Yaşasın Bizınıs Klas! (Yine Yazım Hatası Yaptım Ya, Uyarınsanıza!)

1.4K 126 6
                                    

Marinette
Telefonum çaldı.
-Ahh! Kim arıyor!?
İrkilerek yataktan kalktım. Saat gecenin altısıydı neredeyse.
-Bu saatte kim arar ki?
Telefonun ekranına baktım.
-Adrien?
Telefonu açtım.
-Efendim?
-Marinette, rahatsız ettiğim için kusura bakma.
-Yok, önemli değil.
-Seni almaya geldim.
-Ne? Nerede?
-Aşağıda bekliyorum şu an. Hadi giyin, valizini de al. Havaalanına bırakacağım seni.
-Öğretmen yoklama alacaktı-
-Ben öğretmene durumu anlattım. Sorun yok.
-Hadi ben ineyim o zaman.
-Görüşürüz!
Telefonu kapattım. Hemen yüzümü yıkadım, dişimi fırçaladım. Tişörtümü ve mini kotumu giydim. Valizimi ve el çantamı alıp aşağıya indim. Adrien oradaydı.
-Çok bekletmemişimdir umarım.
-Hayır, böyle düşünme bile.
Beni centilmence arabaya oturttu. Sonra valizimi bagaja yerleştirdi. Yanıma oturup kapıyı kapattı. Ve o sırada arabayı süren koruma bana "Günaydın Bayan Cheng." dedi. İnanabiliyor musunuz? O sessiz koruma!
-S-size de günaydın, diyebildim.
Yaklaşık yarım saat sonra havaalanındaydık. Arabadan inerken korumaya bizi bıraktığı için teşekkür ettim, o da başıyla onayladı. Valizimi alırken Adrien valizi elimden kaptı.
-Ne yapıyorsun?
-Sana taşıtmam.
-Çok centilmensin ama ben kendi bavulumu herkes gibi kendim taşıyacağım.
Bavulu onun elinden aldım. Havaalanına girdik ve koltuklara oturduk. Diğerleri daha gelmemişti. Biz erkenciydik. Yaklaşık bir on-yirmi dakika kadar sonra da bizim sınıf tam kadro göründüler.
-Herkes hazır mı, diye sordu öğretmen.
-Evet, diye bağırdık bütün sınıf.
-O zaman uçağa geçelim, dedi öğretmen.
Uçağa girecektik. Uçağın merdivenlerinden çıkarken bavul elimden kaydı, tam düşecekken Adrien bavulu yakaladı. Chloé bu fırsatı kaçırmadı.
-Baksana Sabrina, bu geri zekâlı Marinette bir bavulu bile taşıyamıyor!
Adrien sinirle Chloé'ye döndü.
-Sen de insanlara karşı terbiyeli olamıyorsun!
Chloé utanıp uçağa girdi. Sonra ben ve Adrien da girdik ve kapı kapandı.
-Herkes tamsa yan yana oturacak kişileri söylüyorum: Alya ve Nino, Rose ve Juleka, Mylené ve Ivan, Kim ve Max, Alix ve Nath, Chloé ve Sabrina, Adrien ve Marinette.
Adrien ile yan yana oturacağım!
-Hocam, ben Marinette ile yer değiştirebilir miyim? Kendisi istedi de, diye sordu Chloé.
-Olmaz Chloé, zaten birazdan uçak kalkacak. Yerlerinize oturup kemerlerinizi takın, dedi öğretmen.
Oh olsun!
Ben Adrien'nın yanına oturup kemerimi taktım. Herkes yerine oturunca uçak kalktı.
-İlk defa mı uçağa biniyorsun, diye sordu Adrien bana.
-Evet. Sen?
-Ben daha önce bir kere binmiştim. Ama hiç ülke dışına çıkmadım.
-Harika bir şey bu!
Hostesler gelip meyve suyu dağıtmaya başladı. Bizim sulular bardakları havaya kaldırıp bağırdılar:
-YAŞASIN BİZİNIS KLAS!!!
Benle Adrien da kaldırdık. Bardaklarımız havadayken bakışlarımız buluştu.
-Fransa'ya...ve onun güzel kadınlarına.
Kesinlikle yüzüm kızarmıştı, eminim. Bardaklarımızı tokuşturup meyve suyumuzu içtik. Alya ve Nino'ya baktım, bizi gösterip konuşuyorlardı. Chloé'ye baktım, sosyete kadın kılıklarında meyve suyunu içiyordu ve kısık gözleriyle bizi kesiyordu.
Hepsini boş verip kafamı koltuğuma yasladım ve gözlerimi kapattım.

Adrien
Bir süredir uçuyorduk. Yan gözle Marinette'e baktım, uyuyakalmıştı. Kafasını yavaşça omzuma yerleştirdim. Ben de başımı ona yaslayıp uyuyakaldım.

Marinette
Yavaşça gözlerimi açtığımda güneş doğmuştu.
-Ha? Geldik mi?
Birden başımı Adrien'ın omzuna koymuş olduğumu fark ettim. Ben bu pozisyonda uyumamıştım ki! Adrien'ın da yavaşça uyandığını fark ettim.
-Günaydın...
Hemen başımı onun omzundan çektim.
-Özür dilerim, ben şey...
-Sorun değil, sorun değil. Başını omzuma ben koydum. Boynun ağrımasın diye.
-A, şey...teşekkür ede-ederim!
Uçak yavaşlamaya başladı.
-Sayın yolcular, kaptan pilotunuz konuşuyor: Uçağımız yaklaşık on dakika sonra İtalya'nın başkenti olan Roma'ya iniş yapacak. Ha, orada eğlenin de...kaptanınıza küçük bir hediyelik almayı unutmayın, olur mu? Çam sakızı, çoban armağanı yani!
Herkes güldü. Anlaşılan bu pilot şaka yapmayı seviyor.
Kapılar açıldı. Herkes bavulunu aldı. Uçaktan indik.
Yaklaşık dört saat süren uçak yolculuğumuz böyle sona ermişti.

Sevgili Mektup ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin