"Kendim yürüye bilirim"

"Yürüyemezsin çünkü ben taşıcam seni ve ezilme morluk var ve ben senin canını yanmasını istemiyorum"

"Tamam sevğilisine de kıyamazmış" kamp alanına yaklaştık

"Ama sevgilisi ona kıyarmış sen beni evlenince de döversin"

"Korkam sen dayak yemesin ki bende sana vurmam ben sadece sana sinirliydim ve salak gibi tepinmek için uğraştım sonrada elimi serbes bıraktım sonra o sırta ki noktaya gelmiş yoksa kasten bir şey yapmadım ben"

"Ne konuştun be sevgilim ben seni o halde gördüğüm an senş afetim bir daha kine telefon kullanmayı dene olurmu açmasam mesaj at cevap veririm mesajda"

"Telefon hiç aklıma gelmedi benim boşuna oldu yani"

"Hayır canım hiç bir şey boşa degildir yemek yiyelim ben çok acıktım ve yoruldum"

"Yorulduysan ineyim"

"Hayır benim seni kucağıma almamın başka sebebi de var "

"Neymiş o"

"Tahmin et"

"Sen benim temiz Pi Ya Nuo'msun ne olabilir ki aa kampa geldik" kucağımdan indi belinden tutum o da belime sarıldı çoktan yemeği hazırlamışlar oturduk yemek yerken sol elimi tutu sol ellerimiz bir birlerini bırakmayı da ret ediyordu zaten iyiydi onlar öyle yemek yedik saat geç olmuştu ateşin etrafına oturduk konuştuk sonra da uyumaya gittik geceleyin Du Zu Fon titremeye başladı ılık su içirdim sonra üşüdüğünü fark etim sonra tulumdan çıkartım üstündeki hırkayı çıkartım bende kendi üstümü çıkardım tulumu örtüp onu ısıtmak için elimle ovaladım nana kadar öksürmeye de başladı uyuya kalmışız tekrar hareket eti uyandım tilki uykusu denilen şey bu olmalı uyandım bana doğru dönmüştü.

"Sakın bundan sonra beni bu şekilde korkutma ben senin o göz yaşlarına senin o canın acıdığı zaman bana acımıyor der gibi bakman aslında gözlerin anlatıyor hani bana bakarken diyorsun ya seni seviyorum söylemeden 2 saniye önce gözlerin söylüyor sevgilim o güzel gözlerini saçlarını dudaklarını o yüzüne çok yakışan o minik burdun nasıl oldu da sana ben bu kadar tutuldum nasıl oldu da bana vurduğunu düşündüğüm halde yanımda seni istedim" ilk başta saçını sonra iki gözünü ve burnuna minik öpcükler kondurdum. Dudağına öperken karşılık aldım tutkulu bir öpücükten sonra kalktı .

"İyimisin"

"Asılda bana neden aşık olduğunu söylersen çok iyi olucam"

"Hımm söylesem mi tamam söyleyim çünkü bana tek bakışında kalbimi erittiğinden sana aşık değilim kalbimi eritin nasıl oluyim"

"Ya senden iltifat almak çok iyi geliyor güzel başlamışken neden sonu bu olmak zorunda ki"

"Ya bak benim iltifat etmemem gerek senin bana etmen gerek bu arada dışarıya çıkalımı hava alırız sonra geri sana kahvede yapatım"

"Olur kalk bakalım" kalkarken sızlandı ama kalktı sonra cıktık

"Ya Nuo sen neden ne dersen sana inanıyorum her şeyden çok seviyorum iyi ki sevgilimsin"

elimi tut sarıldım sonra su ısıtmak için koydum kahve yaptım ve içtik o sırada komik bir şey olmadan gülmeye başladı şaşkınca bakarak sordum

"Neden gülüyorsun?"

