Umut✤

438 37 6
                                    

 Kafamın üzerinden geçen şeyi anlamakla güçlük çekerken Leon elimi tutup hızla kulübelerden birine doğru koşmaya başladık. Hızla nefes alıp ''Ok !'' Sinirle ''Burada kimse yoktu.'' Siyah okunu çıkarıp pencerenin yanında durdu. Tabi ki de oku olacaktı o Apollon'un çocuğuydu. Kendi elime bakarak kılıcıma odaklandım. Böyle bir durumda oka karşı kılıç çekmek pek de doğru gözükmüyordu hele ki nereden vurduğunu bilmiyorsanız. ''Bekle.'' Bunun en mantıklı fikir olduğuna karar kıldım. Kapı kenarına odaklanıp oraya bir kaç adım atıp sabit bir ifadeyle Leon'a baktım. ''Onu şaşırt, arkadan dolanacağım. Eğer gereğinden daha güçlü çıkarsa ıslık çalarım. Burada bekleyemeyiz.'' Leon'dan olumlu bir cevap beklerken o ''Olmaz ilk hatanda ikimizin de sonu olur.'' Kaşlarımı çatarak ''Burada bekleyerek zaman kaybediyoruz Leon! Bana güvenmelisin. Ya da burada onun oklarının bitmesi için sayı sayabiliriz. Ama şanslıyız ki ben pek sabırlı biri değilimdir. '' Kapıdan hedefe baktıktan sonra hızla kulübeden çıktım. Arkamdan duyduğum tek ses Leon'un bana bağırışıydı. Kafamı sallayıp koşmaya devam ettim.

  Elimi kuru olan toprağa sabitleyip yukarı çıkmaya çalışmamla kendimi yerde bulmam bir oldu. Neyse ki düştüğüm mesafe çok yüksek sayılmazdı. Elimi bir kez daha, daha sert bir şekilde toprağa koymamsa ilk seferki sonucun yeniden sahnelenmesine neden oldu. Hadi ama hani azimle yapılan her işin sonu mutluydu.Yalan diye hareketlendi zihnim. Doğru sandığımız bir çok şey gibi bu da yalandı. Leon'un okunun azaldığını düşündüğümde tek tesellimin karşımızdakinin de okunun azalmasıydı. Nereden çıkacağımı bulmak için biraz etrafa göz atınca umudumu bir kenara bırakıp ağacın gölgesine oturdum. ''Umudun kızı bu kadar erken pes etmemeli Clary. Şimdi ayağa kalk ve kampı kurtar kızım.'' Hızla döndüğümde arkamda gördüğüm tek şey boşluktu. Gölgesinde barındığım ağaca bakıp tutundum. Umarım son umudum bir işe yarar çünkü benim bir kez daha düşmeye hevesli olduğum söylenemez. Biraz zor ve çatırtılı olsa da yukarıya varmıştım. Üzerimi bir kenara bırakarak kılıcımı çekerek hedefe doğru dikkatle ilerliyordum.

 Yerde duran oklar ve alt zeminde bulunan sinirli Leon dışında hiç bir şey yoktu. Ne bir iz ne bir işaret. Hiçbir şey. Gökyüzüne doğru baktığımda ise onun bana güldüğünü biliyordum. Kılıcımı seyrek olan çimlerin üzerine saplamamla yağacak olan yağmurun ilk damlası gökyüzünden burnuma ulaşmıştı.

Kısa biliyorum. En kısa zamanda yeni bölüm gelecek bu arada oylar ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz, Sizi seviyorum. 

TARTARUS[Askıda]Where stories live. Discover now