Yaşamak mı yoksa ölmek mi daha kolaydı?...

2 0 0
                                    

Eli aşıklar şehri olan Fransanın paris kentinde  doğdu.Babası çok zengin olmayan ama çalışkan bir iyikalpli yemeyi ve yedirmeyi seven bir adamcağızdı.Ama babası bir illet hastalığın pençesindeydi fakat henüz çok ilerlememiş tıp yüzünden gittiği doktorlar onun sorununun henüz farkına varabilmiş değillerdi.  Elinin babasının başı eli kendini bildiğinden beri hep ağrırdı ve gittiği doktorlar hep siz stres yapmayın stresten dolayı sizin başınız ağrıyor deyip iki ağrı kesiciyle evine yollamışlardı. Eli kendisi ve kendisinden altı ve sekiz yaş büyük abileri ve Hollandada çalışan teyzesinin kızı ile aynı evde yaşamaktaydı. Eli çok sakin ve akıllı bir çocuktu bu yüzden herkes onu çok sever bizde kalsın diye ısrar ederlerdi ama Eli kimsede kalmaz annesinden ayrılmazdı.Annesi Eli ile bir yere misafirliğe gitse Elinin karnını doyurmadan dışarı çıkarmazdı ve misafirlikte kızının bir yiyecek şey istemesini terbiyesizlik olarak görürdü. İnsanlar bir şekerleme ikram etse Eli bir tane alabilirdi ikinciyi al diye ısrar etseler annesi ile göz teması kurar al diye onay gelirse ancak alabilirdi yoksa alamazdı. Hele ki çocuk bu ya ayağa kalkmak istese koluna yada bacağına gelen küçük bir çimdik ve evde sana soracağım sözüyle irkilir asla kıpırdayamazdı.Eli eşyalarına düşkün temiz ve zarar vermedenkullanabilen  bir çocuktu.Eli babasına çok düşkündü babası onu çok sever ve bir sözünü ikiletmezdi.Evin tek kızıydı ama teyzesinin kızı onu hep kıskanırdı teyzesinin kızı Klara çok güzel bir kızdı ama bir erkek çocuğu kadarda yaramazdı ve çok boğazlıydı Eli çok yemek yemezdi nazlıydı peynir yemez, et yemez, süt içmez ,bal yemez, köfte yemez , balık yemez çelimsiz ve buna bağlı olarakta sık hastalanan ilaç içmekten nefret eden midesi kaldırmayan çocuk olduğu için verilen antibiyotik şuruplar yerine penisilin iğne yaptırmayı  tercih eden bir kız çocuğuydu.Ay geçmezdi ki hastalanmasın.sürekli iğne vurdurmaktan kalçaları morluk içindeydi.Elinin okul hayatı başarılıydı derslerini severek yapan ve öğretmeni tarafından sevilen  bir öğrenciydi. Annesi okula onu hiç harçlıksız yollamazdı.Aldığı harçlıkla bir sade gazoz ve simit alır yerdi.Sabahları babası işe giderken Eli elini uzatır babası harçlığını eline koyar Eli elini çeker uyumaya devam ederdi. Annesi babasını bir kez olsun kahvaltısız işe göndermezdi mutlaka kalkar kahvaltıyı hazırlar işe geçirir arkasından sokağın köşesini dönünceye kadar bakar el sallar eşini işe uğurlardı.Akşam olduğunda da eşini gülerek karşılar yanaklarından öper içeriye alırdı.Herkes tarafından gıpta edilebilecek bir evliliğe sahiptiler. Hayat zor olsa bile onlar kendi küçük dünyalarında mutluydular. Elinin annesi anne ve babası tarafından bir boğaz eksilsin diye amcasının yanına gönderilmiş ve ufacık yaşında amcasının çocuklarını bakmak zorunda kalmış ev işleri ve yemek üzerine verilmiş sofraya oturduğunda bir kaşık kendine bir kaşık amcasının çocuklarının ağzına yemek yedirmek zorunda kalan ezilmiş bir çocuk.İşte bu yüzden kendi çocuklarını kimsenin yanına göndermemiş ve her sorumluluğu üzerine alıp onlara hiç yüklenmemiş  eli öpülesi bir kadın kendi yaşadıklarını çocuklarının yaşamaması için çırpınan bir anne.Eli  çok mutlu bir çocukluk yaşayan bir kız...Keşke hep çocuk kalabilseydik ne güzel olurdu değil mi?...

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Jun 21, 2020 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

Person Eli'nin GünlüğüTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang