği hakkında konuşmuştuk. Büyük ihtimal birkaç dakika sonra sanki yeni görüşmemişiz gibi her gün yaptığımız bir şeymiş gibi davranacaktık.

***

  Kahvaltımızın ardından tanışlığımız süresince kurduğumuz hayallerin arasından en küçük hayalimiz olan birlikte sinemaya gitme düşünü gerçekleştirecektik. Animasyon izlemeyi ikimizde severdik yaşımız kaç olursa olsun bıkmayacağımıza emin olduğum şeylerden birisiydi. Uzun bir yol geldiği için çok fazla yormak istemiyordum onu sonuçta otobüs yolculuklarını bilirsiniz pek rahat değildirler. Sinemanın ardından akşam yemeği olarak şu marketlerdeki fast food zincirlerinden birisini seçmiştik. Yaşımız kaç olursa olsun birbirimizle konuşurken çok ciddi olamıyorduk. Saçma sapan şeylere kahkahalar atarak gülerken insanların bize attığı bakışları umursamıyorduk. Başkasının ne düşündüğü kimin umrunda? Hiçbir insan bizim uzun yıllar boyunca en iyi arkadaş olduğumuzu ve daha önce birbirimizi görmediğimizi bilmiyordu sonuçta. Yemek yememizin ardından eve dönmemiz konusunda anlaşmıştık. Ben erken kalmış Öyküde uzun süre boyunca o rahatsız otobüste yol gitmişti. İkimizin de dinlenmeye ihtiyacı vardı. Eve gelişimizin ardından birkaç anime izleyip odalarımıza çekilmiştik. Geleceğini bildiğim için boş bir odayı onun için hazırlamıştım. Saat yavaş yavaş 11e gelirken ikimizde uykuya dalmıştık...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 18, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AdenWhere stories live. Discover now