0.1/ "Kapatmaya çalışmışsın ama ben kapattığın yaraların altını görebilirim."

177 49 28
                                    

İlk bölümde aldığım yorumlar çokça içimi ısıttı. Beni yalnız bırakmayan ve gözleri bu cümlelerde gezinen herkese teşekkür ederim. Vote ve yorum ne kadar çabuk gelirse bölümde o kadar çabuk gelir.

Okuyan gözlerinizden öperim...

Bölüm şarkısı - Cem Adrian / Ben Seni Çok Sevdim ...

-----------------------------------------------------------

Yıllarca göğsümün sol köşesinde bir acı yeşermişti. Ruhuma dolanan ipler babam tarafından hep daha çok sıkılmıştı.

Arkama dönüp baktığımda gülümseyerek anlatabileceğim anılarım çok azdı ve on yaşıma kadar sınırlıydı . Annemin gidişiyle gülüşlerimiz solmuştu. Annem öldükten sonra soğuk evimizin duvarlarına sinip , astım krizimle başa çıkmam gerektiğini çok net hatırlıyordum. Babamın parkta bir pamuk şeker alıp gülümseyerek bana uzattığı anı ise zihnimin bir köşesine silikçe kazınmıştı.

On beş yaşıma geldiğimde omuzlarıma binen yük bir genç kızınkinden daha fazlaydı. Boş buzdolabının diplerinden zorla bulduğum malzemelerle yemek yapmaya çalışıyordum. Ne de olsa babam doyup doymadığımı umursamazdı. Karnımdan yükselen seslere her şeye rağmen gülümsemiştim. Sonra... sonra kapı çaldı. Yemek artık pişmek üzereydi ve ben her şeye rağmen babamın gelmiş olmasına seviniyordum. Sarhoş gelmiş olsa bile... Belki , belki tadına bakardı.

Kapıyı büyük bir hevesle açmaya gittim. Tabi istekli ifademi fark ettirmemeye çalışıyordum. Biliyordum ki babam bu istekli ifademi görse bana inat yemeği dökerdi. Ben ruhuma aldığım yaralara alışkındım ama nimete yazıktı sonuçta. Babam alkol kokan nefesiyle eşikten içeriye adımladı.

Biliyor musunuz , küçükken ellerimi çok beğenirdim. Parmaklarım uzundu ve ellerim hiç kurumazdı. Ben aynaya baktığım zaman kendimi güzel bulmazdım ama ellerime bakınca onları beğeniyordum. Bir sevgilim olduğunda ellerimi tutmayı sevmesi fikri hep güzel gelmişti ve içimi ısıtmıştı. Ne de olsa elimden tutan bir babam yoktu.

Babam eşikten içeri girdiği vakit yemeğin taze ve samimi kokusunu almıştı. İçine sevgimi katmıştım. Diyorum ya her şeye rağmen...

"B-ben yemek yaptım baba. Belki , belki sende yersin " öylece yüzüme baktı. Hiçbir şey söylememişti ama tencereye ilerlemesiyle içimi hem merak hem de büyük bir mutluluk kaplamıştı. Yemeğe bakacaktı hatta belki de yiyecekti. Babam tencereye elini uzattığında eli yanarsa diye çok korkmuştum ama sapları ısınmamış olmalı ki rahatça kaldırıp bana doğru adımladı.

"Sen yaptın öyle mi ? "
"Evet ben yaptım. Beğendin mi baba ? " babam bana içimin buz kesmesine sebep olacak bir şekilde baktı. Sonra gülümsedi ama bu fırtına öncesi bana verdiği mesaj gibiydi. Babam tencereyi ellerinden bıraktığı vakit heba olan belki de yemek değil emeğim , umudum , mutluluğum olacaktı. Ani bir refleksle tencereyi tutmak için ellerimi uzattığımda geleceğe dair umutlarım yanmıştı.

Hayranlıkla izleyip bir gün beni seven adam tarafından tutulacak , belki de öpülecek olan ellerim yanmıştı. Acı bir çığlık dudaklarımdan koyverdi. Canım acıdı , ruhum daha çok acıdı. Babam mutfaktan çıktı ve odasının kapısını kilitledi.

Su toplayan ellerimin derisi kalkmıştı. Bağırarak ağlamak istiyordum. Babam bana acımadı. Babam babalık yapmadı. Evden çıktığım gibi karşı komşumuzdan yardım istemiştim. Verdiği kremi sürmüş , kendimce gazlı bezle ellerimi sarmıştım. Artık ellerimi aşkla tutan bir sevgilim olmayacaktı. Bu küçücükken bile sevgiye aç bir kız için olağanüstü bir şeydi. Birileri tarafından sevilmeyi hep çok istemiştim. Keşke annem gitmeden önce bana bir kardeş bıraksaydı. Elimden tutmayan babamım yerini elini tuttuğum küçük kardeşim doldururdu.

Gecedeki Son NefesМесто, где живут истории. Откройте их для себя