~akşam saati, ayrılık vakti~

151 45 16
                                    


Akşam saati, ayrılık vakti kapıyı vurunca;
Mevsimlerden deniz oldu.
Hırçınca çaldı kapıyı.
Geleceği varsa alacağı var dedim.
Açtım kapıyı.
Eteklerimde biriktirdiğim kederi serdim kapı eşiğine.
Tökezleyerek binbir köşeye dağıldılar.
Eksilmedi yüküm, nedendir bilinmez.
Öylece... kederin etrafımı yoğun bir yavaşlıkla sarmasını izledi gözlerim,
usul usul.
Bir keder demeti ilişki gözüme.
Etrafta süzülüşünü izledim.
Bir anda hızı kesildi, sert bir yere çarptı. Hayretle kafamı kaldırdım.

Ve gördüğüm şey yalnızca bir ruh celladıydı.
Korkmak için kafi mi.? Değil.?
Korkuyor muydum.? Evet.

Acının; iliklerimin kederde boğulduğunu izleyip bir kenarda kıkırdamasını hissedecek kadar derin yaşanmalı mı.? Evet.

Bir an umutla ayak ucuna baktım çırpınan kederime.
Sonra ne oldu biliyor musunuz.?
O minik keder demetini ayağının ucuyla ezdi.
Canice miydi.? Evet.

Sonra...
Akşam saati ayrılık kapıyı vurdu.
Kalan umutlar yerle yeksan oldu.
Geleceği varsa alacağı vardı.
İçimdeki çocuğu aldı.
Büyüdüm.

Kusursuz_hatun

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Menekşelerim umarım bölümü anlarsınız.

Eğer anlamadığınız bir yer varsa lütfen çekinmeden sorun.
⬆⬆
Şu yukarıdaki cümle tam bir öğretmen havasındaydı.
Bir dakikalık saygı duruşu ve ardından Havvanın egosuna verilen yol...

Tamam tamam çok konuşmicam.

Foşşiklerim benim.
( Menekşeli olanından )

Renksiz Bir KadınWhere stories live. Discover now