1.e-posta

24.3K 737 84
                                    

-umarım beğenirsiniz ve lütfen beğenirseniz vote bırakmayı unutmayın. Çok zor değil. İyi okumalar :)-

Bu arada okumaya başlamadan size bir soru soracağım. Vampirlere aşırı bi ilgim,sevgim ve resmen zaafım var. 😂😂
İçinde vampir olan bir hikaye yazsam beğenir misiniz? Ya da ilginizi çeker mi?
Düşüncelerinizi paylaşınız lüften :)💙

###

Yeni gelen matematikçimiz çoğu kızın ilgisini çekmişti. Adam harbiden yakışıklıydı çünkü. Hatta sınıfın en kötü sayısalcı kızı olan Ebru bile adama kendini göstermek için sınavını fullemeyi becermişti. E tabi doğal olarak bizim erkeklerde hiç hoşlanmıyordu bu yeni hocadan. Neyse çok uzatmadan. Gelelim şu
e-posta olayına.

En yakın arkadaşım olan Gizem benim sıra arkadaşım. Onunla her şeyi paylaşıyorum ama ona söyleyemediğim ufak bir sırrım vardı. O sırrı dün gece Gizem'e anlatmak zorunda kaldım. Niye mi:

Dün

Annemin sesiyle uyanmıştım bu sabah da:

-Selin! Hadi çocuğum. Geç kalacaksın!

-Tamam anne ya!

-E hadi ama. Bak kahvaltı yapmaya vaktin kalmayacak!

-Ufff...

İçimden kendime kızıyordum. Dün gece çok geç yatmıştım. Hatta alkol almıştım ilk defa. Annem fark etmesin diye de gecenin bir vakti duşa girmiş sonra da saçlarımı kurutmaya uğraşmıştım.

Ben kahvaltı masasına oturunca annem önüme yumurtamı koyarken suratı beş karıştı:

-Sende bi haller var.

-Aman anne.

-Yok yok. Bi değişik kokuyor odanda.

-Sen ne ara odama girdin?

-Sabaha karşı geldim yanına. Üstünü örtüp çıkacaktım.

-Ee?

-Sen gizli gizli bira mı içiyorsun?

-Yok artık anne!

-E bira kokuyor odan!

-İçmedim.(tabi ben bu yalanı söylerken kızardığımı hissetmiştim.)

Bir yandan yumurtamı yerken bir yandan da anneme cevap veriyordum.

-Sen dün gece geç yatmışsın. Gözlerinin altı mor mor.

-Uykum kaçmıştı annecim.

-Son 3 haftadır boş boş bakıyorsun millete. Hep odana kapanıyorsun.

-Ya okulda yoruluyorum. Hiç farkında değilim.

-Yok yok. Var sende bir şeyler.

-Ay anne, iki lokma yedirtmedin.

-E yalan mı? Her sabah sen beni uyandırırdın. Hadi anneciğim uyan derdin. Öperdin beni. Şu 3 haftadır ben kaldırıyorum seni. Eski neşe dolu halinden eser kalmadı be yavrum.

-Annecim sınav haftasıydı o zamanlar. Yakında iyi olurum endişelenme.

-Bak aman deyim birine tutulma kızım. Daha erken.

-Yok daha neler. Annecim niye böyle şeyler düşünerek yoruyorsun kafanı.(ben bu yalanı söylerken hızlıca ayağa kalkıp masadan uzaklaştım. Çünkü cidden yanıyordu yanaklarım.)

Kapıya doğru yürürken Gizem aradı. Bu sabah birlikte buluşup gidecektik okula. Annemle her zamanki vedalaşmamızı yapıp ayrıldık. O işe gitti bende Gizem'le buluşacağımız yere.

Gizem'le sarıldıktan sonra hızlı adımlarla yürümeye başladık:

-Selin bana söylemek istediğin bir şey var mı?

-Ne gibi?

-Ne bileyim. Hani anlatmak istersin belki?

-Her şeyimi anlatıyorum zaten sana.(Bu da pembe bir yalandı.)

-O zaman dün gece ki attığın mesaj da neydi?

-Ben dün gece mesaj falan atmadım ki sana.

-Attın. Dur göstericem.

(Veeeeee.... İşte o an. Gizem'e dün gece gerçekten mesaj atmıştım. Tabi dün gece sarhoş olduğum için bunları hatırlamıyorudum. Peki sizce ben Gizem'e ne atmış olabilirim? Hadi size dürüst olayım. Ben şu bizim yeni matematik hocasından bayağı hoşlanıyorum . Hemde dersimize girdiği ilk günden beri. Tam 3 haftadır. Ben her gece onun 1 tane resmini çizebilmek için uğraştım. Ve iki gün önce bitirmiştim o resmi. Dün gece de o çizdiğim resmin fotoğrafını çekip Gizem'e atmışım.)

Gizem bana baktı:

-Sen o adamı seviyorsun.

-Evet.

-Neden söylemedin bana?

-Çünkü bu çok saçma. Benden kaç yaş büyük bir adamı seviyorum. Bu çok yanlış!

-Yanlış olduğunun farkında olmana sevindim.

O sırada aklıma geldi. Ya ben bu resmi sadece Gizem'e atmadıysam! Ya rehberimde ki herkese yolladıysam! Hızlıca telefonumu açtım ve mesajlara baktım. Veeee...yine bir hayal kırıklığı mı desem korku mu desem bilemedim. Çizdiğim resmi matematik hocama yollamıştım.

O an çığlık attım:

-Allah kahretsin beni! Ben bir daha nasıl okula giderim? Hangi yüzle?

-Noldu Selin?

-Ben resmi bizim matematikçiye de atmışım.

-Oha! Kızım sen dün gece neyin kafasını yaşadın?

-Ya ben adamın suratına nasıl bakacağım. İlk ders matematik zaten.

-Bu çok kötü oldu ya.

-Uyduracak bir yalanım bile yok.

-Ya bi sakin ol. Elbet uydurursun bir şey.

- Ya saçmalama Gizem.Ne deyim? Hocam kusura bakmayın yanlışlıkla 3 haftadır sizin resminizi çizmişim, hatta bu da yetmezmiş gibi bi de size yollamışım mı deyim!!!

Tam o anda ikimizde kahkaka attık. Gizem benim durumuma gülüyordu, bende sinirden gülüyordum.

Derse girmemek gibi bi saçmalık yapamazdım çünkü elbet o derse bir gün girecektim. Ne kadar erken o kadar iyi diye düşündüm.

Sınıfa girerken bacaklarım titriyordu. Gizem kolumdan tuttu:

-Sakin olur musun artık?

-Utanıyorum ve korkuyorum. Ya disipline verirse beni?

-Abartma Selin!

Biz yerlerimize oturur oturmaz sınıfın kapısı açıldı. Ve içeri matematik hocamız girdi.

Kalbimi söküp atmak istedim. Çok hızlı çarpıyordu ve bayılacak gibiydim. Hocamız resmen bakışlarıyla boğuyordu herkesi. Bense en ön sıradaydım.

Hoca hiç günaydın bile demeden masamın önüne geçti ve ellerini pantolonunun cebine koydu. Gözgöze gelmekten korkuyordum.

-umarım beğenmişsinizdir ve beğendiyseniz lütfen vote bırakmayı unutmayın :).-

BAY MAVİWhere stories live. Discover now