Yolculuk

9.6K 319 9
                                    

Aynadan Kıvançın haline baktım sinirli olduğunda yaptığı gibi, farkında olmadan parmaklarıyla oynarken çatık kaşlarıyla dışarıyı izliyordu. Bu hali ne kadar sevimli olsa da kaşlarının çatık olmasını sevmiyordum suratına dokunup yüz hatlarını yumuşatmak istiyordum. Herhalde yol boyu tavır yapacak değildi sonunda illaki benimle konuşacaktı değil mi ? 

Kıvancın Dorukla derdi neydi anlamamıştım. Açıkcası Doruk Kıvancı daha da sinir etmeye çalışıyor gibiydi onun ne yapmaya çalıştığını da anlamamıştım sonuçta Kıvançla arkadaş olmayacaksa onu nasıl tanıyacaktı ki? Anlamlandıramasam da onların hali komiğime gidiyordu. 

'' Ne kadar kaldı ? '' Kıvanç kuru bir şekilde sordu çok tatsızdı.

'' Biraz daha sabret '' Doruk onunla dalga geçerek cevap verdi. Biz önde otururken arkada oturmak sinirini bozuyor olmalıydı. Zaten Doruk'u gördüğünde bütün kasları gerilmiş bariz bir şaşkınlıkla bir ona bir bana bakmıştı. Doruk onunla hiç ilgilenmeden arabasından inip bana sarıldığında boğazını temizlemiş '' Ne oluyor burada ? '' demişti ki o cümlesini hayatım boyunca unutmayacaktım yüz ifadesinin şaşkınlığı bana kızgınlığı ve saf bir merakla sormuştu. Sonrasında eski haline dönse de Kıvançın o şok hali hafızama kazınmıştı ve asla unutmayacaktım. Kendi kendime kıkırdadım bana sinirlenip geri dönmesinden çok korkmuştum ama nedenini bilmesem de bana ters bakışlar atıp arabaya binmeden önce kulağıma ' Bunun hesabını vereceksin ' demekten başka bir şey yapmamıştı ve tabiki onun bu tehditi beni korkutmaya yetmemişti. Yol boyunca Dorukla kahkahalarla sohbet ederken hiçbir konuşmaya katılmamış huzur kaçırıcı bakışlarını bize arkadan yollamıştı. Doruk neden böyle yapıyordu ki? Kıvançla konuşup konu açması gerekmiyor muydu ? 

Benzin almak için durduğumuzda oturmaktan ağrımış bacaklarımı açmak için ben de arabadan çıktım. Doruk kasaya ilerlerken Kıvanç da arabadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı beni arabaların yıkandığı sürükledi. Ne kadar sinirli olduğunu şimdi görebiliyordum gözlerinden alev saçıyordu adeta. 

'' Beni aşık olduğun adamla kampa gitmek için kullanıyor olmana inanamıyorum '' sağ kolumu sımsıkı tuttuğu için canım acıyordu kolumu çekiştirdiğimde ne yaptığını yeni anlamış gibi koluma bakıp elini çekti.

'' Ne diyorsun Kıvanç ? '' gözlerini sinirle yumduğunu gördüğümde hatırladım beni Doruk'a aşık sanıyordu değil mi? Bu oyun çok karışık olmamış mıydı? Kafam karışıyordu bazen. Kıvança aşıktım Doruk onu kendime aşık etmeme yardım edecekti ama Kıvanç Doruka aşık olduğumu sanıyordu. Beyin devrelerim yanmadan bunu düşünmeyi kesmeliydim

'' Bana bu kampta eskisi gibi eğlenelim dedin Arya. Eylülün kalbini kırıp gelemezsin dememdeki mantık neydi o zaman ? Tamam anlıyorum aşıksın ve kime aşık olacağını seçemezsin ilk defa böyle bir şey yaşıyorsun ama bu ne saçmalık bizi buraya neden sürükledin ? '' 


Ahh tabi onun tek derdi Eylülün incinmiş olmasıydı. 

'' Üzgünüm Eylül için kontenjanımız yoktu yoksa genç aşıkları ayırmak istemezdik '' dedim tam anlamıyla yalandı zaten spontene bir kamptı bu ama Kıvanç hiçbir şey bilmiyordu. Gerçi ben de bilmiyordum kimler geliyor ne yapacağız? Tek bildiğim mekandı. Ayrıca Doruka aşık olmadığımı hala söylememiştim Kıvanç partiden beri ona aşık olduğumu sanıyor ve onun bana göre olmadığını söyleyip duruyordu.

'' Sana bizi neden sürüklediğini soruyorum ve takıldığın yer Eylül oluyor '' sinirle nefesini yüzüme üflediğinde içim bir garip oldu.

'' Ben seni buraya sürüklüyorum senin de düşündüğün kişi Eylül oluyor '' 

'' Aynı konu etrafında dönüp durmayı keser misin ? Biraz olgun ol ve sorduğum soruya cevap ver yeter artık bıktım çocukluklarından '' diye bağırdı.

'' Doğru ben çocuğum böyleyim tamam, beğenmiyorsan çek git seni buraya sürüklediğim için üzgünüm. '' sinirle dişlerimi birbirine bastırdım. Şu hayatta en nefret ettiğim şey çocuk olarak görülmekti ve Kıvanç bunu hep yapıyordu. Onun için planladığımız bir şeyi mahvediyordum belki çünkü rest çekmiştim gitme diye yalvarmam gerekiyordu belki ama gerçekten sinirlenmiştim böyle zamanlarda aklıma geleni düşünmeden söyleyiveriyordum.

Kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken '' Hiçbir yere gitmiyorum seni düzde bulmadım burada tek bırakıp gidecek değilim '' bakışları benden ayrılıp arkamda sabitlendi yanımdan bir hışımla geçtiğinde arkama dönüp ona sırıtarak baktım. Beni bırakmayacağını söylemişti ! Arabaya gidiyordu Doruk'un arabaya yaslanmış bizi alayla izlediğini gördüm Kıvanç büyük ihtimalle onu fark edip konuşmayı sonraya saklamıştı. Gitmemiş olmasına şükürler ederken bütün suratıma yayılmış gülümsememi insanlaştırıp rahatça onlara doğru yürüdüm.

'' Sen bizi mi izliyorsun? '' Kıvanç öfkesini saklamıyordu artık Doruk ise hala alaycı bir şekilde gülümsüyordu. Bu gülüş için ayna karşısında falan çalışmış mıydı acaba ? Ne saçma şeyler düşünüyordum böyle

'' Derdin ne senin ? '' Doruk gülümsemesini büyüttü sanki karşısındakine Nasılsın dermiş gibi Derdin ne senin diye sormuştu. Neden bu kadar havalıydı ki. 

'' Asıl senin derdin ne ? Kendini ne sanıyorsun '' ciddi ciddi kavga edeceklerini düşünebilirdim ama Doruk'un kılı bile kıpırdamıyor ve umursamaz bir biçimde Kıvança bakıyor oluşu endişelenmemi engelliyordu. Sinirle nefes alıp veren Kıvança göre fazla sakindi ya da Kıvanç fazla sinirliydi.

'' Doruk şey aslında marketten dondurma alsak çok iyi olacak '' diye saçmalayıp onu sürüklemeye çalıştıp başarılı olamadım birbirlerine öldürücü bakışlar atıyorlardı. 

'' İkiniz de saçmalamakta sınır tanımıyorsunuz gerçekten ayrıca bu kıza bir daha çocuksun tarzı cümleler kurma hoşuna gitmediği açıkca belli '' Doruk'un demin Kıvançla konuşmamızın son kısmına şahit olduğunu anladığımda korkarak Kıvança baktım. Tam anlamıyla bozulmuştu

'' Sana mı soracağım lan ona ne diyeceğimi ? '' Kıvanç adeta tısladığında ikisinin yıldızının asla barışmayacağını anladım. Doruk yine alayla güldü. 

'' Evet bana soracaksın ''

Kıvanç Doruku ittirince gözlerim kocaman açıldı. Kavga edebilirler miydi ? büyük ihtimalle Doruk Kıvançı hiç takmayacaktı yine de ben kendimi ikisi arasında buldum. Doruka dönüktüm alaycı ifadesi silinmişti sert bakıyordu. '' Lütfen dondurma alalım Kıvanç da bizi arabada beklesin olur mu ? '' dedim cümlem fena halde yalvarma içeriyordu. Kıvanç'a döndüğümde kızgın değil kırgın baktığını gördüm. Hiçbir şey demeden arabanın etrafında dolaşarak arka koltuğa kendini attı. Ne yapacağımı bilemeden mekanik bir hareketle Doruka döndüm.

'' Neden böyle yapıyorsun '' diye fısıldadım. Kıvançın bana öyle bakması canımı acıtmıştı. '' İyi anlaşmanız gerekmiyor mu ? Lütfen iyi davran  '' Doruk bana samimi bir şekilde gülümsedi. 



'' Kurallarımızdan biri neydi ? Beni sorgulama ve dediğimi yap. Şimdi arabaya geç sana dondurma alacağım '' o dönüp rahat hareketlerle içeri yürürken dediğini yapıp arabaya bindim. 


'' Kıvanç ? '' arkamı dönüp kafamı deri koltuğa yapıştırdım beni yok sayarak konuşmuyordu. Bana çocuk diyordu ama bazen benden daha çocukca davranıyordu.

'' Konuşmayacak mısın ? '' 

'' Neden susuyorsun ? ''

'' Kıvanç eğer şimdi neden konuşmadığını söylersen istediğin bir şeyi karşılıksız yapacağım '' dedim her zamanki taktiğimi uygulayarak. Bakışlarını camdan çekerek bana baktı konuşmakla konuşmamak arasında kararsız kalmış gibiydi. 

'' Hadi ama sen bu fırsatı kaçırmazsın '' dediğimde gülümsedi konuşmak için ağzını açacağı sırada Doruk kapıyı açtı ve o da bu girişiminden vazgeçti. Önüme dönerek Dorukun uzattığı dondurmamı aldım. 

'' Teşekkür ederim '' ambalajını açıp bir ısırık aldığımda Doruk benzinlikten çıkmıştı.

'' Nerede okuyorsun ? '' Doruk dikiz aynasından bakarak ilk defa Kıvançla konuşma girişiminde bulunduğunda şaşkınlıktan ağzımdaki çikolata boğazıma kaçtı ve saçma sapan öksürmeye başladım. Doruk bana bakıp sırıttığında öksürüğümü tutmaya çalışıp çantamdan suyumu çıkardım. Kıvançla aynı okulda olduğumuzu biliyordu her şeyi biliyordu ama sırf iyi davranmasını söylediğim için onunla konuşmaya başlamıştı

Kıvanç'ın cevap vermeyeceğinden korksam da benim öksürüğüm kesildiğinde bizim üniversitenin adını verdi ama sanki ağzından zorla laf alınıyor gibiydi. Aynadan ona kaş göz işareti yapsam da beni takmadı


'' Ege de sizin okulda '' dediğinde sırıttım. Egeyle kamp eğlenceli olacaktı en azından Dorukla Kıvanç arasındaki gerginlikten sıkıldığımda onun yanına gidebilirdim. Belki de Ege gelmiyordu ama nedense bu etkinliği duyup da kayıtsız kalacağını sanmıyordum. Eğlenmeye yer arıyordu o.


'' O geliyor değil mi ? '' dediğimde '' Aslında tamamen onun kampı gibi oldu herkesi o çağırdı '' dedi gülerek

'' Bi o eksikti '' Kıvanç huysuzca mırıldandığında ona hak verdim ama Ege'yi düşünerek değil onun dalgacı arkadaşlarını düşünerek.  İçimden lanetler ederken kendime sinirlendim. Neden gelecek kişileri öğrenmemiştim ki. O kadar aceleye gelmişti ki her şey !

Doruk kamp alanına geldiğinde kendimi arabanın kasvetli havasından çıkarak dışarı fırladım ve eşyaları taşıma işini ikisine bıraktım. Seslere doğru ilerlerken kendimi aynı yolu tekrar yürüyor gibi hissediyordum. Ege ve arkadaşları ben yine tekim ve seslere yürüyorum. Dejavu hissini tadarken bizimkileri beklemenin benim hayrıma olacağını düşündüm çünkü geçen seferkinin aksine bu sefer karşıma ne çıkacağını biliyordum. Gerçi Ege beni korurdu belki.


Kuşlar ötüyor insanların kahkahaları havada uçuşuyordu konuşmalarını duyamasam da şimdiden eğlendiklerini anlamıştım. Hava çok güzeldi ve güneş parıl parıl parlıyordu. Kocaman bir ormandaydık ve ormanın ortasında harika bir göl vardı. Bu mekan kesinlikle harikaydı. Kıvançın buraya bayılacağını biliyordum çünkü Doruk bana fotoğraflarını gösterdiğinde hayran kalmıştım. 

Ayak seslerine döndüm Kıvanç ve arkasında Doruk geliyordu ikisinin de gülümsüyor oluşu güzeldi bu gülümseme mekanın büyüsünden kaynaklansa da.

Dayanamayarak Kıvançın elindeki yüklerden birazını aldım hala konuşmuyordu ne zaman benim burnumdan getirmeye başlayacak ve şikayetlerini sıralayacaktı merak ettim. Doruk önümüze geçmişti ve kamp alanının ortasına varmıştık bizi fark ettiklerinde bir sessizlik oldu. Doruk hiç umursamadan elindekileri yere atarken ben huzursuzca yerimde kıpırdandım. Bu insanların içinden bir tek Egeyle anlaşabiliyordum o gün havuzda olmayan yani tanımadığım birkaç kişi daha vardı herhalde Doruk'un arkadaşlarındandı. 


'' Ooo detoneliçem gelmiş , yolculuğunuz nasıl geçti sevgili abiciğim '' Ege benimle bu kadar samimi konuşup ayrıca Doruk'a dalgayla abiciğim dediğinden ona onaylamaz bir şekilde baksam da sırıtmadan edemedim. Kıvanç ne huysuz çocuklar gibi bana bir bakış attığında suratımı ifadesizleştirip onun peşinden eşyaları koyduğu yere ilerledim. 


'' Anlıyorum bensiz eğlenceli geçmedi tabi ki ama merak etmeyin daha yalnız bırakmam sizi '' kendisine cevap verilmeyince Ege her zamanki gibi kendi kendini cevapladı. Bu onun huyu falandı galiba ve hoşuma gitmişti sonra oturduğu yerden kalkarak Dorukun peşinden gitti.

'' Arkadaşını tanıştırmayacak mısın Arya ? '' bunu soran Zeynepti siyah saçlarına parmaklarını geçirip arkaya doğru attı ve sevimli bir şekilde Kıvança baktı

'' Kıvanç '' ben ağzımı açamadan onun sesini duydum. Herhalde bu kızla flört etmezdi değil mi ? Sonuçta hala Eylülle sevgiliydi. Kafamdan saçma düşüncelerimi atmaya çalıştım neden herkesi potansiyel rakip olarak görüyordum ki. Paranoyak olmaya başlamıştım yakında Kıvançı bir odaya kitleyip kimseyi yanına sokmayacaktım ben de o kıskançlık mevcuttu.


'' Zeynep ben de '' Zeynep sorulmadan kendi adını söylediğinde ' Sordu mu sana ? ' deyip bağırmak istedim. Kıvanç sempatik bir gülümseme yolladığında kız devam etti '' Bu Görkem ,Duru ve Didem '' yanında oturan kişileri gösterirken adı söylenen kişi kendince Kıvança selam verdi. Bana böyle sıcak davranmamışlardı hatta dalga geçmişlerdi. Daha da sinirlenerek onların muhabbetini dinlememek amaçlı Doruk'un yanına ilerledim. 


'' Yani ne yapabilirim ki ben de vermek zorunda kaldım eğer  hatamı düzeltmeseydim başımıza çok fena şeyler gelecekti biliyorsun '' Ege Doruka bir şeyler anlatmak istiyordu galiba

'' Sen ve saçmalıkların '' Doruk beni fark edince Ege de arkasına döndü ne hakkında konuştuklarını bilmesem de merak etmiştim.

'' Arya sen karmaya inanıyor musun ? '' Ege kollarını gögsünde birleştirmiş başını beni onayla dercesine sallıyordu

'' Karma mı ? '' 

'' Bak bu kızı bu yüzden seviyorum işte '' Doruk sırıtarak kolunu omzuma attığında ona gülümsedim

'' Siz ne anlarsınız ki '' Ege serzenişte bulununca dayanamadım

'' Ne olduğunu söylesenize anlamadım ''

'' Ben söyleyeyim bu salak yolda kaza yapıp birine çarpmış sonra da adamın yanındaki arkadaşına arabasının anahtarını vermiş çünkü ancak böyle eşitlenebilirmiş '' dediğinde şaşkınlıktan gözlerimi pörtleterek Egeye baktım sadece başını bu yaptığı çok normalmiş gibi sallıyordu

'' Hayatımda böyle saçma şey duymadım manyak mısın arabanın anahtarını neden veriyorsun bunun yerine adamı hastaneye götürseydin ''

Doruk kahkaha atarken beni bıraktı '' Aferin kız , bastır '' 

'' Peki sen buraya nasıl geldin '' Ege bozulmuş olsa da cevapladı '' Görkemler arkadan geliyordu zaten yarış yapıyorduk '' 

'' Adam iyi mi ? Hızlı gidiyordun o zaman '' Doruk bir yandan çadırını kurmaya başlamıştı

'' Yavaşladım da sonuçta adam yere düştü mü düştü neyse ki bir şeyi yok '' Egeye gözlerimi devirmeden edemedim zengin olabilirlerdi de birine araba vermek ne demekti hala orada takılmıştım. Garipler gerçekten. İleriden kahkahalar gelirken dönüp Kıvançın muhabbeti kurduğu gruba baktım

'' Arkadaşın çabuk alıştı ortama '' Ege de benim baktığım yere bakıyordu. '' Öyle görünüyor '' dedim.
'' Ben bu çocuğu okulda gördüm galiba tanıdık geliyor '' 

'' Evet bizim okulda '' dediğimde Ege gülümseyerek gruba doğru yürümeye başladı Kıvanç belki Egeyle anlaşırdı sonuçta o okulda görüldüğü gibi değildi tanıdığınızda seviyordunuz. Doruk çadırını yardımsız bir şekilde bu kadar çabuk kurduğunda ona hayranlıkla baktım '' Beceremediğin bir şey var mı ? ''

'' Mükemmel olmamayı beceremiyorum '' diyerek dudaklarını büzdü

'' Yok aslında ben buldum neyi beceremediğini. Mütevazı olmak '' derken bilmiş bilmiş gülümsedim

'' Mütevazılık da bir çeşit yalandır sonuçta kendini olduğundan küçük gösteriyorsun ve tercihim değil '' dediğinde baygın gözlerle ona baktım
'' Felsefe yapma bana. Bu kadar güzel kızı neden çağırdınız ki ? Çok düşüncesizsin bir baksaydın Ege kimleri çağırıyor değil mi? '' elimi gruplar halinde dağılmış insanların olduğu kamp alanının ortasına salladım. 

'' Seninki sadık mıymış onu öğreniriz işte '' diyerek omuzlarını silkti. '' Ayrıca onun nesine aşıksın anlamıyorum suratsızın teki '' Kıvança bakarak suratını ekşittiğinde güldüm '' Sana karşı öyle canım '' 
'' Bak sen , sana karşı nasıl ? En son sana bağırıyordu da ''

'' Sadece beni senden korumaya çalışıyor o yüzden gergin ve ondan işte '' dedim düşünceli bir şekilde

'' Seni benden korumak mı ? '' vucudunu bana dönderdiğinde ben de ona döndüm. Bilmediği bir şey vardı ve söylesem iyi olurdu en azından ne yapmam gerektiğini söylerdi

'' Evet şey çünkü o benim sana aşık olduğumu sanıyor '' dedim zoraki bir şekilde gülümseyerek ama bu gülümsemem gittikçe bir sırıtmaya dönüştü çünkü Doruk bana birkaç saniye boş boş baktıktan sonra gözlerini kocaman açıp kaşlarını havaya kaldırdı ve yüksek bir sesle '' Ne ? '' dedi onu bu kadar şaşkın bir daha göremeyeceğimi bilerek gözümü üstünden ayırmadım. Gerçekten çok komikti.


Arkadaşlar votelarınız ve yorumlarınızı okumak beni mutlu ediyor teşekkür ederim :) hatalarım varsa bölümlerde kusura bakmayın bi mantık hatası bulduysanız uyarın lütfen. multimedyaya Doruk ve Aryayı koyuyorum. 

Bana Aşık OlDonde viven las historias. Descúbrelo ahora