onaltı

9.5K 396 165
                                    

Jungkook'un kulakları uğulduyordu.

Biraz önce neler olduğunu anlayamayacak kadar kendinden geçmiş, bir sesle kendine gelebilecek kadar da seviyordu adamı.

Kahverengi saçlarında dolanan uzun parmaklar bir süre daha oldukları yerde oyalandı. Ara sıra dudakları yaklaşıyor, saçlarına ufak birkaç buse kondurmanın hemen ardından kulağına sakinleşmesi için bir şarkı mırıldanıyordu. Jungkook şarkının sözlerini duyamıyordu, Taehyung'un sesinin güzel tınısına odaklanmıştı. Cennet diye düşündü, Cehennem olarak nitelendirdiği bu dünyada Cennet kavramının yeryüzündeki karşılığı Taehyung'du. Bulunduğu bu kollar, saçlarına değen dudaklardan dökülen seslerdi.

Doğrulmak istedi, hala titriyordu ve daha fazla bu ortamda solumak pek de iyi gelmiyordu. Mor duvarlar insan silüetlerine dönüşüyor, ona doğru adımlıyor ve onu boğuyorlardı. Böyle hissediyor, böyle görüyordu şu anda. Simsiyahlarını kuşanmış Taehyung, kuşandığı tüm giysiler atıyor ve bembeyaz kalıyordu. Beyaz ışığı, diğer tüm ışıkları sönük bırakarak daha çok parlıyor ve öbür ışıkların ölümüne yol açıyordu.

Bu hisse anlam veremiyordu. Sevgiye ve ulaşılabirliğine inanırdı. Aşksa daha özel bir kavramdı onun için, vardı ve buna tüm kalbi ve benliğiyle inanırdı ama ulaşılabilirliğine olan inancı düşüktü. Yine de şu an parmaklarını onu yatıştırmak için kullanmaya başlamış bu adama sevgiden daha yoğun hisleri hissetmemek, asıl imkansız olandı.

Taehyung'un parmakları doğrulan çıplak omzunu yavaşça beyaz çarşafla yeniden birleşmesini sağladı. O şerefsizi görmesini istemiyordu, ona iyi gelmeyeceğini biliyordu. Yerde baygın yatan adama çevirdi gözlerini, zorlukla nefes alıyordu. Vücudunda en çok dikkat çekecek olan şeyin artık bıraktığı iz olduğunu biliyordu. Hapishaneye girmek onu pek de korkutmazdı, şu yaşına kadar kimsenin tahmin dahi edemeyeceği şeyler yaşamıştı. Adamı öldürebilirdi, hatta hapishaneye girmeden bu işten yırta dahi bilirdi. Yine de Jungkook'u yalnız bırakma düşüncesi onu korkutuyordu. Yeniden Jungkook'a döndü. Gözleri yorgunlukla savaşıyor ve tüm dikkatini Taehyung'a vermeye çalışıyordu. Taehyung'un dudağının kenarı kıvrıldı.

"Bana güveniyor musun, küçük?" Kaşlarını kaldırarak gözlerini çocuğunkilere dikti. Gözlerini dahi kırpmadan ve düşünmeden "Güveniyorum," dedi çocuk. Kimseye güvenmediği kadar çok güveniyordu ona.

"Şimdi gözlerini kapatacağım, korkma. Sadece bu odayı görmeni daha fazla istemiyorum." Suratını buruşturmuş çocuğa baktı, gözlerinde tek bir tedirginlik kırıntısını dahi göremeyişi kalbinde bir yerlere dokunmuştu. Kabul etmeyecekti bu dokunuşu, edemezdi. Kendi adına bir son daha yazmaya cesareti yoktu. Bir kez ölmüştü, bir kez hiç hissetmediği gibi kavrulmuştu hüzünden. Hüzün yakar mıydı sahi ya? Yakardı, öyle bir yakardı ki geriye küllerini dahi bırakmazdı hatta.

Jungkook, Taehyung'un soğuk ellerini tuttu. Düzgün parmakları gözlerine yerleştirdi. Taehyung ani dokunuşla şaşırdı, yine de kararlığını sürdürdü.

Yavaşça kalkan çıplak bedene baktı. Şehvet hissetmedi bu sefer, ne zaman bu bedeni görse hissedeceği bu duygu yerine korumacılık hissetti. Üzerindeki ceketi almadan önce Jungkook'u o şerefsizi göremeyecek şekildi çevirdi. Çocuk onun parmaklarının yokluğunu hissetse de sesini çıkarmadı. Üzerine örtülen cekete sarındı. Bacaklarına giydirilen baksır ve pantolonla titremesi az da olsa hafiflemişti. Genelde giysileri yırtmak ve çıkarmak için kullanan birinin onu giydiriyor olması garipti.

Taehyung, Jungkook'u önüne çevirip parmaklarını aynı yere yerleştirirken adamı görmemesi için çaba harcıyordu. Kapıyı açarken onu yüksek gürültünün olduğu koridora çıkardı ve beklemesini söylerken kapıyı kapattı. Son olarak yapacağı bir şey kalmıştı.

Adamın yarasının üzerine ayağını bastırırken adam acıyla çığlık atarak ayılmıştı. Gözleri açılıp Taehyung'a korku ifadesiyle bakarken, Taehyung dizinin üzerinde çökerek adamın dağılmış suratıyla kendininkini yaklaştırdı. Adam çektiği acıyla derin nefesler alıp vermeye çalışıyordu.

"Bırak ona, başka birine daha bu şekilde dokunmaya kalkarsan bu yüzü iyice aklına kazı. Yarım bıraktığım işi bitirmesini de bilirim." Ayağa kalktıktan sonra aklına son bir şey gelmiş rahat bir nefes alan adamın nefesini boğazına resmen tıkarak yine eğilmişti.

"Sikilmeye bu kadar meraklıysan, emin ol ki bunu çok iyi yaparım."

ben geldiiiiiiim
bu bölüm istediğimi yapamadım, diğer bölüme aksıdı
  ve ve ve yazmak istediğim bi kurgu daha var aklınızde herhangi bir çift var mı namjin yazabilirim diye düşündüm aslında da
bu arada sizi çok özledim, yorumlarınızı benden mahrum bırakmayın
🍅✨

for your daddy / / vkook [askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin