Genç kız kocasının bu yoğun sözleri üzerine başını kaldırıp gözlerini yeşil gözlere dikti.Yüzündeki sıcak gülümseme,sesindeki ciddi ton kadar derindi.

-''Tamam.Ama seni bir konuda uyarmam lazım.Sonradan yanında kalmamı istediğine pişman olma.''

Genç adam karısının sarf ettiği sözler üzerine endişeyle ve merakla ''Neymiş o?'' diye sordu.

 Bu soru Katynin yüzüne bir sırıtış yaydı.

-''Yanında kaldığım bu süre zarfında yani hayatın boyunca benim sana işlediğim gömlekleri giymeye razı olman lazım.Nakış işlemekten vazgeçemem.Aksi halde yanında kalabileceğime söz veremem.''

Dük karısının sözlerini duyunca yüz ifadesi rahatladı.Bir kahkaha patlattı.Genç kızı kendine daha da bastırdı.

-''Ahh..Katy senin için hayatımdan bile vazgeçebilirim.''

Katy bir saat sonra arabanın içerisinde başı,dükün göğsünde gökyüzünü izliyordu.Aslında Braina belli etmeden yüzüğü nasıl alabileceğini düşünüyordu.Araba yavaşlamaya başlayınca doğrulup pencereden dışarıya baktı.Kasabaya gelmişlerdi.Hatta kuyumcu da bir iki metre ötedeydi.Katy hemen gözlerini kuyumcunun olduğu yere dikerek beynini zorlamaya başladı.Bir iki dakika geçmişti ki yeni farkına vardığı gerçekle çığlık atmamak için zor tuttu kendini.

Kuyumcunun iki dükkan yanında koskoca bir bebek kıyafeti satan mağaza vardı.Nasıl olmuştuda yeni fark ediyordu?

Aptal Katy diye geçirdi içinden.Oraya yaklaştıklarında hemen düke döndü.

-''Brain bak şuradaki mağaza güzel gözüküyor.Oraya bakalım mı?''

Dük karısının sorusu üzerine pencereye yaklaşıp karısının gösterdiği mağazayı süzdü.Dışarıdan çok sıradan bir mağaza gibi duruyordu.Ama Katynin istekli bakışlarını gördüğünde ''Tamam.''diyerek karşılık verdi.

Katy arabadan inerek kocasının koluna girdi.Ardından da mağazaya doğru yöneldiler.

Mağazanın  içerisine girdiklerinde genç bir kadın onları karşılayarak yardımcı olmaya başladı.Katy bir kaç parça seçtikten sonra düke döndü.

-''Sende seç bir kaç tane.'' Yüzündeki gülümseme ikna ediciydi.

Amacı dükü oyalayabilmekti.Dükün kaşları ilk önce hayretle havaya kalktı.Ardından da önündeki bebek elbiselerine verdi dikkatini.

Genç kadın kocasının bu halini görünce koca bir kahkaha patlattı.

Dükün kulağına daha da yaklaştı. 

-''Brain yan mağazada güzel bir ayakkabı gördüm.Sen bunları seçerken bende ona bakmaya gideyim.''  

Genç adamın  bakışları karısının yüzünde dolaştı.

-''Birlikte gideriz.Bunları bir halledelim.''

Katy o an köşeye sıkıştığını anladı.O durumda söylenebilecek tek bahaneyi öne sürdü.

-''Gerek yok.Hem vakit kaybetmeyelim.Ben oradaki işimi halledip arabaya geçeyim.Sende bunları alıp arabaya gelirsin.''

Dük,karısının yüzündeki heyecanlı ifadeyi görüp bir işler çeviriyor diye düşündü.Ama üstünde durmamaya karar verdi.

-''Peki.Acele etme.''

-''Tamam kocacığım acele etmem.'' .

Söylediklerinin ardından vakit kaybetmemek için mağazanın çıkışına yöneldi.

Kuyumcuya girdikten sonra aceleyle yüzüğü alıp arabaya ilerledi.Arabanın yanına gelince arabacı hemen merdiveni indirdi.

-''Brain gelmedi mi Mathov?''

Arabacı genç kadının sorusunu işitince yüzünü kaldırdı.

-''Hayır düşes hazretleri.''

Bunun üzerine Katy arabada beklemeye karar verdi ve merdivenlerden çıkıp rahat koltuğa bıraktı kendini.Aradan beş dakika geçmişti ki dük gelip yanına oturdu.Katynin ellerine baktı.Küçük bir karton poşet görünce yüzünde yamuk bir sırıtışla takıldı karısına.

-''Ayakkabılar ammada küçükmüş.''

Genç kadın bunu duyunca bir kahkaha koyverdi.

-''Ayakkabı almadım.Daha doğrusu beğendiğim bir şey çıkmadı.Sen neler seçtin?''

Söylediklerinin ardından kocasının elindeki poşeti alıp küçük kıyafetleri beğeniyle süzdü.Katy elindeki pembe,fırfırlı küçük elbiseyi havaya kaldırarak genişçe gülümsedi.

-''Çok güzel.''

Kocası da yamuk bir gülümsemeyle ''Öyledir.'' diyerek karşılık verdi.

-''Çok mütevazisiniz dük hazretleri.'' Genç kadının yüzündeki gülümseme tahrik ediciydi.

Dük şu durumda kendini bu gülümsemeyi görmemeye zorlarken -''Teşekkür ederim düşes hazretleri o sizin mütevaziliğiniz.'' diye karşılık verdi.Hemen ardından da bakışlarını karısının elindeki karton poşete çevirdi.

-''Sen ne aldın?''

Genç kadının yüzü yavaş yavaş ciddiyete bürünürken ''Sana hediye aldım.'' diye cevap verdi.

Brain bu sözler üzerine merakle karısının ona uzatmakta olduğu karton poşeti eline aldı.Küçük kutuyu poşetten çıkartıp salladı.Yüzündeki çocuksu gülümsemeyle Katyye döndü.

-''Hafifmiş.''

Kutuyu saran ince kordonu çözdü ve simli kağıdı açtı.Küçük deri kaplı kutunun kapağını kaldırarak som altından yapılmış muhteşem yüzüğü gördü.Eline alıp incelemeye başladığında beğeniyle karısına dönüp fısıldadı.

-''Çok güzel.''

Genç kızda kocasını taklit ederek ''Öyledir.'' diyerek karşılık verdi.

-''Çok mütevazisiniz düşes hazretleri.''  Genç adamın yüzünde genişçe bir sırıtış vardı.

-''O sizin mütevaziliğiniz dük hazretleri.'' 

Dük bir kahakaha atarak yüzüğü alıp parmağına takacaktı ki..Yüzüğün içerisine yazılmış kelime dikkatini çekti.Yüzüğü biraz daha yaklaştırınca kahkahası anında kayboldu.Duygulanmıştı.Yüzüğün içerisinde el yazısıyla yazılmış kelimenin son harfi büyüktü. ''lorduM...''

Brain derin derin içini çekerek Katyyi göğsüne bastırdı.Dudakları dudaklarına dokunurken ''Seni seviyorum.'' diye fısıldadı boğuk bir sesle.''Seni öyle seviyorum ki...''

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin