1.BÖLÜM "SEVGİLİ"

68 15 11
                                    

Ben bunca zamandır hayatımda tek başıma dimdik ayakta durmaya çalıştım. Bazen düştüm ama yinede tekrar ayağa kalkabildim. Eğer kalkamasaydım hayat benim üstüme daha zorluklar yükleyecekti.

Benim bir ailem yok beni doğduğum gün yetimhaneye bırakmışlar ve bunca zamana kadarda kimse beni almaya gelmedi. Küçükken kendimi hep kandırırdım birgün gelip beni o korkunç yetimhaneden alacaklarını sanardım. Hergün onları beklerdim belki hatalarını anlarlarda geri dönerler diye. Ama öyle olmadı. Küçükken hayallerimi süsleyen mutlu bir ailem olmadı. Beni seven canını bile benim için verebilecek bir babam olmadı. Benim saçlarımı şevkatle okşayacak bir annem olmadı. Ama büyükçe anladımki onlar beni hiç istememişlerki geri dönüp beni almaya geri gelsinler. Şuan bu hallerim aklıma geldikçe yüzümde buruk bir gülümseme beliriyor. Kendime diyorumki "ne kadarda aptalmışım".

Hayatımda sadece üç kişi var. Bunlardan ikisi kardeşim gibi gördüğüm benim her zaman yanımda olan Aslı ve Mert bide beni torunu gibi gören bir ev sahibim var. Ben bu kişilerden başka hiç kimseyle iletişim kurmam. Belki bu piskoljik bir olaydır ama ben tanımadığım veya güvenmediğim insanlara hep itici bakarım. Ama bir kişiyide sevdimmi onu asla bırakmam aynı Aslı ve Mert'i canımdan çok sevdiğim gibi.

Yetimhaneden çıkalı iki ay oldu. 18 yaşıma bastığım gün onlarda beni yetimhaneden kovdular. Ben bu iki ay boyunca kendime kiralık şirin ve küçük bir ev buldum. İçini bir şekilde döşeyip oturdum. Zaten büyük ve gösterişli bir kafede çalışıyordum. Oradan aldığım parayla bir şekilde geçiniyorum.

Okulların açılmasına yaklaşık olarak iki hafta kaldı. Ben bu sene lise sona geçtim. Aslında bu zamana kadar okumayacaktım fakat Aslı ve Mert'in zorlamalarıyla okula devam etmek zorunda kaldım. Okulda herkes beni pek iyi bir kişilik olarak görmez. Genelde benden korkup kaçarlar. Bazen anlam veremediğim zamanlarda bile kaçıyorlar. Ne kadar inkar etsemde bazen üzülüyorum ve kendimi canavarmışım gibi hissediyorum. Ama aslında bana nasıl davranırlarsa bende onlara öyle davranıyorum.

Beni bulduklarında bir caminin önünde bırakılmışım. Beni küçücük bedenimi sıkıca kundaklamışlar ve yanımada büyük bir çanta koymuşlar. Çantanın içinde ismimim ve soyadıma dair bir kağıt ve neye ihtiyacım varsa hepsinden ikişer üçer tane varmış. Başta çok şaşırmışlar. Eee yani bende şaşırırım kim yeni doğmuş çocuğunu dışarı atıp bir çanta dolu kıyafet bıraksınki. Beni bulduktan sonra yetimhanede yaşamaya başlamışım. Beni 4 yaşıma kadar büyüten bir dadım vardı. Ben onu annem gibi görürdüm. Ama o ben 4 yaşındayken vefat etti. Onun arkasından çok ağlamıştım. O zamanlarda hiç arkadaşım yoktu. Dadım öldükten sonra başka bir dadı geldi. Bu seferki bana eziyet etmeye başladı. Ya insanda azcıkta olsa bir vicdan olur be. Ama onda yoktu benim o küçük, güçsüz, savunmasız vücuduma şiddet uygulamaya başladı. Müdürede yakalanmamak için hiç yüzüme vurmazdı. Beni de hep tehdit ederdi eğer söylersem beni öldüreceğini söylerdi. İste çocuk aklı bende inanıp korkardım.

Ben orada hep eziyetlerle büyüdüm. O yetimhane benim en büyük kabusum oldu. Hergün ben uykularımdan sıçrıyorum. Hergün bana yapılan eziyetler yüzünden kabus görüyorum. şuan o eziyetlerden bana kalan sadece sırtındaki bir iz ve kabuslar.

Televizyonda görüyorum bazen sokağa bırakılan kundaktaki bebekleri. Onlarda benimle aynı kaderi yaplaşacaklar demekki. Ama insanlar bu kadarmı düştü. Ne zamandan beri küçücük savunmasız bebekleri atar olduk. Eğer istemiyorlarsa doğurmasaydılar, o savunmasız çocuğa bu eziyeti etmeselerdi. Bide bıraktıktan sonra 'onun iyiliği için' demezlermi. Ama öyle değil. Her çocuk mutlu, kendini güvende hissedecek bir ailesi olmasını ister. Ama onlar anlamıyorlar ben o çocuğa bakamam diyorlar. Bakamıyacaksan ne diye çocuk yapıyorsunuz ki.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 20, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KURTARICIMWhere stories live. Discover now