Seri Üretim!

902 38 15
                                    

***13.Bölüm***

Ezgi gözlerini kırpıştırarak açtığında burnuna dolan keskin kolonya yüzünden öksürdü. Hemen ardından görüş alanı belirginleşmeye başladı.

‘’Baba!’’diye inlerken elinin tutulduğunu hissetti. Bu dokunuşu tanıyordu. Emirhan! Başını yana çevirip Emirhan’ın endişeli koyu renk gözlerinin taa içine baktı. Kuralcı Serserisi yanına diz çökmüş tek eliyle ona destek olurken diğer eliyle saçlarını geriye doğru tarıyordu. Hayal miydi gördükleri? Dudakları titrerken burnun sızladığını hissetti.

‘’Hayal mi gördüm ben? Babam gelmedi mi?’’diye sordu gözlerinden bir yaş süzülüp başının altındaki kırlenti ıslattı. Emirhan gülümseyerek önce yanağında ki ıslaklığı sildi sonra alnına hafif bir öpücük kondurdu fakat geri çekilmedi. Ezgi öpücüğün etkisiyle gözlerini kaparken Emirhan dudakları alnına sürterek

‘’Hayır güzelim. Baban burada!’’dedi. Hemen ardından uzaklaşıp Ezgi’ye odanın diğer ucunda kendisine endişeyle bakan adamı gösterdi eliyle. Ezgi, Emirhan’ın kollarını takip edip abisinin yanında kendisine bakan adamı görünce bir kez daha seslice inledi.

Ezgi babasına dolu dolu gözlerle bakarken ne kadar yaşlanmış olduğunu fark etti. Saçlarının kenarları hafif beyazlaşmış,kasları eskisine göre biraz erimiş görünse de hala dev gibi cüssesiyle çok yakışıklı duruyordu. Herkes annesinden çok babasına daha fazla benzettirdi Ezgi’yi fakat babası hep ‘Benim kızım annesi gibi çok güzel’ derdi.

Ezgi ayağa kalkmaya çalışırken Emirhan ona destek olup kalkmasını sağladı. Ezgi,Kuralcı Serserinin elini bırakırken titreyen bacakları yüzünden tekrar düşeceğini hissetti fakat düşmedi. Babasına titreyen ayaklarına inat küçük bir adım attı ve bir adım daha.

‘’Ezgi…Kızım!’’dedi İhsan Sönmez, küçük cadı kızı ne kadar da büyümüştü. Küçükken annesine benzerdi ama büyüdükçe tıpkı onun gibi olmuş. Nasıl oldu da karısından kalan armağanlarını bırakıp gittiğini anlamamıştı. Eğer Ezgi,cadı kızı onu tehdit etmeseydi belki de hiç adım atamayacaktı buralara. Oysa Doruk ve Ezgi’yi gördükten sonra anladı. Bir daha onları asla bırakamayacaktı!

‘’Gel…gel  küçük cadım!’’dedi İhsan gülümseyerek kollarını kızına açarken. Ezgi’nin gözlerinden yaşlar süzülürken oda gülümsedi ve babasının kollarına atıldı. Ezgi hıçkırarak sesli sesli ağlarken kafasını babasının boynuna gömdü. 4 sene sonra ilk defa babasını görüyordu, ilk defa ona sarılıyor, ilk defa anılarında boğulmadan gönlünce ağlayabiliyordu.

Kahraman dedenin gözleri dolarken, Doruk bu sahneye sadece buruk bir gülümsemeyle bakıyordu. Emirhan ise çözemediği bir duygunun ağırlığını yaşıyordu kalbinde. Ezgi’nin her iç çekerek ağlayışın da küçük bir sızı kendisini rahatsız etmeye başlamıştı,oysa dramatik tabloları oldu olası sevmezdi. Zaten Ezgi’nin ağlayışı umurunda da olmamalı çünkü ondan hoşlanmıyordu bile sadece kendisini kolayca kollarına bırakan bu kızın tadına bakmayı seviyordu!

 Lanet olsun olmadığını biliyordu fakat düşünmeyi reddediyordu. Hem zaten Ezgi bile ne olduklarını sorgulamıyordu kendisi neden merak ediyordu ki?!

‘’Geldim kızım. Tamam!’’dedi İhsan kızının sırtını okşarken. Ezgi ise bir an da babasının kollarından çıkıp olduğu yerin farkına vardı. Göz yaşlarını silerken kaş çatarak babasına baktı.

‘’Nerelerdesin sen baba! Saçına aklar düşmüş yaşlanmışsın bir ayağın çukurda yeni mi geliyorsun?’’diye bağırdı. İhsan bu hakaretler üzerine öksürerek,kaş çattı kızına.

‘’Taş gibiyim ben hala cadı!’’

‘’Pabucumun taşı! Hadi gidiyorsun neden bu yaşlı bunağı başımıza dikiyorsun. Dedem ölmeyi unuttu bence.’’dedi sırıtarak dedesini gösterirken. Hemen eski haline dönmesi Emirhan’la birlikte diğerlerini de şaşırtmıştı. Neyse ki çok yadırgamadılar.

...Where stories live. Discover now