"O burada değil mi? Onun yerinde boşluk yok." dedim deli gibi gülümseyerek. O kadar mutluydum ki... Sokakta oyun oynarken annesi eve çağıran çocuk değil de abileriyle oynamaya devam eden çocuk olmuştum bir anda. Emir avuç içlerini karnıma yaslayınca ben de ona ayak uydurdum.

"Boşluk değil, Poyraz küçüğüm. Bizim oğlumuz bizi bırakmadı, bırakmayacak hiçbir zaman."

"Kabustan beter bir şey gördüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kabustan beter bir şey gördüm. Poyraz yoktu, sen özür diliyordun.. O kadar kötüydü ki Emir..." derken mutluluktan ağlıyordum. Kaybetmemiştik, oğlumuz bizimleydi.

Emir ağladığımı gördüğünde telaşla yüzümü avuçladı, dudaklarını alnıma dokundurduğunda istemsizce gözlerimi kapattım.. Sadece bir ya da birkaç dakika öyle kaldık. Sonra.. Sonra aklıma o gün geldi. O aşağılık sözleri edip, her şeyi mahvettiği gün. Zaten aklıma o günün gelmesiyle Emir'in ellerini "Dokunma!" diyerek
itmem bir olmuştu.

Emir geri çekilerek, sinirlenip gözlerini kapatsa da kendine hakim olarak bir şey demedi. Gözlerini tekrar açtığında bakışları solmuş yüzüme odaklandı.

"Neden kendine bunu yapıyorsun?" dediğinde camdan dışarıya bakmaya başladım. Yağmur yağmaya devam ediyordu.

"Neyi?" diye sordum.

"Kendini öldürmek için mi yoksa bana acı çektirip intikam almak için mi yapıyorsun bilmiyorum ama yapma." Ona cevap vermedim, bilerek yaptığım hiçbir şey yoktu ki. Poyraz iyiyse sorun yoktu, ikimiz için de tek önemli olan şey Poyraz'dı.

"Neyim var?" dedim avucumu karnıma yaslarken. Poyraz elimi hissedip kıpırdanınca gülümsedim. İyi ki dedim. İyi ki hamile kalmışım yoksa dayanamazdım.

"Kan değerlerin çok düşük. Vitaminlerini içmedin mi? Yeme içmene dikkat etmedin mi?"

"Vitaminlerim aklımdan çıkmış ve evet dikkat etmiyorum çünkü canım bir şey yemek istemiyor."

"Canın istese de istemese de yiyeceksin. İki canlısın, sadece kendini değil bebeğimizi de düşünmek zorundasın. Başına birisini mi dikmem gerek?"

Alayla gülerek "Eski karın beni yerlerde sürüklerken kanama geçirdiğimde ona tek kelime etmeyen adam mı söylüyor bunu?" dedim.

"Merak etme az kaldı. Dört ay sonra kurtulacaksın fahişe damgasını yakıştırdığın çocuğunun annesinden."

"Senden.." dediğinde devam etmesine izin vermeden böldüm sözünü.

"Benden kurtulacaksın. Az kaldı işte dayan bari son aylarımda ağlatma beni daha fazla." Belki de ölmem en iyisiydi herkes için. Ailem namuslarını kirleten kızlarının utancıyla yaşamazdı, Emir Poyraz'la mutlu olurdu. Abim, Nihan'la. Ölümümü umursayıp üzülecek tek kişi oğlumdu. O da biraz büyüdüğünde anlardı annesizliği. Hatta Emir annesinin ben olduğumu söylemezdi belki. Ondan her şeyi beklerdim.

Sana TutsağımWhere stories live. Discover now