❄️1.1

142K 5.8K 643
                                    

Doğa

Ayaz odadan çıkınca Barlas beni serbest bırakmış ve tam kapıdan çıkacakken "Bunu giy," diyerek kenarda duran tişörtünü yüzüme fırlatmıştı. Giyinmemle alakalı ona ne oluyordu ki?

O söylediği için değil kendim rahat edemediğim için verdiği tişörtü üzerime geçirdim. O kadar güzel kokuyordu ki büyük ihtimal spor yapmadan önce üzerinde bu tişört olmalıydı.

Salona gidip koltuğa otururken yüzüm utançla kızardı. Az önce bir şey olmasa da Ayaz'ın yanlış anlama ihtimali yüzümün kızarması için yeterli bir sebepti.

"Doğa ben yokken sıkılmadın umarım. Gerçi sağ olsun abim seni yalnız bırakmamış."

"Boş yapıyorsun. Yapma."

"Kahve içer misiniz?" diye bir anda sordum. Burada biraz daha kasıntı kasıntı oturmak istemiyordum. İkisi de olur deyince mutfağa gidip derin bir nefes aldım. Yaptığım kahveleri salona götürürken hiç susmadıkları konuşmaları bir anda kesildi. Merdivenlerden çıkmaya başlamışken duyduğum sesle olduğum yerde durdum.

"Çantanı hazırla. Gidiyoruz."

Yaram yeterince iyileşmişti yani işe dönmenin zamanı geldi de geçiyordu. Yukarıya çıkıp zaten çok olmayan kıyafetlerimi toparladım. Bekletmemek için aceleyle aşağı indiğimde zaten onun çoktan arabada beklediğini gördüm. Ayaz kapıda bana bakarken durup sarıldım.

"Ben her şey için teşekkür ederim."

"Hadi ama yanında bile olamadım. Neyse artık ne zaman ihtiyacın olursa buradayım güzellik tabii bu iyiliğimin karşılığında bir şey yapmak istersen belki şu cadı ablanın numarasını verebilirsin."

"Hey, ablama öyle deme!" dedim koluna vurarak söylediğim şey ile gülerken arabanın içindeki kahve gözlerle göz göze geldim.

"Aman tamam. Cadı falan ama kafa kız. Geçen baya laf yaptı oyunun rövanşı için istiyorum yoksa niye isteyeyim canım."

"Tabii öyledir başka bir şey düşünmedim zaten. Ben gitsem iyi olacak. Mesaj atarım."

"Doğru ya huysuzu unuttuk. Git hadi!" derken el sallayarak arabaya koşturdum. Biner binmez söylenmeye başlamıştı.

"2 dakika daha geç kalsan gidiyordum. Ne bit

mez muhabbetmiş!"

"Beklettiğim için özür dilerim."

"Bunun için özür dileme."

"Peki," deyip sustum çünkü bu adamla laf savaşına girilmezdi. Üstelik yine neye sinirlendiğini de anlamamıştım. Ayaz'a mesaj atarken dikkatle beni süzüyordu. Eve doğru gitmediğimizi anlayınca sorma gereği duydum.

"Nereye gidiyoruz?"

"Çocuklar babamın yanında senin içinde sorun olmayacaksa bir süre biz de orada kalmalıyız. Yeni ev yapım aşamasında şu an."

"Siz mi çizdiniz yoksa?" diye heyecanla sorarken "Evet," diye cevap verdi.

"Bir gün sizinle işe gelebilir miyim?"

İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin