❄️2.7

119K 4.8K 740
                                    

Keyifli okumalar dilerimm!

Hastanenin soğuk koridoruna yaslanmış çaresizce beklerken buraya nasıl geldiğimi ya da bu gücü kendimde nasıl bulabildiğimi bilemiyordum.

Barlas'a ne kadar çok ihtiyacım olduğunu hissederken aramalarıma dönmediği için ister istemez endişelenmiştim. Muhtemelen her zamanki gibi yüzümü görmek ve sesimi duymak gibi eylemlerden uzak duruyor ve bana olan nefretini tüm açıklığıyla belli ediyordu. Oysaki elimi tuttuğunda yanımda olduğunu sanıyordum ama ortadaki tek gerçek herkese oyun oynuyor oluşumuzdu.

Üzerimdeki hırkaya biraz daha sıkı sarıldım ve boş bakışlarım yerde gezinmeye devam etti. Hissettiğim soğuktan çok içimdeki korku ile titrememi durduramazken gözyaşlarımı durduramıyordum. Bakışlarım yukarı kayarken bir anda uzaktan bana doğru gelen biriyle kesişti.

Bir an için onun hayal falan olduğunu düşünsem de bulanık gören gözlerimle yaklaştıkça yüzünü daha da net bir hâl almaya başladı. Ayağa kalkıp boş koridorda ona doğru hızla koştum ve sıkıca sarıldım.

Olmak istediğim yer burasıydı.

Kafamı göğsüne sığınmak istercesine koyarken burnuma gelen koku ile kaşlarım çatıldı. Bu kokunun Çağla'ya ait olduğuna emindim çünkü kadın eve geldiğinde üzerine parfüm kutusunu boşaltıp gelmişti. Bana sarılmayan kollarla ve parfüm kokusuyla umutsuz bir şekilde başımı hafifçe geri çektim.

İfadesiz yüzü boş boş bakarken rengi solmuş tenini yeni fark etmiştim. Tam yere düşecekken tüm gücümle tutup onunla birlikte dizlerimin üzerinde yere çöktüm. Başı dizlerimin üzerindeyken ne olduğuna anlam veremiyordum. Kendi tişörtüme bulaşmış kan lekesine bakarken üzerindeki siyah kazağa kayan gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Kazağı kaldırınca gördüğüm kesik ile bağırmaya başlamıştım.Üzerimdeki beyaz kazakta yer edinmiş kırmızı kan lekelerine bakarken hipnoz olmuş gibiydim. Yaşadığım korkuyu tarif edemezdim.

Bir tarafta babam bir tarafta sevdiğim adam vardı. Daha durumları nasıl onu bile öğrenememişken kalan son gücüm ile yoğun bakımın önündeki annemin yanına gittim.

"Anne."

Titreyen ve kısık sesimi duyduğuna emindim ama yüzüme bile bakmıyordu. Ellerimdeki kurumuş kanı umursamadan eline uzanmıştım ki hızla ellerini çekti.

"Sen de böyle yaparsan ben ne yaparım anne. Anlatmama izin ver gerçekten düşündüğünüz gibi değil."

"Bize söylemeyerek en büyük hatayı yaptın zaten. Şimdi bir de o adamla burada bulunman bir şeyleri iyi değil daha da kötü yapar. O yüzden git Doğa."

"Yüzüme bile bakmayacaksın mısın? Oysaki beni en iyi sen tanırsın. Kötü bir şey yapmayacağımı bilirsin ama öyle olsun. Ben yine de hiçbir yere gitmiyorum."

Lavaboya doğru yürürken daha ne kadar gözyaşı dökebilirim diye düşünüyordum.

Dur artık be Doğa. Kes şunu lanet olsun kes!

Ellerimi 5 belki de daha fazla durmaksızın yıkarken biri musluğu kapattı.

"Doğa yapma böyle ablacığım. Şu an sadece doğru zaman değil. Şu hâline bak. Eve git hadi."

İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDUWhere stories live. Discover now