/2

29.8K 826 146
                                    

Elimdeki kutuyu evimin girişine bırakıp arabaya çantamı almak için geri döndüğümde tam kapıları kapatacakken duyduğum kısık miyavlamayla kendime geldim. Hala ceketimin içerisinde olan yavru kediyi hatırladığımda çantamı omuzuma takarak ceketi, kediye dikkat ederek kucağıma aldım.

Eve girdiğimde ısı vücudumu saniyeler içerisinde ele geçirmiş gibi bir rahatlıkla nefes aldım. Şömineyi dakikalar içerisinde yakarak ufaklığı ceketimle beraber şöminenin önündeki favori koltuğuma bırakarak odama geçtim. Hızlıca üzerimdeki fazlalıkları çıkartıp ince bir kazak ve pantalon giyerek salona geri döndüm. Şömine çok güzel yanmaya başlamıştı. Odunları düzelterek, ceketimi nazikçe elime aldım.

Minik bedeni sardığım ceketi yavaşça açıp minik yavru kediyi kucakladım. Şömineye yaklaşarak oturdum ve yavru kediyi okşamaya başladım. Yavaşça sırtını okşadıktan bir süre sonra kafasını kaldırmaya uğraştı.

"Günaydın ufaklık. Sana yiyecek bir şeyler getireceğim. Burada kal istersen." Kediyi yavaşça koltuğa bırakmak istediğimde tırnaklarını kazağıma takarak kendisini yukarıya çekmeye çalıştı.

"Benimle mi gelmek istiyorsun ufaklık?"

Miyav!

Miyavlamasıyla gülerek onu kolum ile göğsüm arasına yerleştirip düşmemesi için hafifçe kavradım. Mutfağa geçtikten sonra buzdolabımı açıp ne yiyip yemeyeceğine bakındım. Süt, çiğ süt, ton balığı ya da bir parça tavuk? Ona ne verebileceğimi bile bilmiyordum...

Dolabımdan ton balığı ve sütü alarak masanın üzerine bıraktım. Bir kaseye azıcık su ve süt koyarak, sütü seyreltilmiş bir şekilde masaya geri koydum. Ton balığının yağını süzerek küçük parçalar halinde bir kaseye koydum. Onu da sütün yanına bırakıp bir de su koydum farklı bir kaba.

Kucağımda olan yavru kediyi yavaşça masanın üzerine bırakıp sandalyeye oturdum. Kedicik olduğu yerde titrerken yavaşça ton balığına yaklaştı. Zorlukla dilini değdirdi ve kafasını çevirdi yanındaki süte yaklaşıp bir dil darbesiyle tattı. Onu izlemeye devam ediyordum.

Bir iki derken sütü hızlıca içmeye başladı. Kafasını neredeyse kaseye sokacaktı. Sütü bitirene dek kafasını kaldırmadı. Kaseyi hafif eğerek sütün bir yerde toplanmasını sağlayarak bitirmesine yardım ettim. Kafasını kaldırıp bana baktığında burnundaki ve kısa bıyıklarındaki tüyleri görüp gülümsedim. Parmağımla burnunu temizlemek için ona yaklaştırdığımda miyavlayarak geri çekildi. Bana bakarak dilini burnuna ve ağzının etrafına sürttü.

"Aferin benim kızıma eğer doyduysan. Seni yıkamalıyım." Benden biraz uzaklaşırken sağ arka patisini kaldırınca onu kavradım ve kucağımda ters yatırdım. Sağ arka patisini aldığımda miyavlayarak kaçmaya çalışsa da onu tutarak patisine baktım. Beyaz tüylerinin gizlediği pembe patisinin bir tarafı çok da derin olmasa da çizilmişti. Büyük ihtimalle o çocuktan kaçarken bir şeyler olmuş olabilirdi. Onu sakinleştirmek için sevmeye başladım ve mutfaktan salona geçtim. İlk yardım çantamı elime alıp içinden yarasını temizlemek için oksijenli suyu aldım. Gazlı bezden küçük bir parça keserek oksijenli su ile temizlediğim yarasının üzerine sararak ufak bir bant ile sabitledim.

Kucağımda yorgun bir şekilde yatarken onu okşamaya devam ediyordum. İlk yardım malzemelerini yerine koyarak kucağımdaki ufaklıkla banyoya çıkmaya başladım. Huzursuzca kıpırdanıyordu ve derin derin nefesler alıyordu.

Saç havlularımdan birini alarak banyoya ilerledim. Onu küvette yıkamak için oldukça küçüktü. Ama yine de küvette yıkayacaktım. Ona dikkat ederek pantalonumu çıkartıp kazağımın kollarını sıvadım ve suyu ılıtırken küvetin köşedeki çıkıntısına oturdum. Suyu istemediğini belli etmeye başlamıştı. Küçük bedenine zarar vermemeye çalışarak ve onu okşayarak şampuanımı yanıma aldım. Avucuma biraz su alıp sırtını ıslatığımda miyavlayarak kaçmaya çalıştı. Ilık suyu kullanarak kaçmasına izin vermeden tüm bedenini ıslattım.

Çok az şampuan alarak ince tüylerini köpürtmeye başladım. Patisine dikkat ederek onu yıkadıktan sonra o her ne kadar onu yıkamamdan memnun olmasa da duştan çıkartıp pembe saç havluma sardım.

Onu bir süre okşayarak kuruttuktan sonra yatağıma bırakıp odamın ısısını yükselttim. Kedicik uyurken evi toparlayıp kendime yemek hazırlayıp yedim. Şirketten getirdiğim eşyaları çalışma ofisime yerleştirdikten sonra bilgisayar ve telefon aracılığıyla sigortamı ve banka hesabımı kontrol edip düzenledim. Sonunda işim bittiğinde yavaşça odama doğru çıktım. Yaklaşık dört saat olmuştu.

Kediciği ürkütmemek için kapıyı yavaşça araladım. Yatağıma doğru baktığımda attığım tiz çığlıkla beraber elimdeki telefon yere düştü ve yüksek bir ses çıkarttı. Korkarak geri çekildim ve kapıyı sertçe kapattım!

#KalbiDengem

KittyDonde viven las historias. Descúbrelo ahora