BAŞLANGIÇLAR GÜZELDİR

51 4 1
                                    

Yollamıştım mektubumu. Ve onu bilmediğim o adrese yollayalı iki hafta olmuştu. Belkide işiyle çok meşgul birinin eline gitmişti benim aksime, belki bir ev hanımıydı mektubumu alan önemsemedi attı, yada deli olduğumu düşünüp mektubu yarısında okumayı bıraktı. Belki bir çocuktu alan ve arkadaşlarının bir şakası sanıp hala sorguluyor bu durumu, belki yaşlı bir amcaydı sıkılmış artık zarflardan ve isimsiz bir zarf eline geçince yırtıp atmıştı. Kim bilir.....  Kim bilir belkide benden farksızdı karşımdaki ve benim derdim bana yeter demişti kim bilir..... Ama almıştı. O zarf, o mektup eline geçmişti. Çünkü cevap gelmese bile mektupta donmemisti. Son iki haftadır her gün yaptığım gibi yavaşça yerinden kalktım ve sokağa çıkıp yan bahcemdeki boş evin posta kutusunu kontrol ettim. Mektubun üzerine isim yazmamak yeterli değildi çünkü. Adreste kimlikten farksızdı. Posta kutusunda elime gelen kağıt parçasıyla hafif bir duraksama yaşadıktan sonra kağıdı tutup çıkardım. Üzerinde mektubu gönderdiğim adresi ve benim aksime beyaz bir zarf görünce içimde doğan anlamsız mutlulukla hemen eve döndüm. Belkide hayatımda yaptığım en mantıklı şeydi bu adrese mektup yollamak. Zarfı acana kadar içimde çoktan oluşmaya başlayan mutlulukla kendimi sandalyeye atıp zarfı özenle açtım. İçerisinden çıkan beyaz kağıdı ve düzenli el yazısını yavaşça süzüp en baştan okumaya başladım.

"' Merhaba. Evet belkide en güzel başlangıçtır merhaba. En azından bana göre. Merhaba gizemli kişi. Yada senin deyiminle sen.  Biraz geç cevap verdiğimin farkındayım. İsteğin üzerine biraz düşünmek istedim. Ve sanırım sana ayirabilecek vaktim var. Yani istediğin zaman bana yazabilirsin. Mektuplarını merakla bekliyor olacağım ve elimden geldiğince sana cevap vermeye ve yardımcı olmaya çalışacağım. Kendine iyi davran. Hoşçakal.
Sevgiler, ben ""

Benim ona gönderdiğim siyah zarf ve siyah mektup kağıdının aksine herşeyiyle beyaz bir cevap almak kendimi aşırı derecede mutlu hissetmemi sağladı. Belkide hemen cevap yollamak en iyisi diyerek yine siyah kağıdımı ve beyaz mürekkepli kalemimi elime alıp cevap yazmaya koyuldum.

"" Teşekkür ederim. Gerçekten.... şimdi ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yok işte  :) komik değil mi ? Anlatmak için yanıp tutuşan bir insana göre garip bir cevap verdim. Pekiiii size... Bi saniye artık sen oldun değil mi :) sana, en büyük hayalimi söyleyerek başlamak istiyorum. EMEKLİ OLUP KENDİME BİR TATİL KÖYÜNDE BİR EV SATIN ALIP BAHCESİNDE ORGANİK DOMATES YETİŞTİRMEK. Sen bişey demeden ben kendimi savunayım. Hayır klasik falan değil tabiki. Benim emekli olmak istediğim yaş 25. Yani bir kaç yıl içerisinde ( bu şekilde belirterek yaşımın ortaya çıkmasını engellemek istedim ama pek başarılı olamadım sanırım. ) herşeyi bırakıp gitmek istiyorum. Herşeyden vazgeçmek, tanıdığım kimsenin olmadığı, tamamen ilk kez göreceğim insanların olduğu ve beni sadece ben olduğum için sevecek insanların olduğu bir yere. Ha şimdi diyeceksin şimdi insanlar seni neden seviyor o zaman? Annem ve babam kızları olduğum için. Kardeşlerim kardeşleri olduğum için ve diğer akraba başlığı altındaki herkeste aynı şekilde. Tabiki aileme haksızlıkta yapmakta istemem. Bir insanın sahip olabileceği en iyi ailelerden biri ama bilmiyorum işte. Yorulmuş hissediyorum kendimi. Yalnız hissediyorum çokça. Belkide sevmek sevilmek yeterli değildir. Belkide anlaşmaktır önemli olan. Karşındakine duygularını anlatabilmek. Karşındakinin de seni anlaması tabi. Ben anlatamıyorumki kimseye kendimi. Yoksa insanlar mı anlamak istemeyen beni ? Sordun mu kendine bana anlatmak yerine neden bir arkadaşıyla yada bir psikologla görüşmek istemedi diye ? Ben olsam sorardım. Ben cevap vereyim şimdiden sana. Yok. Derdimi açıp bu şekilde açık açık konuşacağım bir dostum yok galiba. İnsanların ağzında kalıp cümleler var her zaman bilmem hiç rast geldin mi ? Örnek veriyorum " sacmalama yaa. Boşver kafana takma. Üzüldüğün de birşey olsa bari. Unut gitsin. "  Evet işte bunları benim dertlerimden bahsettigimde çıkan cevaplar. Ha tabi konuşmak için vakit bulupta iki kelam edebildiysem tabi. Malum herkes meşgul bu dönemde. Kimsenin bana ayirak vakti yok. Zaten anlatmam ki herkese bütün içimden geçenleride her şeyiyle. Düşünsene en içindekine kadar herşeyini anlatmışsın karşındakine ve sen sürekli onu görüyorsun. Kafanda sürekli acaba anlattıklarımı düşünüyor mu ? Benim hakkımdaki düşünceleri değişti mı acaba ? Anlatmada mıydım ?... Yada onu her gördüğünde sen anlattıklarını hatırlayıp kötü olacaksın. Bunun düşüncesi bile beni korkuturken çıkıpta kimle ne konuşacaktımki ?  Psikolog dersen neden bilmiyorum ama ondanda çekiniyorum galiba. Hani şimdi insanlarla yüz yüze konuşmak diye bir şey var. Ve ben beni bu kadar sıkan konuları yüz yüze anlatmakta sorun yaşarım. Yazmak. Seni yargilasa bile kim olduğunu bilmediğin için çokta etkilenmeyecegin biriyle konuşmak daha mı kolay sanki ? Burda kendimi durduramazsam on sayfa daha yazıp yollayacağım. En iyisi bu seferlik bu kadar yeter deyip noktayı koymak. Cevabını bekliyorum büyük bir merakla...... Hoşçakal .
Sevgiler, ben "" 

İlki gibi siyah kağıdı katlayıp yine siyah bir zarfın içerisine yerleştirdim mektubumu. Sonra vakit kaybetmeden aynı adrese yolladım. Belki konuya tam anlamıyla deginememis olabilirim. Ama en azından bir başlangıç yaptığımızı düşünerek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ne olursa olsun sonuçta bir başlangıç yaptık. Karşımdaki kişi nasıl  biri acaba ? Yazdıklarım hakkında kafa yormuş mudur? Yada cevap olsun diye mı yazmıştı sadece. Galiba bu soruların cevabını ancak tekrar mektup geldiğinde alabileceğim. Umarım beni ilki kadar bekletmezsin sırdaşım...

BİLİNMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin