||.

106 17 13
                                    


"Beyfendi, beyfendi. Beni duyabiliyor musunuz?"

Derin düşünceler içerisinden esmer kadının onu dürtüklemesiyle sıyrıldı. Başına hızla kaldırarak şaşkınlıkla 'Hıh' şeklinde bir ses çıkardı. Etrafı inceleyerek ne olduğuna anlam vermeye çalışırken kadın söylediğini yineledi.

"Rica etsem kemerinizi takabilir misiniz? İnişe geçiyoruz."

Hızla başına yukarı aşağı sallayıp gözlerini kemerine çevirdi ve seri haraketlerle kemerini bağladı. Kafasını kaldırdığında kadın orada değildi. Buna fazla takılmadan inişi bekledi.

Uçaktan arkasana bile bakmadan indi. Çarptığı insanlar onun arkasından anlamadığı bir şeyler söylüyorlar ve bağırıyorlardı. Gerard söylediklerinin hiçte hoş şeyler olmadığına emindi.

Kendisini hızla dışarıya atıp telefonuna sarıldı. İlk çalışta açıldı. Karşısındakinin tek bir kelime etmesine bile izin vermeden konuşmaya başladı.

"Onun nerede olduğunu bulabildin mi?"

"Emin değilim, elimde birkaç yer var ama seni tehlikeye atmak istem-"

"Lütfen! Lütfen söyle. Sen babamın nerede olduğunu bilebilecek tek insansın."

"Bak Gerard güvenli bir yerde değilsin. Seni tehlikeye atamam. Haber bekle ve evinde güvenli bir şekilde otur baban sana zarar gelmesini istemezdi."

Ağladığını hızlı hızlı alıp verdiği nefeslerden fark etmişti. Hızla ellerini gözlerinin altına götürdü. Islaklık... Yüzü acı içinde kıvranıyordu. Kalbi sıkışmaya başlamıştı.

"Hollywood filmlerindeki o adamlar gibi konuşmayı bırak. Ölecek olsam bile izin ver. 4 duvar içinde acı içinde kıvranmam babamın hoşuna gitmezdi. En azından çabaladığımı bileyim."

Kısık ve ağladığını oldukça belli eden sesi diğer tarafın sessizleşmesine yolaçtı. Konudan konuya atlayıp düzgünce bir araya getiremediği cümleler karşısında adam karşı taraftakinin nasıl bir acı içinde olduğunu anlamıştı.

Adam birkaç yer mırıldandı. Gerard daha önce hiç duymadığı bu isimleri hiç unutmamak üzere aklının bir köşesine not etti. Demek yolculuğu şimdi başlıyordu.

*****

"Hadi ama yapabilirsin."

"Hazırlanıyorum görmüyor musun?"

Gülerek verdiği cevap karşısında onu izleyen sarışın küçük bir kahkaha attı.
Sarışının kahkası karşısında kıkırdadı.

"Gülmeyi kes."

"O zaman bunu gülerek söyleme."

İkiside aynı anda gülmeye başladı. Kahkahaları sokağı dolduruyordu.

"Artık içecek misin?"

"Tamam birazcık."

Frank karşısındakinin koyu yeşil gözlerine bakarak biraz kıkırdadıktan sonra elindeki şişeyi dikti. Acı boğazını yakmıştı ama bunu umursamadan içmeye devam etti. Artık acı dayanılmaz bir hal alınca şişeyi dudakları arasından çekti ve yere eğilerek ağzındakinin birazının etrafa saçılması izin verdi. Deli gibi öksürürken gülerek sordu:

"Bunun içine ne koydun? Aynı bir zehir gibi."

Sarışın yüksek oktavda şen bir kahkaha attı.

"Benim özel karışımım. Şeker, baharat ve alkollü olan her şey."

Muzipçe sırıtarak ekledi.

"Ve birazda kimyasal X."

Frank karşısındakinin sırıtışına aynı şekilde karşılık verdi. Elindeki şişeyi yavaşça yere attı. Sarışını belinden tutarak kendisine doğru çekti.

"Hmm. Doğrusu kimyasal X ne merak ettim."

Sarışın sırıttı.

"Bu bir sır."

Karşısındakine birazcık daha yaklaştı ve fısıldayarak söyledi:

"Bu sırrı öğrenmeyi çok isterim."

Sarışın 32 diş gülmeye; Frank sırıtmaya devam ediyordu.

"Yerdeki şişedekinin içinden birkaç yudum alsaydım daha az midem bulanırdı buna eminim"

Yabancı ses karşısında iki yapışık beden kafalarını sesin geldiği yöne çevirdiler. Frank isyankar bir sesle söyledi:

"Josh!"

"Hey Frank! Tartışacak zamanımız yok benimle gelsen iyi edersin."

Yapışık durumda olduğu sarışın bedenden ayrılarak Josh'a doğru yönlendi. Arkasındaki bedenin seslenişlerini umursamadan hızla Josh'ın peşinden yürümeye başladı.

"Hey! Bir sorun mu var? Ne oldu dostum?"

"Şuan stresli görünüyor olabilirim ama emin ol herkesin arasındaki en sakin kişi benim. Çabuk ol."

Kısa beden kafasındaki soru işaretleri ile önündekini takip etmeye devam etti. Ne olduğunu tahmin etmek güçtü ama yeni bir yere, yeni bir hayata, yeni bir sayfaya başlayacağını tahmin etmek o kadarda zor olmamıştı.

We Are Together (Turkish Frerard) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin