Ah, neden yazmamıştı? Saçmalıyorum! Daha dün görüşmüşlerdi ve muhtemelen hala o "abi"nin yanındaydı, daha zaman bulamamıştı. Ona biraz zaman tanımalıydı. "Sana yazarım," demişti Atlas ve mail kutusuna ondan bir şeyler mutlaka düşecekti. En azından buna inanmak istiyordu Irmak.

Öte yandan Aslı da ona dün gönderdiği mesajı görmüş ama hiç cevap yazmamıştı. Irmak "Bugün sınıfta kendimi çok kötü hissettim. Tüm dönem böyle mi geçecek? Artık böyle mi olacağız? Sebebini hala bilmesem de eğer sen istemiyorsan tamam, eskisi gibi olmayalım, ama hiç değilse gözlerimiz kesiştiğinde birbirimizin yüzüne bakamaz mıyız?" diye yazmıştı. Keşke o mesajı hiç göndermemiş olsaydım, diye düşünüyordu. Aptalım, aptalım...

O gün hava yağmurluydu ve o camın gerisinde kalıp biraz dergi, biraz kitap, biraz müzik keyfi yapmak istiyordu. Sınıfta Aslı'yla karşılaşmamak için okula gitmeyecekti. Belki Aslı da aynı sebepten ötürü gitmeyecekti. Kafasını dağıtmak için en sevdiği yabancı dizi olan Desperate Housewives'ın belki bin defa izlediği ve her repliğini ezbere bildiği bir bölümünü açtı. Henüz yarılamamıştı ki, Uzay'dan bir mesaj geldi. Annesinin arkadaşlarıyla toplanmak için dışarıda bir bistroya gittiğini, akşama kadar evde yalnız olacağını söylüyordu. Yani onu çağırıyordu. Irmak pencereden dışarı baktı. Aslında pek çıkası yoktu ama bu belki ona da iyi gelebilirdi. Böylece hazırlanıp çıktı. Eve gidince Uzay'ın odasına geçtiler. Uzay, o gün yemeğe kalmadığı için ona biraz kızmıştı ama Irmak ona annesinin söylediği lafları hatırlattı.

"Yine de duymazdan gelebilirdin," dedi. "Annem işte! Her zamanki gibi bir parlayıp bir sönüyor."

"Ya ne demezsin," dedi Irmak. "Bir kez bile geri adım attığını görmedim."

"Sen şanslısın. En azından tek başına yaşıyorsun. Bense burada annemle kaldım," dedi Uzay.

Irmak bu açıdan hiç düşünmemişti. "O zaman bir an önce iyi bir üniversite kazanmaya bak derim," dedi. Sonra aklına gelen şeyi sordu. Aslında günlerdir hep aklındaydı bu soru. "Uzay... Aslı sana o diğer çocuğu nasıl söyledi? Yani nasıl ayrıldınız? Bak gerçekten niyetim hatırlatmak değil ama... merak ediyorum. Aslı benimle de konuşmuyor artık ve hiçbir şey bilmiyorum."

Uzay bir an için anlatmak istemiyormuş gibi göründü, ama sonra, "Kim olduğunu bilmiyorum," dedi durgun bir sesle. "Yalnızca ayrılmak istediğini söyledi ve ben de bunun için bir sebep göstermesi gerektiğini söyledim. O zaman o da, başka biri var, dedi. Hepsi bu."

Irmak düşüncesinin doğrulandığını hissetti. Aslında başka biri olduğu falan yoktu. Aslı yalnızca sıkılmış ve başka biri olduğu bahanesiyle Uzay'dan ayrılmıştı. Ama bunları kardeşine söylemedi.

Dışarıdan pizza söyleyip yediler, sonra Uzay ona biraz gitar çaldı. Saat beş olduğunda Irmak huzursuzca, "Ben gideyim, annemle karşılaşmak istemiyorum," dedi.

"Bu çok kötü. Artık hep böyle mi olacaksınız? Siz ikiniz?"

Irmak iç çekti. "Bilmiyorum... Ama seninle böyle sınırlı vakitlerde görüşmek zorunda değiliz." Gülümsedi. "Ders programın nasıl? Hafta sonu bir şeyler yapalım mı? Cumartesi nasıl olur?"

"Olur, ben de çok bunaldım zaten," dedi Uzay, masadaki test kitaplarını göstererek. Ama ses tonu bu bunalmanın yalnızca derslerden değil, Aslı'nın büyük bir soru işareti olan ayrılığından da kaynaklandığını ele veriyordu.

Irmak ayağa kalktı ve umutsuz görünen Uzay'a:

"Boş ver Aslı'yı," dedi.

"Ayy Irmak!" dedi Uzay, mesele Aslı değilmiş gibi davranarak. "Aslı değil, beni sen sinir ediyorsun!"

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Where stories live. Discover now