Ne yanlış bir şey söylemiştim ne de doğru. Daha yeni tanıdığım birisinin labali ya da gereksiz samimiyet kurması bana tersti. Asansörün çağırma düğmesine bastım. Kalabalık olan asansör çevresi, benim gibi bir çok bekleyen insanlarla doluydu.

Yanımda duran adım sesleriyle kafamı oraya çevirdim. Barlas yanımda durmuş, doğrudan asansör düğmesine bakıyordu. "Kaçıncı katta odan?"

Gözlerini bana çevirdi hafifçe, sonra yumdu gözlerini. "Sana ne söyledi?"

Gelen asansörle önde olan insanlar bindi önce, biz bir sonrakini bekleyecektik. "Sen ona ne söyledin?"

Önümüz boşaldığında, Barlas düğmeye uzanıp bastı. "Bunu ona sormadın mı?" Yüzüme baktı tepkimi ölçmek için. "Cidden mi?"

Omuzlarımı düşürüp bıkkınlığımı belli edecek bir nefes saldım dışarıya. "Sormadım, sana soruyorum işte." Gelen asansör ile içeriye adım atıp odamın olduğu kata bastım.

Peşime ilerleyip bir düğmeye basladan yanımda durdu sadece. "Ona, Manolya senden haz etmiyor dedim o kadar." Asansörün en arka kısmında duran aynaya yaslandı.

Onun yaptığını yapıp yanına yaslandım. "Neden böyle bir şey dedin peki?"

Son bir kat kala asansörün ucuna ilerledi, inmeye hazırlanıyordu. "Çünkü ondan haz etmeni istemiyorum." Asansörden indi. Kapanan kapıyı son anda yakalayıp asansörden çıktım bende. Odamın yanındaki odaya kartı okuttu. Yan odamda kalıyordu... Odaya girmeden gözünü hafifçe bana değdirdi, ona baktığımı gördüğünde kafasını sallayıp odasına girdi.

Kendi odama adımladım, kartı okutup içeriye girdim. Beyaz yatağımın dağılmış çarşafını dahada dağıtıp içerisine sarındım. Ne hissediyordum, ne hissetmem gerekti bilmiyordum. Ya da nasıl bir olayın içerisinde bulunduğumu. Tek bildiğim, Barlas'ın çok garip olmasıydı. Gözlerimi kapatıp çarşafa daha sıkı sarındım. Öğlen saatte uyumak...

-----

"Manolya, açsana kızım şu kapıyı."

"Kış uykusuna mı yattın ayı sarışın?"

Gelen gürültülü sesleri kulağımı kapatarak bastırdım. Komidinde duran saate çevirdim uyku mahmuru gözlerimi, 23.56. Nasıl o kadar uyumuştum bilmiyordum ama hâlâ uykum vardı.

"Kız öldün mü yoksa? Öldüysen öldüm de sarı yelloz."

Tunanın sesini daha fazla kaldıramayacağımdan ayaklarımı seri adımlarla kapıya yönelttim. Kapıyı açtığımda Gazel ve Tuna üzerime düşeceklerdi neredeyse. "Ne istiyorsunuz be, uyuyoruz şurada."

Tuna poposunu kıvırtarak içeriye girdi ve yatağımın karşısında ki koltuğa oturdu. "Biz değil canım, patron seni istiyor."

Peşinden giren Gazelden sonra kapıyı kapattım. "Patron?" Kapının hemen yanındaki lavaboya ilerleyip yüzümü yıkadım.

"Ay sarı yelloz buraya gelmeden dizi izledimde şivem kaydı."

Lavabodan çıkıp yatağın ucuna oturdum tekrar. "Şive değil aksanın kayar."

Dudaklarını büzdü. "Çok biliyorsun sen."

Gazel yanıma oturdu. Üzerine siyah dar elbise giymişti. "Hadi kalk hazırlan, bar kısmına gidelim."

Yanağıma yapışmış saçlarımı düzelttim. "Kıyafetim yok Gazel."

Gazel yanındaki poşeti gösterdi. "Bu bahaneyi bulacağını bildiğimden getirdim zaten." Poşetin içerisini açtı, ten renginde deri elbiseyi kucağıma attı. "Giyin gel hadi, çabuk."

KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|Kde žijí příběhy. Začni objevovat