"Çünkü biz ikimiz her şeye rağmen ellerimiz kavuştuğunda mutlu oluyoruz sanırım biz bir birimize deliler gibi aşığız"

"Hayır ben sana deliler gibi aşık değilim...(ne nasıl değilsin der gibi baktı) Çünkü ben hayatım da bu kadar aşık bir deli görmedim" sarılıp anlımı öptü sonra birazdurduktan sonra.

"Senin kokunu özledim uyuyalım ki o güzel kokun huzur versin bana daha çok zaten bir bakışın veriyor ama huzru senden geliyorsa sıkıntı yok aşırı doz bile olsa bana yetmez"

"Ya ölürüm sana ben tamam"

"Bak ölmek falan yok ne saçmalıyon ölürsen ölürüm" çadıra girdik

"Biz yanyana yatamayız"

"Nedenmiş o"

"Tulum var ve tek kişilik sanırım"

"Aa Ya Nuo ya senin sevgilin zeki 2 tulum birleşiyor özel olarak aldım" fermuar yerinden birleşti uyuduk göğsüne yatmayı özlemişim 3 gündür uyumuyorduk.

"Günaydın yakışıklı uyurken neden bu kadar muazam olmak zorundasın ki burnun neden bu kadar kusursuz off işte o dudakların onları ayrı bir sevgim var "

"Bilmem o kadar güzelmi"

"Ne zaman uyandın sen duydunmu"

"Evet"  çok utanmıştım hemen çadırdan çıktım

Sonra kahvaltı yaptık donra toplanıp evlere dağıldık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonra kahvaltı yaptık donra toplanıp evlere dağıldık...

Düşünüyorum da bazen  kafası atıcak tutucak elimden götürcek diyicek Zu Rui'ye abinle biz sevgiliyiz falan sorun olmaz ama Zu Rui'nin o hayal kırıklığı bakışını yaparsa ne olcak hem ikisini aynı anda söylemek isterim 1 Zu Rui ve Zi Han 2 Biz o yüzden kamptan geldikten sonra ki gün Zu Rui  ile konuşmak için akşam evde yemek yemeğe geldim hava boğunuktu yağmur başladı.

"Abi yağmur yağıyor dışardaki hamağı içeri alırmısın"

"Aldım tatlım yemek hazır mı"

"Evet canımın içi gel öpücem ne özledim ben öyle" geldim kocaman sarıldı kokladı sonra onu kucaguma alıp sarıldım döndürdüm yerine bıraktım

"Hadi yiyelim çok yoruldum bu gün"

"Neden bu yoruldun"

"Park bakımdaydı bakımdan çıkınca Du Zu Fon'la denedik ordan oraya koşuşturduk çok güzeldi hata çok romantik"

"Hımmmm romantik bir erkekle ve 2 aylık arkadşın oluyor bu kişi aynı zamanda da patronun bu göreviniz ve romantik pis kokular alıyorum koku pis değilsanki saklanan bir şey var" oha kıza bak nasıl anladı kem küm ederken zil çaldı..

"A zil calıyor kalk bak"

"Neden ben bakıyorum"

"Senin yemeğin bitmiş benim yemeğim hala duruyor" oflayarak gitti

"ABİİ buraya hemen gel!!!!" bir şey var oldu sanırım dedim gittim rahat rahat kapının önünde bir bebek ana kucağının için sonra hemen içeri aldık yağmur geliyordu ikimizde iakındık bu durumdan. Kenarında bir kâğıt gördüm

"Zu Rui  havlu getirirmisin ıslanmış kurulayalım" kafasını salladı şoktaydı bebeği kucağıma  aldım altından çıkan mektupu açtım hızla bebeği yerine geri koydum kâğıdı çıkartım okumaya başladım kağıdı buruşturup koşmaya başladım hızla ayakkabımı giydim koşarak çıktım arkamdan Zu Rui seslendi ama umrumda değildi hızla sağ sola bakarak ilerliyordum sonra ağlamaya başladı  lanet olsun bu neydi şimdik o kadar kötü durumdaydım ki nefesimi kesmişti yavaşladım sonra olduğum yere yığıldım....

                                                                 Bölüm Sonu

Candan Öte +18 GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin