Yıl : 05.02.1987

39 7 3
                                    

Askerden geldiğim henüz üçüncü günüydü göz aydına gelen akrabalardan ,sıra kalan komşular arada eski arkadaşlar,, bıraktığım yerden devraldığım dondurulmuş hatıralar ve daha niceleri. Aynı zamanda arkamda bıraktığım yüzlerce insan farklı kültürden .sabahları erken kalkmalar yok yada akşam erken yatmalar onları bile arar oldum ne tuhaf.karanlık bir boşlukta yol arar gibiyim kimse eskisi gibi değil sanki buzlukta 18 ay bekletilip sonra tekrar ısıtılan et parçasından hiç bir farkım yok.beni omuzlarında "en büyük asker bizim asker" diye havalara atarak yolcu eden arkadaşlar bile eskisi kadar tad vermiyor. Bunalımdamıyım acaba..

Günler birbiri ardına koşarken bir gün Babamın serzenişlerine kulak misafiri oldum " daha ne kadar beklicek bu eşşolusu kahvede salih ustanın oğlu yan gelip yatmayımı öğrenmiş diyorlar" ah yufka yüreklim anam da "kime ne çocuk ne zaman isterse o zaman düşer yola, vardır elbet bir bildiği diyerek geçiştirdi.

Babam bir fabrikada usta başıydı.haklıydıda kim isterki evladının kötülüğünü ikiside canımdı , benim yüzümden birbirlerini daha fazla yıpratmalarına göz yummamam gerek diye düşündüm . hemen yüzümü yıkayıp kahvaltı sofrasında yerimi aldım.Şaşkındılar çünkü askerden geleli on birinci gün ve ilk defa ailemle kahvaltı sofrasındaydım. Anam babamın gözlerine bakarak o zaman geldi işte der gibi ,babam ise yüzünde ki tebessümü gizlemenin uğraşı içinde çayını yudumlamaya devam ediyordu.

De hadi kalkalım o zaman dedi babam hiç nereye diye sormadım ,biliyordum jawa motorun arkasına binip gideceğimi hem babam çoktan işimi hazırlamıştı bile kasabanın az dışında eski bir fabrikada mevsimlik işçi olarak başlayacaktım.

Içime bir burukluk çöktü aniden ,ilk okula elimden tutup götüren , kara tahtanın tebeşir tozuyla bütünleştiğim o gün nasılsam bu günde aynı gibiyim sanki, ürkek , masum ve yine babamdı beni yeni bir dünyaya eliyle getirip koyan.

BANA BİR İNSAN YAZ.   "MİHRİŞAH"Where stories live. Discover now