Not:Eğer tanıtımı okumadıysanız kitabı anlayamazsınız.

Teyzem:Uyan artık.
Gece:What the fuck! Don't wake up!
Teyzem:Bugünden sonra benimle türkçe konuşucaksın ve düzgün konuşucaksın.
Gece:Oha! Omg! İstanbula dönüyoruz.

Teyzem ile kahvaltı yaptıktan sonra uçağa bindik. Türkçe konuşmayı çok özlemişim. Sonuçta 10 yıldır pek konuşmuyordum.

Teyzem ie uçaktan indik. İstanbul'un havası bana bazı şeyleri hatırlattı. Annemi ve babamı. Ne kadar ağlarsam ağlayayım acım dinmiyor. Hala benim için taze.  Teyzem"Hadi gel evimize gidelim ve yarın okul başlıyor"dedi. Hemen okula gideceğimi düşünmemiştim ama teyzemi kıramazdım bana 10 yıldır hem annelik hemde babalık yapıyordu. Aslında onun içinde üzülüyorum sonuçta 10 yılını çaldım.

Eve gelir gelmez yatağıma geçtim. Yol yorgunu olduğumdan gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya daldım.

***

Sabah ilk kez alarm ile kalktım. 8 yaşıma kadar annem beni o güzel sesi ile uyandırırdı. Amerika'da teyzem beni kaldırıyordu. Ama burda artık bir sorumluluk almam gerekiyordu teyzemede yük olmak istemiyorum bence alarm ile başlamak iyi.

Yatağımdan kalktım ve banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Üzerime biraz sade bir şeyler seçtim yani askılı bordo bir badi altına beyaz şort altımada air force'leeimi giyip kahvaltıya indim.

Ama teyzem yoktu. Hizmetliler erkenden çıktığını söyledi. Zaten çokta merak etmiyorum Türkiye'ye yeni geldik ve görmek istediği bir kaç yer vardır haliyle.
Ama benim asıl merakım yeni bir okul umarım güzel olur.

Kahvaltımı bitirip arabama atladım Amerika'da şu sürücülük eğitimini bize 15 yaşımda okula öğretmişlerdi. Ama buranın trafiği nasıl olur orasını bilmem?

Okula giderken bu şehir bana çok garip gelmişti bu şehirde doğup büyümeme rağmen yabancılık çekiyordum. Kendimi turist gibi hissediyordum.

***

Sonunda okula geldim Amerika'ya nazaran okul biraz küçüktü şimdi kesin bişeyide beğen diyorsunuzdur. Benimde huyum bu birşeyleri çok zor beğenirim.

Okulun kapısından girerken bir şey beni ittirip okula girdi arkasındanda 8-10 tane kız. Ne kadar kaba bir çocuk ben bir kızım nazik olması gerekiyor ve ben bunu onun yanına asla bırakmam.

"Sen dursana ya!" diye bağırarak onun durmasını sağladım. Herkes bana sen bittin bakışı atıyordu bende haliyle biraz korkmuştum ama ciddiyetimi korumaya çalıştım.

"Sen kimsinde bana emir veriyorsun" dedi ve demesiyle herkes başımıza toplandı. İlk günden bunları yaşadığım için çok malım.
Büyük bir ciddiyetle "Sen öküz müsün?! İnsan bi bakar dimi önce ben kapıdan giriyordum beni ittirip giremezsin!"dedim. Pic smile yaparak "Sen kesin yenisin yoksa bana böyle davranamazsın, burası benim okulum istediğimi yaparım"dedi. Bu sefer cidden sinirlenmiştim ne sanıyordu kendini tamam yakışıklı olabilirdi ama bu okulun onu  olduğu anlamına gelmezdi. "Sen kendini ne sanıyorsun?"dedim sinirden kıpkırmızı olduğumu hissetmiştim. Bana gülerek "Okulun sahibinin oğlu sanıyorum" dedi. Ne?! Cidden okul onun mu? fena halde utanmıştım bende bilip bilmeden konuşuyorum utancımı belli etmemeğe çalıştım. O sırda onun yanına bir adam geldi ve "Mars Bey babanız sizi bekliyor"dedi. Bana tekrardan pic smile atarak müdürün odası tahmin ettiğim bir odaya girdi.

Mars ismi bana tanıdık gelmişti, herhalde çok duymadığım içindir.Adının Mars olduğunu öğrendiğim çocuk gidince herkes dağıldı özelliklede kızlar. Sınıfımı bulmalıyım o yüzden müdürün odasına gittim.

Mars içeride babası ile konuşuyordu tabi odaya ben girince konuşmayı kestiler. Ben ağzımı açıcakken Müdür "Sen şu Amerika'dan gelen yeni kızsın değil mi?" dedi. Mars'ın güldüğünü hissedebiliyordum sonuçta yeni olduğumu öğrenmişti. "Evet....Şey... acaba sınıfımı öğrenmem mümkün mü"dedim nazikçe. Müdür "Sen 12-A dasın yani Mars ile aynı sınıftasın"dedi ve gözüyle Mars'ı işaret etti.

Mars'a iğrenir gibi bakarak "Ha öylemi... peki sınıfımı değiştiremezmisiniz"dedim bıkkınlıkla. Müdür çok bıkmış olacak ki "Hadi bakalım ilk dersiniz beden bahçeye çıkın hadi kış kış" dedi ve eliyle bize kış kış hareketi yapmaya başladı. Mars ile ikimizde ayaklandık.

Ben yine önden ilerledim kapıdan geçicekken yine beni ittirip geçti sonra "ezikk!" dedi ve gitti. Bu varlık beni cidden sinir ediyor.

Soyunma odasına gittim ders programını bildiğimden yanıma sporcu atletimi ve şortumu getirmiştim. Onları giydim ve soyunma odasından çıktım. Bahçeye doğru ilerlerken müdürü düşündüm çok cana yakın ve neşeliydi bana babamı anımsatmıştı kanım kaynamıştı ona keşke oğluda öyle olabilse.

Bahçeye geldim beni Mars,playboy takımı ve bir grup sürtük kız karşıladı. Mars'a sarılmış olan kız "Bu mu yeni kız"dedi. Mars pic smile yaparak ah bu hareketi çok yapıyor. Mars "Ta kendisi"dedi. Yanına bulunan kızlara ve x10 gıcık olduğum Mars'a dönerek "Yha sen bide benden mi bahsettin ah ne kadar tatlısın"dedim ve elindeki topu aldım ve diğer tarafa geçtim.

Mars'a sarılan kız sevgilisi galiba tırnakları ile beni göstererek "Bu kız kendini ne sanıyor ben bi kere 3 sene üst üste takım kaptanı oldum, dimi aşkım"dedi ve Mars'a bir öpücük kondurdu. Evet sevgililermiş veee benena! "İlk önce o takma tırnaklarını üstümden çek senin kaptan olduğun yıllar kadar benim kupam var çok istiyorsan var mısın maça?! " dedim. "Tamam varız" dedi ve karşı tarafıma geçti. Benim yanımada 4-5 kişi geldi ve oyun başladı.

Top bizden başladığı için servis atarak başlamak istedim. Servislerim, smaçlarım gibi çok güçlüdür. Bu yüzden karşılık veremedi salak. Mars ise banka oturmuş beni süzüyordu yha süzmesene rahatsız oluyorum!! demedim tabi.

Oyunu 20-4 aldık. 4 sayı kaybetmemizin nedeni oyunda tanıştığım Ceren'in güçsüz kollarından kaynaklanıyordu. "Noldu takım kaptanı takma tırnakların yüzünden topa mı vuramadın?"dedim ve herkes gülmeye başladı Mars hariç o gülermi hiç. Gerçi o kadar güzel bir espri yapmamıştı bende yeni yeni alışıyorum işte. Yanıma beden eğitimi hocası geldi ve "sen çok iyi oyunuyosun kızım, bu yüzden seni takım kaptanlığına terfiye ettim"dedi.

"Teşekkürler hocam"dedim ve oyun sırasında takma tırnaklı kızın Sena adına sahip olduğunu öğrendim. Mars ve Sena'ya pic smile yaparak olay mahlinden ayrıldım.

***

Öğle yemeğimiş bu yüzden soyunma odasına üstümü değiştirmeye gittim. O sırada yanıma Ceren geldi. "Off kızım yha ilk defa Mars ve Sena'ya böyle davrana bile bi kişi gördüm aferin sana "dedi. Bende "Mars ve Sena umrumda bile değil ben sadece kendim gibi davranıyorum"dedim. O sırada lafıma atlayarak "Sen çok güzel oynuyorsun ya , bide takım kaptanı oldun ya bütün herkes seni konuşuyor özelliklede erkekler Oo!"dedi ve koluma hafif bir yumruk attı. Ama ne yumruk gitti...kolum.

"Benim erkekler ile pek işim olmaz neyse öğle vakti kafeterya'ya beraber gidelim mi?" Dedim neşeli yüz ifademi alarak. "Olur"dedi ve koluma girdi. Ben ne muhteşem kızım yha, hem laf sok, hem arkadaş bul, hem takım kaptanı ol, hemde populer ol... dur yha napıyorum ben? egom kalktı dur bi indireyim.

Ceren ile kafeterya'ya geldiğimizde gördüklerim karşısında şok olmuştum.

Reklamlar

Falan şaka yapıyorum sadece bu bölüm bitti.

Acaba Gece kafeterya'da kimi gördü.

2.bölümü bekleyin.

Tabi 2.bölümün daha hızlı gelmesini iatiyorasanız votelere abanın.

Hadi öptüm.

Çi bayy

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 13, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÖLÜM ØYUNUWhere stories live. Discover now