Eski en yakın arkadaşı, tam sözleştikleri saatte geldi. Onun parkın karşısından kararlı adımlarla kendisine doğru ilerlediğini gören Irmak derin bir nefes aldı, omuzlarını dikleştirdi. Aslı o gün de yine makyajlıydı, belki fazla özenmemişti ama, dudaklarındaki ve yanaklarındaki, sanki geçip giden yazı biraz daha uzatmak istercesine sürülmüş gibi duran portakal turuncumsu renkler gözden kaçacak gibi değildi. Siyah beyaz çizgili bol paça bir pantolon giymiş, kol bileğine uçuş uçuş ince bir püskül dolamıştı. Irmak o gün dışarı çıkmak için giyinirken kıyafetini dert etmediğini fark etti. En azından ruj sürdüğü için dua etti.

Aslında birbirlerine ne kadar da zıttılar, birbirlerinden ne kadar da farklı. Irmak onun kumral saçlarına baktı. Aslı'nın aksine o, tamamen siyah saçlıydı ve saçının rengiyle hiç oynamazdı. Aslı daha açık tenliydi ama ondan biraz daha kısaydı. Irmak biraz daha buğday rengindeydi ama boyu ondan daha uzundu. İkisi de güzel kızlardı, bu yalnızca fiziki görünümlerinden dolayı böyle değildi; güzel bir kalpleri ve iyi niyetleri vardı, bu yüzlerine de yansımıştı. Irmak insanların eğer kalpleri güzelse yüzlerinin de güzel olacağına inanırdı (tabii yüzü her güzel olanın kalbinin de güzel olacağı anlamına gelmiyordu bu). Ama aralarındaki farklılık yalnızca dış görünüşlerinden ibaret değildi, karakterlerinde de zıtlıklar vardı. İlgi alanları, hayata bakış açıları çok başkaydı. Irmak şimdi düşünüyordu da, aslında tek ortak yanları kitap okumaya olan düşkünlükleri denebilirdi. Yine de ortaokuldan liseye ve şimdi üniversite birinci sınıfa dek bunca zaman oldukça iyi bir arkadaşlık sürdürmeyi başarmışlardı.

"Ne kadar berbat bir hava," dedi Aslı. Aniden döken yağmurda sırılsıklam ıslanmış, omzundan astığı el çantasına sıkı sıkı yapışmıştı. İçinde bir kitap görür gibi oldu Irmak.

"Şemsiyenin altına gelsene."

"Böyle iyi."

Aslı ağacın altına girmekle yetindi. Belli ki mesafeli durmakta kararlıydı ama Irmak onun bunu sırf geri adım atmamak için, inadından yaptığını biliyordu.

"Ee, Uzay nasıl?" dedi Aslı, söz açmış olmak için. "Her şey nasıl gidiyor? Doğum günü hediyeni sevmiş mi?"

"Gelmediğin doğum gününü mü diyorsun?" dedi Irmak.

"Biliyorsun ki işlerim vardı."

"Ah tabii. O sırada Uzay'ı sırtından bıçaklamakla meşguldün."

Aslı'nın yüzünde bir soru işareti belirdi.

"Dün akşam Uzay'la konuştum," diye devam etti Irmak. "Geçen haftadan beri ortalıkta yaşayan bir ölü gibi dolaşan erkek kardeşimle."

"Ne hakkında?"

"Bana her şeyi anlattı."

"Nasıl her şeyi?" diye sordu Aslı. Rengi daha şimdiden solmuş gibiydi.

"Olanlar. Yani onu terk etmenin sebebi, başka bir çocukla beraber olmanmış. Bu doğru mu?"

Aslı bir süre sessiz kalıp ne diyeceğini düşündü. Sonra, "Uzay'la sorunlarımız vardı," dedi.

"Yani başkası vardı... Bu doğru?"

"Irmak, biz onunla hiçbir konuda anlaşamıyorduk. Evet... O dönem hayatıma başka biri girmişti." Susup uzaklara baktı, aklı başka bir yere kaymış gibiydi.

"Bunu bu kadar basit bir şeymişçesine anlatmana tahammül edemiyorum!" dedi Irmak. Sesini yükseltmişti, yüzü kıpkırmızıydı. Neyse ki parkta onlardan başka kimse yoktu, yağmur başlayınca herkes bir anda dört bir yana kaçışmıştı. "Ayrıca çok eski bir şeymiş gibi konuşmayı da kes! Ne olduysa birkaç hafta önce oldu. Tam da üniversite sınavlarına hazırlandığı dönemde onu terk ediyorsun, üstelik bunu olabilecek en kötü şekilde yapıyorsun; başka biri için! Bunun onun canını ne kadar acıtabileceğini hiç mi düşünemezsin?"

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Where stories live. Discover now