0.1

284 46 21
                                    

Rüzgar bedenine hızla çarparken, montunun yakalarını biraz daha kaldırdı ve ellerini hızla montunun ceplerine yerleştirdi. Gecenin karanlığı iyice çökerken, rüzgar sanki tüm sinirini Jonghyun'dan çıkarmak istiyordu. Göz devirdi ve kendi kendine söylendi.

"Ben sana ne yaptım acımasız soğuk?"

Nefesini serbest bıraktı ardından. Tabiki de söyleyecekleri bitmemişti. Rüzgar kendisine sinirliyse madem, Jonghyun'un da ona sinirlenme ve söylenme hakkı vardı. Evet, kesinlikle vardı...

"Gel gel, biraz da kulaklarımı üşüt. Şurada buz heykel olarak çakılıp kalayım."

Söylediği ile gök gürültüsünü duyduktan sonra sıçradı ve yukarı baktı. Ardından da bastıran yağmur...

"Beni dinlediğin için teşekkür ederim. Sana minnettarım!"

Başını iki yana salladı ve adımlarını hızlandırdı. Bir an önce otoparka ulaşıp biricik arabasına binmek ve o muhteşem sıcaklığa kavuşmak istiyordu. Son birkaç yüz bin adım falan kalmıştı. Yani onun tahminine göre...

Hala gök yüzüne, rüzgara ve yağan yağmura laf atmaya devam ediyordu Jonghyun. Bir de arada yerde biriken yağmur sularına pantolon paçalarına sıçramalarından ötürü kızıyordu. Biraz da kendine... Yani, hangi akıllı arabasını bu kadar uzakta olan otoparka park ederdi ki? İç çekti ve adımlarını hızlandırdı. Herhangi bir sokağın önünden geçerken duyduğu ses ile irkildi. Gözleri kocaman açılmış, yerinde donakalmıştı.

"Silah mı patladı..."

Gözlerini kırpıştırdı bir süre. Korku bütün bedeninde yayılmıştı ve hareket etmesini engelliyordu. İçinde sokağa girmesini söyleyen bir ses varken başka bir ses eğer o sokağa girerse kendisinin de sonunun belli olduğunu söylüyordu. Yutkundu, ama tükürüğü boğazında kalmıştı, ve bu onun için daha büyük bir yük haline gelmişti. Başını hızla iki yana salladı.

"Kendine gel Jonghyun, bir an önce uzaklaş buradan... Sanki silah sesine hiç alışık değilsin. Hem illa silah patladı diye birisi ölmek zorunda değil, belki de yaralanmıştır..."

Ve klasik vicdan rahatlatma...

"Hatta belki de saçma bir göz korkutmaktır, olamaz mı yani? "

Ardından göz devirdi ve yeniden başını iki yana salladı.

"Tanrım, şuan bunları düşünmenin sırası bile değil! Lanet olası iç sesim..."

Yeniden yürümeye başlayacaktı ki birisinin hızla omzuna çarparak yanından geçmesi ile geriye sendeledi.

Sorun birisinin ona çarpıp neredeyse düşmesine neden olacak olması değildi, sorun kendisine çarpan kişinin o sokaktan çıkmış olmasıydı....

-Gizli Kalmayan Tehlike-
~Kim Jonghyun Tanıtım~

Gizli Kalmayan TehlikeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin