"Ok ve yay kullanacakmışız." diyip elindeki ok ve yayı sallayarak üst kattan inen Yugyeom'du bukez.

"Seungyoon ne yapacağını biliyordur. Ona güvenelim." dedi Mino genç adamın getirdiği ok ve yayı yakalarken.

Bir tane oku yaya geçirdi. Gözünü sabitleyerek Yugyeom'a çevirdi oku.

"Atıp yılların öcünü mü alsam deve dikeninden?" diyince gülüştüler.

Nayeon Mino'nun hedeflediği okun ucunu yere ittirdi.

"Oynama şununla. Bide Yugyeom'un yarasıyla mı uğraşacağız bu kadar işin içinde?"

"Ya boz ayı..Kocamla uğraşma." dedi Lisa da kenardan.

"Sen sus sarışın." diye kızdı Mino da.

"Çok salakça ama..Özlemişim." dedi Mark hepsine tek tek bakarken.

"Mino ve Yugyeom'un saçma sapan atışmalarını bile.." diye ekledi onlarla birlikte gülerken.

"Kaynatıyor." dedi Yeri uzaktan izledikleri ekibi gözleriyle Jungkook'a göstererek. Yorulduklarından yere oturmuş soluklanıyorlardı.

"Harika değiller mi?" dedi Jungkook şakalaşmalarını izlerken.

"Bizde böyle olalım istiyorum. Kopmayalım yıllar da geçse.." dedi Yeri çocuğa dönüp gülümseyerek.

"Ya! Kızıl cadı ve çok bilmiş ukala! Beş tur daha düello yapıyorsunuz. Şimdi!" diye seslendi Mino ikisinin kaytardığını görünce.

Ofladı Jungkook ayağa kalkarken. Yeri ağlar gibi bir surat yaptı. Jungkook elini uzattı kıza kalksın diye.

"En az harikaları Mino sunbae ama." dedi mırıldanarak. Yeri çocuğun elini ittirip kendi kalktı ayağa.

"Deme öyle.." diyip Jungkook'u karşısına ittirdi Yeri de. Hala Mino'ya laf getirtmiyordu.

"Çok bilmiş ukala varya, Jeon Jungkook.." dedi Mino diğerlerine çocuğu gösterirken.

"Şuradakilerin en iyisi diyebilirim. Ailesinde bir köken olmaması şaşkınlık verici. Daha ne kadar üstüne çıkabilir, görebilmek için zorluyorum.." dediğinde hepsi çocuğa odaklanmıştı.

"Sadece biraz konsantrasyonu bozuk sanırım. Konsantre olması gereken eğitimlerde afallıyor." dedi Nayeon. Patronus, böcürtle savaşma, protego büyüleri gibi dersleri o verdi çocuklara. Hepsinin Patronus'u olsa da patronusla yapılabilecek daha çok şey vardı.

"Kızıl cadıdan sebep ya..Bir kere başkasıyla eşleştir bak farkı göreceksin." diye ekledi Mino gülerek. Zeki çocukları severdi. O yüzden aslında Jungkook'u ayrı bir sevmişti. Sadece her zaman yaptığı gibi şımartmak yerine daha sert eğitme yolunu seçmişti.

"Hepsi iyilikleri için ama..Muhtemelen senden nefret ediyorlar." dedi Jisoo gülerek.

"Ayrıca kızıl cadı bendim! Nasıl pabucum dama atılmış öyle.." diye ekledi Jisoo.

"Merlin..Karım diyorum, çiçeğim diyorum böceğim diyorum..Neden kızıl cadı değilim artık diyor." dedi Mino derin bir iç çekerken.

Güldüler ikisinin atışmalarına.









"Minatozaki! Nasıl buldun burayı?" diyerek ayağa zıpladı Seungyoon. Müdür üniforması yoktu. Onun yerine kazak ve pantolon vardı en basitinden.

"Seni en son Mahoutokoro'da okurken böyle görmüştüm." dedi Sana çocuğun kıyafetinin basitliğine atfen. Seungyoon ilkten üstüne başına baktı sonra koşup genç kadına sarıldı.

Mahoutokoro Jōshō |  魔法所 上昇Where stories live. Discover now