Siyah İnci Küpeli Kız Tablosu

Start from the beginning
                                    

Bense anlamaya çalışır gozlerle:
-Seni de mi kaçırdılar? Travesti de mi pazarlıyorlar burada, dedim.
Hanımablamız tekrar bir kahkaha patlattı ve:

-Ona Travesti değil , trans bayan denir hayatım. Ayrıca beni zorla tutan yok, dedi ve Okşanla beraber kıkırdadı.

Bense iyice bir düşündükten sonra:
"Trans bayan değil, Trans kadın denir ona, cinsiyetçilik yapmayalım" dedim ve trans hanımdan laf çok gecikmeden geldi:

"Kız bu karı feminist çıktı ayol, aşufteye bak sen" diyerek tıpkı bir gergedan gülmesini andıracak şekilde haykırmaya başladı.

Okşan ve trans kadın eğlebiyorlardı ama benim pek keyfim yoktu. Ne alaka bu Transı getirmişlerdi ki?Madem onu zorla tutmuyorlar ne işi vardı ki burada?
Trans kadın lafa girdi:
-Hayatım bana sarı şeker derler, sana cinsel egitimi ben vereceğim.

"Cinsel eğitimi sen vereceksen vay halime" dedim ve ardından artık sıkılmaya başladığım gülüşmeler devam etti.
Okşan'ı hiç böyle gülerken görmemiştim. Sanırım yakın arkadaş felanlardı.
Bunları düşünürken inci küpeli kız tablolarına tekrar gözüm daldı ama bu sefer ilginç bir detay dikkatimi çekti. Tablolardan birinde kadının inci kupesi siyahtı.Bu ne anlama geliyordu? Orjinal tabloda beyaz incili ama bu odadaki tablolardan sadece birinde siyah inciliydi.
*****
Okşan, Sarı Şekerin benimle ilgileneceğini soyleyerek odadan ayrıldi.
Sarı Şeker bana, ben ona bakıp duruyorduk.
Sarı Şeker lafa girdi ve:
-Bu kadar ciddi olma katana karı seni. Ne var işte güzelim yere almışlar seni. Büyük abiye de sunulacaksin. Vallaha şanslısın kız ha, dedi ve ekledi:
-Milletin büyük abi dediğine bakma adam bir genç, bir genç anlatamam. Belki de büyük abiyi yaşının büyüklüğünden demiyorlardır kiz, dedi ve bitmek bilmeyen gülüşlerini tekrar gösterdi.
O birşeyler anlatmaya devam ediyordu. Bense onu dinlemeyi çoktan kesmiştim. Saatlerc3 kendi deneyimlerini anlatıp, espriler yaparak devam etti konuşması.
Bense başka birşeyin derdindeydim.
Su'ya işkence eden adamın kim olduğunu sarı şeker biliyor muydu acaba diye?
Dikkat çekmeden bunu nasıl soracaktım.
Çenesi düşmüş Sarı Şekerin lafını keserek:
-Birşey soracağım.Burada yanında çekinmem, boyun eğmem ve korkmam gereken kimler var, dedim
Sarı seker:
-Bak şimdi Hikmet abi var en başta, onu gordummu benim bile dilim götüme kaçar vallaha, deyip kahkahaya boğuldu yeniden ve ekledi:

-Okşan hanım var, Serhat var, Oksanin oynaşı Erdal var bir de.Adam çok sexy değil mi ama, dedi ve sırıtarak, kırmızı rujlu, ince dudağını ısırdı.

-Peki ya başkası yok mu? Bir kız varmış adı neydi? Hah sanırım Su. Kıza işkence etmiş bir adam var diyorlar, dedim
Sarı Şeker birden irkildi, yüzü düştü ve:
-Ha! Sen onu diyorsun, dedi sesi kısılarak.
-Bilmem gereken bir şey mi var? dedim.
Sarı Şeker uzunca bir düşündü.Neyi bu kadar düşünüyordu ki? Alt tarafı kim olduğunu söyleyeceksin.

-Soyle kim olduğunu da yanında yanlış bir şey yapmayayım diye ekledim.
Dakikalar önce susmayan kadın, şimdi sus pus kesilmişti.
Konuyu kapayalım diyerek, su almayada gideceğini soyleyerek, benim de isteyip istemediğimi sordu ve ben de istemediğimi kafamla işaret ettim.
Sarı Şeker su almak üzere kapıya yönelip odadan ayrıldı. Kapı kapanırken aradan, beni getiren adamın hala beklediğini gördüm.
Hemen ayağa kalktım ve diğerlerinden farkli olan siyah incili kız tablosunu, asılı olduğu duvardan masaya indirdim. Tabloyu incelemeye başladım. Dikkatimi çeken başka bir ayrıntı yoktu.Arka yüzünü çevirdim ve çerçevesine sıkıştırılmış bir kağıt buldum.
Bu kağıt neydi böyle?
İçini açıp ne yazdıgını okumaya baslayacaktim ki, kapının ardindan:
-Hey koca adam! Senin çavuş ne alemde, diye
Sarı Şekerin sesi geldi. Sanırım bekçi adamla konuşuyordu. Bu nasıl bir kurlaşma sekliydi? Sanki asker arkadaşıyla flörtleşiyordu.

Bunları düşünmeyi bırakıp, kağıdı hemen arka cebime soktum ve tabloyu duvardaki çiviye astım.
Dışarıdaki ses kesildiği an, hızla sandalyeye oturdum ve saçımla oynamaya başladım.
Kapı açıldı ve Sarı Şeker içeri girdi.
****

SU'NUN GÖZÜNDEN:

Odamdaydım ve Muradiye ablanın göğsümdeki sargıyı değiştirmesini izliyordum.Gogus ucum sızlasa da, Kainatın ne durumda olduğunu düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. İyi miydi ki acaba?
Zorla birşey yaptırmasınlar kıza?
Muradiye Abla yaramı temizledikten sonra tekrar sargıladı.
Teşekkür ettikten sonra elini tuttum ve:
-Abla, bana dışarı çıktığında uyku ilacı ayarlar misin? Ağrılarım daha da arttı.Gece daha rahat yatmam lazım, dedim.
Bir süre düşündü.Ne cevap vereceğini merak ettim. Ben de farkındaydım buraya ilaç sokulmadığının ama planım için lazımdı.
-Yarın bir tane getiririm, dedi.
Ama bana bir tane yetmezdi ki. Daha fazlası için direttim
"Kutuyla getirme şansın yok mu Muradiye abla" diye.

-Kızım sacmalama, ilaç sokulduğunu anlarlarsa bile canıma okurlar, dedi.

Kapının açılma sesiyle gözlerimizi kapıya çevirdik.
Gelen Kainattı.

KAINATIN GÖZÜNDEN:
Sarı Şekerin boş konuşmalarının ardından hiçbirşey öğrenemeden geri dönmüştüm ama en azından cebimdeki kâğıtta önemli bir şey olabilirdi ve en önemlisi yakalanmamıştım.
Su oturduğu ranzadan bir hışımla bana sarılmak için kalkmasıyla kafasını ranzaya vurdu.
-Kızım manyak mısın, sakin ol!
sarılcam diye kafayı kırıyordun, dedim.
Su:
-Napayım, korktum orada birşey gelir diye başına, dedi.

Bizim sarsılmamızın ardindan
Muradiye Abla bize tıpkı kızlarıymışız gibi gözleri dolu bakiyordu.
Su'ya büyük bir sevgiyle sarılırken, acaba Muradiye ablanın çocuğu olup olmadığını düşündüm.

-Muradiye Abla sen de gel, dedim ve sanki bunu dememi beklercesine Muradiye abla ikimizi birden kollarında sararak başlarımızdan öptü.
Bu anı ne ya da kim bozabilir ki diye düşünürken elbette bozuldu.

Koridordan gürültü sesleri gelmeye basladi.

Sex Tanrıçası #Wattsy2017Where stories live. Discover now