Tanıtım (2)

139 11 7
                                    

Yıldızlar her zamankinden daha güzeldi bugün. Ayni bir zaman sonra benim olacağım gibi parlıyorlardı.

Her gece derdimi dinleyen yıldızlar hep sönüktü. Benim üzüntüm onları da hüzne boğuyor galiba bugün iyi hissediyordum. Ve birden küçük bir yıldız kaydı. Rüzgar saçlarımı ve oturduğum salıncağın hafifçe sallarken gözlerimi kapadım usulca. Bir gün her şeyin çok güzel olmasını dileyip o dilediğim şeylerin hayalini kurdum.

O sırada yan tarafımdaki salıncakta bir hareketlilik oldu. Takmadım. Bana neydi ki zaten. En fazla kilomdan dolayı salıncağı çökerteceksin ayı der giderdi.

"Merhaba" diye tanıdık ama bir o kadar yabancı sesi duyunca takmak zorunda kaldım. Bana mi deniyor öğrenmek için. Gözlerimi açıp tarafa dönünce sınıfımızın suskun çocuğunu gördüm . Hakan'ı . Bu çocuğun dili var miydi ki?

Hakan, sınıfta var yok belli olmayan tiplerdendi. Ama biraz farklısı. Çok sert bir tipi vardı onun. Bir bakışı ile istediği yaptırır, aynı bakışla sımsıcak havayı buz gibi hissetmeni sağlardı. Susardı ama mimikleri ve bakışlarıyla konuşurdu. Havalıydı ama diğer tipler gibi havalı olduğunu sonuna kadar kullanmazdı. Tek kullandığı yön vardı o da kızlar. Bu da erkek olduğundan dolayıdır herhalde. Asıl ilginç olan benimle hiç dalga geçmemişti. Zaten suskundu tepki bile göstermezdi bana.

"Merhaba" diye karşılık vererek kısa bir bakış attım. Kafasını öne eğdi. Kapüşonunu kafasına geçirip tek ayağıyla yeri ittirip hafif bir tempoda sallanmaya başladı. Sessizlik yine boy göstermişti.

Yine başımı gökyüzüne çevirdim. Hiç kendimi onunla tanımlamayı düşünmezdim ama iki zıt kutup gibiydik. Hem şu an hem bundan önce, belki de bundan sonra da. Şu an mesela, ben başımı yukarı çevirmiştim o aşağı, ben sallanmıyordum o sallanıyordu hafifte olsa.

Sessizlik birkaç dakika daha sürünce beni şaşırtarak o konuşmaya başladı. Bu çocuk kendinden ne kadar taviz veriyordu böyle.

"Nasılsın?"

"İyi"

Biraz daha sessizlik.

"Neden gecenin bir vakti parkta oturuyorsun?"

"Canım istiyor"

"Üşüteceksin, hava soğuk ayrıca rüzgar da esiyor"

Güldüm bir an. Beni mi düşünüyordu? Ona neydi hem?

"Bir şey olmaz. Hem bundan sana ne?"

Durdu.

"Biliyor musun eskiden böyle değildin"

Şaşırdım. Ne demek bu? Eskiden nasıl olduğumu biliyor mu? Ama bunları sormadım.

"Nasıldım?"

"Neşeliydin, sımsıcacıktın, kim olursa olsun konuşurdun, küsmezdin, hatta okuldakilerin seni üzdüğünü bile zar zor fark ederdim ama en önemlisi ne biliyor musun? Gülerdin. Şimdi ki yapmak zorunda olduğundan veya alayla ya da donukça değil. İsteyerek, bilerek, neşeyle gülerdin"

Vay canına. Git gide daha şaşırtıyorsun beni suskun. Benim böyle takipçim mi varmış?

"Öyle miymişim?"

"Ve duygularını belirtmekten saklanmazdın. Duygularının önüne duvar örmezdin. Hissettiklerin, mimiklerini bir kokunun odaya yayılımı gibi yavaş yavaş kontrol ederdi."

"Evet, evet galiba öyleydi"

"Zayıflama başladığında kilon ile beraber bunlarda gitti. Kilon ne kadar hızlı gittiyse bunlarda o kadar hızlı eridi."

"Belki de öyle olması gerekiyordu"

"Şu an sahip olduğun hastalık da mı gerekliydi?"

Bir dakika, o nereden..? Kaşlarımı hafifçe çatarak ona döndüm. Beni izliyordu. Ona dönünce hafifçe gülümsedi.

"Bir tepki vermene sevindim."

"Sen nereden biliyorsun?"

"Sandığından çok şey biliyorum Mahira."

Korktum bir an. Şu an suratıma bakan buz mavisi gözler yarın alaya edenlerin karşısındaki durumumu izlerken de böyle parıldayacak mıydı? Belki de kimseye anlatmazdı? Ama anlatabilirdi de. Lanet olsun onu tanımıyorum.

"Merak etme küçük yıldız. Bu aramızda bir sır olacak. Şimdilik. Eğer diyetini doğru düzgün yapar ve sağlığınla yarışa girmezsen" diyerek salıncaktan kalktı ve ellerini cebine sokarak yürümeye başladı. Ben şaşkınlıkla arkasından bakarken birkaç adım sonra bana döndü.

"Seni izliyor olacağım küçük yıldız. Unutma sen bir yıldızsın ama ben uzay boşluğuyum."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 07, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sönük Kalan Küçük YıldızWhere stories live. Discover now