Sevgili Mektup Arkadaşım

Thug Life

Marinette
Okula girerken çok gergindim.
Ya gelirse?
Sınıfa girdim. Chloé beni görünce söylendi.
-Aaa, sen yaşıyor muydun? En son seni dayak manyağı yapmamış mıydım ben?
Sabrina ile birlikte güldüler. Bir şey söylemeden sırama geçtim. Birden bir ses duydum.
-Hey! Sen ne hakla ona sataşırsın Paris'in kraliçesi?
Oraya baktım. Gözlüklü bir kız beni savunuyordu. Beni savunuyordu.
-Hah, şuna bak Sabrina! Bir çok bilmiş daha! Neyse, en azından Paris'in kraliçesi olduğumu biliyor!
-Onunla uğraşmayı kes!
-Kesmezsem ne olur? Ha!? Gözlüklerinden bana ateş mi edersin?
-Bilmek istemezsin!
Beni kolumdan tutup sürükledi.
-Geç yanıma!
Beni yanına oturttu. Bu benim için iyi bir şeydi çünkü her ders Chloé ile Sabrina'nın saçımı çekmesinden cidden çok sıkılmıştım.
-Beni koruduğun için teşekkür ederim.
-Bir şey değil. Aslında bunu hep yapmak istemiştim ama bendeki cesareti bugün bulabildim.
-Gerçekten mi?
-Evet.
-Ben bu sınıfta kimsenin beni sevmediğini sanırdım.
-Hayır, öyle düşünme! Tam aksine, herkes senin ne kadar harika biri olduğunu konuşuyor! Ama Chloé'den çekindiğimiz için bunu sana söyleyemedik. Ben Alya bu arada.
-Marinette.
El sıkıştık.

~~~

Dersler gelip geçiyordu ve ben diken üstündeydim. Gözüm kapıdaydı.
Öğlen teneffüsüydü. Öğretmen sınıftan çıktı. Chloé yanımıza geldi.
-Bakıyorum da Marinette'i hemen kanadının altına almış bu anaç tavuk, dedi Alya'yı göstererek. Gülüştüler.
-Sen de Sabrina'yı kıçının altından çıkar da dünyayı öğrensin. Yumurtadan bile çıkamadı zavallı, dedim.
Herkes bağrıştı:
-OOOOOOOOOOOOO!
Sınıf çıldırmıştı. Chloé hırsla yumruğunu sıktı. Sırama geri oturdum - ayağa kalkmıştım da. Alya omzuma vurdu.
-Vay canına, sen gerçek bir kötü kızsın!
O sırada genç bir delikanlının sesi, gürültüyü böldü.
-Affedersiniz?
Sınıf sessizleşti. Ve birden Chloé bağırdı.
-Adrien Agreste! Ay inanmıyorum, sen bizim okula mı geldin!? Hem de bizim sınıfa?
Adrien mı!? Şu Eyfel'in orada çarpıştığım çocuk Adrien Agreste miymiş yani!?
Tamam, kendine gel Marinette. Adrien Agreste bu, Paris'in en ünlü modeli. Muhtemelen bu bir tesadüf olmalı. Chloé'yi ziyarete geldi herhâlde. Chloé ondan hoşlandığını söylemişti.
Chloé, ona sarılmaya çalıştı. Adrien izin vermedi.
-Ne yapıyorsunuz? Gördüğünüz gibi meşgulüm.
Sonra sınıfa döndü.
-Marinette hanginiz?
Aaa, yok artık!
Sınıftan çıt çıkmadı. Adrien tekrar sordu.
-Marinette hanginiz?
Hâlâ inanmak istemiyordum galiba. Bu model çocuk, beni mektup arkadaşımın yanına götürecek değil mi? İsimlerinin aynı olması tamamen bir tesadüf.
-Ben sadece Marinette ile konuşmak istiyorum. Ve ses çıkarmamanız da işimi zorlaştırmaz çünkü onu zaten tanıyorum. Sadece onu bekliyorum.
Beni tanıyor mu!? Ve bu model...
Adrien Agreste...
BENİM MEKTUP ARKADAŞIM!
Chloé çatlasın!
Yavaşça ayağa kalktım.
-Ben Marinette'im. Aradığın kız benim.
Bana elini uzattı.
-Konuşmak ister miydiniz?
Tanrım, ne kadar kibar konuşuyor!
-O-olur.
Elimi ona verdim. Sınıftakilerin şaşkın bakışları altında sınıftan çıktık.