Bölüm 6

2.4K 417 12
                                    

Hemen bebeği yatağın boş tarafına bırakıp Leyla'nın nabzına baktım. Nabzı normalden daha yavaş atıyordu ve kanaması vardı. Hemen ayağa kalktım ve koşarak evden çıktım. Lojmandan çıkar çıkmaz etrafıma baktım bu tarafta fazla bir şey yoktu. Çatışma bitmiş gibiydi herkes yavaş yavaş mevzisinden çıkıyordu kimseye aldırmadan koşmaya başladım. Askeriyeye doğru koşarken bir taraftan Enva'ya bakınıyordum. Daha hızlı koştum ve Envayı Aras'ın koluna pansuman yaparken gördüm hemen onun yanına gidip

"Enva bırak onu yardımın lazım acil gel" dedim oda hemen kafasını kaldırdı. Beni görenler şok içindeydi herkes bana bakıyordu, Enva da öyle. onları yargılayamazdım her yerim kan içindeydi bir kez daha bağırdım.

"Enva hadi kadın doğum yaptı çocuk iyi ama kadının nabzı yavaş atıyor" dedim oda hemen kalkıp benimle gelmeye başladı tekrar lojmana doğru koşmaya başladım bu defa tek başıma değildim. Yanımda Enva da vardı. Beraber hemen açık kapıdan içeriye girdik. Enva kadınla ilgilenirken bende bebeği kucağıma aldım tekrar. Enva nabzına bakıp hemen kalp masajına başladı. Demek kalbi durmuştu geç kalmıştım eğer o ölürse kendimi asla affetmezdim. Benim yüzümden nasıl olur da bilmeden etmeden kadını doğurtmaya çalışırsın salak Aysira diye bir taraftan kendime kızıyordum. Zeynep ve Mavi de gelince bebeği Zeynep'e verip hemen dışarıya çıktım. Şuanda kendimi çok kötü hissediyordum. Kapının önüne çıkınca çoğu kişi buradaydı bizim timde vardı onlara bakmadan hızlı adımlarla kalabalığın arasından geçmeye başladım. Birisinin kolumu tutması ile ona baktım bu albaydı hemen selam verdim o da gözlerime bakıp

"Sağ ol asker çocuklarımı ve karımı kurtardın" dedi ona bakıp

"Karınızın kalbi durdu onu hayata getirmeye çalışıyorlar. Belki üç çocuğunuzu kurtardım ama karınız belki o ölmüş olabilir "dedim ve elimi kurtardığım gibi koşmaya başladım.Arkamdan ne kadar bağırsa bile durmadım. Adamın yüzüne bile bakamıyordum.Hem hangi yüzle bakacaktım ki. Hemen askeriye girip merdivenlerden aşağıya inip şifreyi girip odaya girdim. Direk banyoya gidip üstümü çıkarmadan suyun altına girdim.İlk defa ağlamak istiyordum ve ağlayamıyordum. Nasıl ağlanır ki onu bile unuttum. En son 9 yıl önce ağlamıştım sonrada bir daha ağlayamamış hep içime akıtmıştım.Bu gün çok fazla olay olmuştu önce kaçırılma baskın çocuklar ve doğum en sonra kadının kalbi durması bunlar beni yormuştu daha yeni farkına varıyorum.Suyun altında ne kadar öyle kaldım bilmiyorum birinin bana sarılması ile kendime kendim kafamı kaldırıp kimin olduğuna baktım bu Yağızdan başkası değildi kulağıma yaklaşıp

"Yaşıyor" dedi tek kelime bana dünyaları vermişti. Bende o sevinçle ona sarıldım. Benim sarılmamdan güç alıp daha sıkı sarıldı. İşte o zaman bir şey fark ettim. Yağızın bana sarılmasında içimde adlandıramadığım bir şeyler oldu. Sanki Yağız bana sarılınca huzur bulmuşum gibi onun bana sarılması yaralarım iyileşiyor gibi o bana merhem gibi fark etiğim gerçeklerle irkildim. Yağız yanlış anladı üşüdüğümü sandı o yüzden hemen beni kucaklayıp banyodan çıkardı giyinme odasına getirip oradaki oturaklara oturttu beni ve hemen yanımdan gitti. Çok geçmeden Mavi geldi ve üstümü çıkartık giyinmeme yardım etti. Sonra beraber yatakhaneye girdik Yağız kapıda bekliyormuş benim yürümeme müsaade etmeyip hemen tekrar kucağına almıştı . Beni yatağıma yatırıp üstümü örttü. Aklımdaki onca düşünce ile beni baş başa bıraktılar bende çok geçmeden günün yorgunluğu ile uykuya damdım. Aslında güçlü bünyem vardı. Lakin bugün o kadar çok şey olmuştu ki vücudum uyuşmuş gibiydi. Bunları düşünürken karanlık iyice beni kendisine çekmişti.

O günün üstünden 2 hafta geçmişti ve buraya geleli 16 gün olmuştu. Bize gelen emirle yarın dağa tatbikata çıkacaktık. O günden sonra herkesin gözünde kahraman olmuştum albay benimle özel ilgileniyordu. Bana devamlı şu kelimeyi söylüyordu " sana bir değil iki değil tamı tamına dört can borçluyum sen benim evladı mı karımı kurtardın ya canımı iste şimdi vereyim" diyordu . Ben bir şey yapmamıştım. Karısını Enva kurtarmıştı. Onlara da söyledim bunu tabi beni kimse dinlemiyordu. Bu zaman diliminde tim ile kaynaşmış ve kardeş gibi olmuştuk bile herkes birbirine canını emanet ederdi. Sırt sırta da savaşırdı. Yusuf bu gün gidiyordu onunda hikayesini öğrenmiştim. O gün neden böyle olduğunu anlamıştım. Meğersem babası annesini gözünün önünde öldürmüş sonrada kendisini vurmuş. Ve bunları daha 7 yaşında ki oğlunun önünde yapmış ona üzülmüştüm şimdi buradan gitmek istemediğini de söylüyordu. Gidecek yerim yok komutanım dediğinde içim acımıştı. Anne ve babam ölünce benimde gidecek yerim yoktu ve nasıl bana sahip çıktılarsa bende bu büyümemiş çocuğa sahip çıkacaktım. Yusuf' görünce yanına doğru ilerledim.

AYSİRATahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon