36.Bölüm

20 3 0
                                    

Ben kimim ? Bu hayatta ne gördüm ? Sadece mutlu olmak istedim. Her insan gibiii.. Bebeğimde benim kaderimi yaşamsın istiyorum. Çok mu şey istiyorum ? Daha doğrusunu öğreneceğim başka yalan kaldı mı ?
''Kızım iyi misin ?''
''Değilim. ''
''Seni kurtarıcam. Büyük Patronla konuşmamız lazım. ''
Aras kızgın bir şekilde araya girdi.
''Aslan, kurbağayla konuşur mu ? Sizi dinlemeyecek bile. Ben kaç yıldır ona çalışıyorum. Yaşamak için kızını bile harcar. ''
''Böyle nereye kadar kaçacaksınız ? Hadi kaçtınız, ya yakalanırsanız ne olcak ?''
'' Böyle birşey olamayacak. Aden'i doğuma kadar saklamamız gerek. ''
O sırada kapı çaldı. Gelen Asu idi.
''Asu !''
''Demek buraya saklandın Aden Hanım. Yürü gidiyoruz !''
''Asu, bırak kolumu. ''
Hemen içerden herkes koştu. Aras, Asu'nun kolundan tutarak dışarı çıkardı.
''Nasıl buldun burayı ?''
''Meltem'i takip ettim. ''
''Tek mi geldin ?''
''Şimdilik kimse bilmiyor. İstersen kimse bilmez. Benimle gel Aras. Sana tekrar şans veriyorum. ''
''Seninle asla gelmem. Sen daha bunu anlayamadın mı ?''
''Sende şunu anlayamadın. Benim canım yanarsa, herkesin canını yakarım !''
''Aden için seni öldürürüm Asu ! Çok geç istersen öldür. Büyük Patrona konumu attım. ''
''Allah'ın belası, aşağılık sürtük !''
O sırada annem dayanamayarak Asu'nun karşısına tekrar çıktı. Ve bu sefer evden getirdiği silah elindeydi.
''İlk önce kocam, şimdi kızım. Hayatımı mahvettin !''
''Bu yaptıklarım size az bile. ''
''Sussss..! Böyle çekip gidemeyeceksin. Önce bebeğini, şimdi de senin canını alıcam. ''
''Anne, yapma ne olur ! Bırak şu silahı lütfen. Bu ona değmez. '' diyerek bağırdım. Annem durmayacaktı. Emir abim annemin elinden silahı almak için annemin ellerini tuttu. Aras geriye çekildi. Beni sakinleştirmek için yanıma geldi. Abim zor bir şekilde silahı almak için annemi çekiştiriyordu.
''Anne ver şu silahı !''
''Emir bırak beni. ''
O sırada Asu arkasına dönerek koşmaya başladı. Ve bir anda o silah sesi ile herşey sessizliğe büründü.
Paaattttt...
Gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Açtığımda Asu'u yere düşmüştü. Kurşun tam sırtına isabet etmişti.
''Anne, sen ne yaptın ?''
''Vurdum, vurdum. Bunu hak ediyordu. Size yaptıkları yüzünden onu vurdum. Ben vurdum. ''
''Bırak o silahı anne. '' dedim ve Aras'la beraber Asu'nun yanına koştuk. Aras nabızına baktığında nabzı durmuştu.
''Ölmüş. ''
''Aman Allah'ım. Ne yapıcaz biz ? Anne, bunu yapmamalıydın. ''
''Silahı yok etmemiz lazım. Ve bir an önce burdan ayrılmalıyız. Yerimizi öğrendiler. ''
''Aras, Asu ne olucak ?''
''Kömücez. Hemde hemen. Hızlı hareket etmemiz lazım. ''
Annem halâ şoktaydı. Ben vurdum diyerek sayıklamaya devam ediyordu. Emir abim ve Aras, Asu'yu ormana taşıyıp, ormanda çukur açarak içine kömdüler. Sonra bizi alıp bilet almaya gittik. Burdan kaçıyorduk. Giderken teyzesi ve eniştesini konuşmaması için iyice tembihledi.
''Aras, nereye gidicez ?''
''Iğdır'a gidiyoruz. ''
''Nerde kalıcaz ?''
''Otelde. ''
''Annem hiç iyi gözükmüyor. Aras biz ne yapıyoruz böyle ? Şu başımıza gelenlere bak. ''
''Bizi bulamayacaklar. Annende hapise girmeyecek. Bu olanları unut.''
''Önce Barış, şimdi Asu. Biz bunların vebalini nasıl ödeyeceğiz ?''
''Sıçrayan çamuru ne kadar silersen sil, lekesi çıkmaz. Hatta daha çok bulaşarak, yayılır. Biz bir kere sıçrattık bu çamuru üzerimize dahasıda olucak. ''
''Biz bir sürü günaha battık. Belkide en iyisi gidip şu kanı vermek. Herkese zarar veriyoruz. ''
''Aden, ben seni kaybetmek istemiyorum. Bebeğimizide kaybetmek istemiyorum. Benimle kalın. Bana destek olun. Sürekli böyle şeyler konuşursan ben iyi olamam. ''
''Elimde değil, özür dilerim. ''
Elimi tuttu, üzüldüğümü anlamıştı.
''Biz neleri atlatmadık ki ? Bunuda atlatıcaz. ''
''İyi ki yanımdasın. ''
''Hayatında olmasaydım, bunları yaşamayacaktın. ''
''Sen olmasaydın ben hep eksik yaşayacaktım. Sen benim alnıma yazılan kaderimsin Aras. Ben seni çok seviyorum. Her gün seninle olduğum için Allah'a şükür ediyorum. Sen benim bu hayatta tek gerçek ailemsin.''
''Sende benim tek gerçeğimsin sevgilim. Sen ve oğlumuz sayesinde nefes alıyorum. Beni hiç bırakmayın olur mu ? Ben, siz olmadan yapamam.''
Elimi tutarak bir buse kondurdu. Göz yaşlarımı sildi. Başımı omzuna koydum. Bütün ağılıklarımızı taşıyarak gidiyorduk. Geride bıraktıklarımızı unutmayarakk..
Ertesi sabah Iğdır'da idik. Psikolojik açıdan kendimi fazlasıyla kötü hissediyorum.
''İstersen annenin yanında kal. O hiç iyi gözükmüyor. ''
''Haklısın. Biraz konuşmaya çalışsam iyi olur. ''
Aras bizim bavularımızı odaya yerleştirirken ben annemin odasına gittim. Yatakta öylece oturuyordu.
''Anne, ben geldim. Anne, konuş benimle lütfen. ''
''Polise itiraf etmem lazım. Teslim olmalıyım Aden. ''
''Hayır Anne. Sen hapiste yapamazsın. ''
''Herkes yaptığının bedelini öder kızım. Yıllar önce seni anne babandan ayırdık biz. Ben bunu senden yıllarca sakladım. Ama Asu'nun yükünü taşımaya halim kalmadı. Teslim olucam. ''
''Böyle olmasını sen istemedin. Servet kaçırıp getirdi beni o eve. ''
''Bende sustum. Sana anlatmadım. Bu suça ortak oldum. ''
''Gitme anne. Nolur bırakma beni. ''
''Yapma Aden. Ben bunu saklayarak yaşayamam. ''
''Ben seni gerçek annem gibi bildim. Yanımda ol. Yalnız bırakma beni. ''
''Sen çok akıllı bir kızsın Aden. Ben olmadanda başarabilirsin. Her zaman ayaklarının üzerine bas kızım. Asla yenik düşme. ''
''Lütfen anne. Gitmeeee...''
Göz yaşlarım damla damla akıyordu. Annemin boynuna sıkıca sarıldım.
''Anneler, çocuklarını asla bırakmazlar bitanem. Sen beni hissettiğin sürece ben hep senin yanında olucam. ''
''Son kez kal anne. Bu gece doya doya konunu içime çekeyim. Seninle son kez uyumak istiyorum. Saçlarımı son kez okşamanı istiyorum. ''
''Tamam benim güzel kuzum. ''
Akşama kadar annemle oda da kaldım. Zaman hiç akmasın istedim. Sonsuz bir şekilde annemin kucağında böyle uyumak istedim.
''Gittiğin yer çok mu kötü olucak ?''
''Evet. Soğuk olucak. Beton olucak. Ama ben hep sizi düşüncem ve içim sıcacık olucak. ''
''Ben hep seni görmeye gelicem. ''
''Çok güçlü olmanı istiyorum. Aden, sakın pes etme olur mu ? Anne olmak çok güzel kızım. Bebeğinden ne olursa olsun asla vazgeçme. ''
''Söz veriyorum anne. Bebeğinden asla vazgeçmiycem. Güçlü olucam. ''
O gece gözlerimden akan yaş hiç dinmedi. Annem saçlarımı okşarken göz yaşlarına hakim olamıyordu.
Hepimizin ağır yükleri vardı. Annem bu yükleri taşıyamayacağını anladı. Bense halâ o yüklerin altında direniyorum.
Emir abim içeri girdi ve anlamıştı. Çünkü annemizi çok iyi tanıyordu. Hiç konuşmadı. Bir dizinede o yattı. Biz annemizin halâ o küçük çocuklarıydık. Bu bizim son gecemizdi. Ertesi sabah gürültülü bir kapı sesi ile uyandık. Abim bizi durdurarak kapıyı kendisi açtı.
''Buyrun memur bey. ''
''Meltem Hanım burda mı ?''
''Benim konu nedir ?''
''Hakkınızda şikayet var. Asu Hanımı öldürmek suçu ile bizimle karakola kadar gelmeniz lazım. ''
Hemen annemin kolunu tutarak konuştum.
''Bir dakika memur bey. Annemin hiç bir suçu yok ! Onu böyle götüremezsiniz. ''
''Hanımefendi lütfen zorluk çıkarmayın.''
''İhbarı kim yaptı peki ?''
''Tarık adlı bir beyefendi yaptı. ''
''Tarık mı ?''
Annemi götürüyorlardı. Son bir kez gözüme baktı. Peşinden gitmeye kalkarken Aras beni tuttu.
''Aden gidemezsin bu çok tehlikeli burda kalman lazım. ''
''Aras bırak ! Annemi görüyorlar birşey yapsana. Lütfen bırakın annemi. Anneeeee...''
Bağrışlarım koridorda yankılanıyordu. Annem kaderine razı olarak sessiz bir şekilde polislerle beraber otelden ayrıldı. Özür dilerim anne, hayatını mahvettiğim için çok özür dilerim. Beni affett..

ZORBA PRENSWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu